‘Çöp’te kritik açıklama: Odalardan yeşil ışık mı?

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Karşıyaka Belediyesi arasında krize neden olan Yamanlar’daki Katı Atık Bertaraf Tesisi Projesi nedeniyle yaşanan tartışmalara AK Parti İzmir Milletvekili İlknur Denizli’nin de katılmasının yankıları sürüyor. Karşıyaka’nın üniversite raporlarına dayanarak ‘hayır, olmaz’ dediği, Büyükşehir’in kamu kurumlarından ön olur raporu alarak yürüttüğü süreç devam ederken Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden (TMMOB) açıklama geldi. Radyo Pause’da yayınlanan “Fatih Yapar’la Neler Oluyor” programına katılan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Ferdan Çiftçi, “Bölgeyi inceledik. Meslek odalarının temsilcileri ile birlikte giderek alanı gördük. İlk izlenimimiz olumludur. Harmandalı’yı düşünerek buraya bakarsanız zaten olmaz. Bir rapor hazırlayacağız” dedi.
 
TESİSİ ACİL İHTİYAÇ VAR
Yamanlar’da yapılan incelemelerini ve izlenimlerini anlatan Çiftçi, talebin kendilerinden geldiğini söyledi. Aynı talebi bitmeyen metro çalışmaları için de götürdüklerini, henüz metro incelemesi için bir yanıt gelmediğini ifade etti. Çiftçi, Yamanlar’a yapılması planlanan katı atık bertaraf tesisinin Avrupa standartlarında olacağını dile getirdi. Çiftçi, “Biz 4 milyonluk bir kentte yaşıyoruz. Her gün binlerce ton katı atık üretiyoruz. Atıklar aslında değerli bir malzeme. Bunların değerlendirilmesi, uzaklaştırılması gerekiyor. İzmir’in bu meseleyi çözmesi gerekir. Zamanında iyi yapılmış olan Harmandalı Çöp Depolama Alanı ömrünü tamamlamış durumda. Kentin acilen bir tesise ihtiyacı var. Harmandalı geçmiş yılların tesisiydi. Bölge kapasitesini aştı. Orada bir planlama eksikliği var. Çöp depolama alanı yapıldığında yapılaşma yoktu. İnsanlar oraya geldi ve sıkıntı çekmeye başladı. Alanın yakınlarının yapılaşmaya açılmaması lazımdı. Şimdi bir yeni alana, tesise ihtiyaç var. Eğer bu konuyu doğru tanımlayacaksak çöp alanı değil ‘tesis’ dememiz gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi farklı yer arayışlarına girdi. İlk olarak Torbalı’ya gitti. Sonra Yamanlar şimdi gündeme geldi. Biz TMMOB olarak projeler başlamadan başlangıçta birlikte olalım istiyoruz. Büyükşehir Belediyesi ile bir araya gelebiliyoruz. Planlama aşamasındayken bizim görüşlerimiz alınmalıdır. Katı atık sorunu kentin en büyük çevresel sorunudur. Biz yer tartışmaları gündeme geldiğimizde zaten talebimizi iletmiştik. Teknik personelin de alanda olmasını istedik. Bizim amacımız seyahat edip, gelmek değildi. Sorularımıza yanıt verilsin istedik. Alanı gördük. İlk izlenimlerimizin olumlu olduğunu söyleyebilirim” dedi.


 
İSTENİRSE RAPOR HAZIRLARIZ
Kesin bir kararın verilmesi için alanın kendileri tarafından hukuki ve teknik olarak incelenmesi gerektiğini dile getiren Çifçi, “Bu güne kadar yapılmamış. Bizim elimizde bilgi ve belge olmadan zaten tam değerlendirme yapamayız. Bizim elimizde veri olursa yapılmış çalışmalar üzerinden ancak fikir bildiririz. Ya da direk oraya gidip çalışma yapmamız gerekiyor. O farklı bir konu. Jeoloji Mühendisleri Odası gidip zaten orada kendi başına iş yapmaz. Yapacaksa da bu işlerin bir bütçesi vardır. Bir rapor hazırlanması için protokol yapılırsa o zaman hazırlanır. Bizim görevimiz uyarıları yapmak. İstenirse bu çalışmaları yaparız. Katkımızı koyarız. Oraya gittik. İlk izlenimimiz alan itibariyle olumlu görünüyor. Ancak bir rapor hazırlanması gerekir. En az 4-5 odayı ilgilendiren bir konudur. Önümüzdeki günlerde süresini bilemem ama kamuoyu ile paylaşırız. Bu rapor zeminin hukuksal durumu, planı ile ilgilidir. Yoksa derinlemesine bir raporu evrak üzerinden veremeyiz” dedi.
 
TESİSİN NİTELİKLERİNİ ANLATTI
Yamanlar’a yapılacak tesisin önemli olduğunu, Harmandalı’na bakılarak cümle kurulmasını ise yanlış bulduğunu ifade eden Çiftçi, ikisinin birbirinden ayrılması gerektiğini söyledi. Çiftçi, “Büyükşehir Belediyesi bir yıl önce tesisle ilgili bizi bilgilendirdi. Tesis kapalı bir tesis. Bu tesiste organik atıklarla gelen atıklar ayrıştırılacak. Ayrıştırıldıktan sonra organikler parçalanacak ve diğerleri alınacak. En sonunda hiçbir yerde ayrışmayan kül tarzı malzeme depolanacak. Organik çöple de zaten enerji üretilecek. O tesiste kokuyu önleyici basınçlı sistemler de olacak. Biz tesisi masaya yatırmamız da gerekiyor. Tesisin niteliği çok önemlidir. Orada iyi bir tesis olacağı öngörülüyor. Bir yere rapor hazırlayacaksanız zaten farklı rapor hazırlarsanız. Harmandalı’yı düşünerek hazırlayacağınız rapor ile bu tesisi düşünerek hazırlayacağınız rapor farklı olur” diye konuştu.
 
Çiftçi ayrıca son zamanlarda ortaya çıkan, siyasetin de karıştığı tartışmaya girmeyeceklerini söyledi. Çiftçi, “Ziyaretimizin ardından tartışmaların artması bizi rahatsız etti. Biz teknik, bilimsel ve hukuki olarak değerlendirme yaparız. Birilerinin hoşuna gidebilir ya da gitmez. Bizim bu söylediklerimize tepki de gelebilir” açıklamasını yaptı.
 
BELEDİYELERE ÇAĞRI
Çiftçi, Bornova Ağaçlı Yol’da bulunan Karayolları, DSİ ve Tarım İl Müdürlüğü’ne ait alanların satışı, itirazlara rağmen ihalesine çıkılan farklı yerlerdeki alanlar, TOKİ planları, Özelleştirme İdaresi’nin uygulamaları gibi konuları değerlendirdi. Çiftçi, İzmir’de açılan davalara rağmen yapılan satış ve ihaleler için ‘hukuk skandalı’ ifadelerini kullandı. Çiftçi özellikle ilçe belediyelerden yeterli destek göremediklerini de söyledi. Planlar askıya çıktıktan ya da iş bittikten sonra kendilerinin haberinin olduğunu anlatan Çifçi, “Ben yaptım olduğu mantığı ile karşı karşıyayız. Kamunun alanlarına sahip çıkmamız lazım. Planını belediyede yaptıramayan koltuğunun altına dosyayı alıp Ankara’dan onay alıyor. Bireysel parsel bazında bir plan ile bakanlığın ne alakası var? Bizler planlar askıya çıkınca öğreniyoruz. Takip edebilirsek bunları yakalıyoruz. Gönüllü çalıştığımız için tespitler yapabiliyoruz. İlçe belediyeler ile TMMOB olarak hemen hemen hiç ilişkimiz yok. Bunu söyleyebilirim. Kimse ‘var’ diyemez. 40 yılda bir kendi sorunları olduğunda bize geliyorlar. Yedi yıldır bu görevdeyim belediyeler bizden plan değişikliği veya imar konusu söz konusu olduğunda görüş bile almazlar. Büyükşehir ile iletişimiz biraz var ama gecikmeli oluyor. Bizi zamanında bilgilendirseler örgütlü tepki veririz. Artık halkın kendisinin tepki göstermesi lazım. Belediyeler halka bizim kadar anlatamaz. Demokratik sivil toplum örgütleri ile bir araya gelemedikleri için toplumsal refleks olmuyor. Biz belediyelere sesleniyoruz. Bizi kullansınlar. Üyelerimiz arasında işsizi, öğretim üyesi, özel şirketi, kamuda çalışanı var. Birikimi olan bir örgütüz” dedi.
 
Çiftçi, 2009 yerel seçimleri öncesinde yaptıkları kent sempozyumunda bildiri hazırladıklarını ifade etti. Yeni sempozyum hazırlığı olduğunu anlatan Çifçi, “İkincisini 28-30 Kasım tarihlerinde yapacağız. O eski bildiriyi okuyan belediye başkanı var mı bilmiyorum ama meclis üyesi sayısı 3-5’i geçmez. Yerel yöneticiler bu bilgileri değerlendirmelidir. Aday olanları, yönetenleri görmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
BİR KURUŞ MAAŞ ALMIYORUM
Çiftçi, odaların çok fazla para kazandığı iddialarına da yanıt verdi. TMMOB’ne bağlı odaların teknik konularda cüzzi miktarda paralar aldığını anlatan Çiftçi,”Milyonlarca liralık bir yatırım için birkaç bin TL para yatırılıyor. Odaların para kazanmak gibi bir amacı yok. Zaten odalarımızda görev alanlar bu işi ücretsiz, gönüllülük esasına dayalı yapıyorlar. Odalar ticaret yapmazlar. Alınan paralar üyelere gidiyor. Hiçbir yönetici ne adla olursa olsun para almaz. Sendikalarda olan sistem bizde yok. Ben TMMOB temsilcisi, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin başkanı olarak para almıyorum. Bu onur, gurur bize yetiyor. Halkımızı mutlu etmek, onlarla bir araya gelmek bizim için en büyük kazançtır. Gerçekten iyi işler yaptığımızı hissetmek bizim için önemli. Ülkemizin sağlıklı yaşaması, nesillerin iyi yetişmesi için çabalarımız gerçekleşiyorsa bize yeter. Hiçbir oda başkanı, yönetim kurulu üyesi para almaz. Bir yanlış algı oluyor” diye konuştu.
 
KAYBEDEN HALK OLUYOR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayının ardından yürürlüğe giren son torba yasada TMMOB’a bağlı odaların yetkilerinin elinden alınması, denetim olanaklarının kısıtlanması konularına da değinen Çiftçi, “Biz meslek odalarımız üzerinden kamu denetimi yapıyoruz. Bu torba yasa ile engelleniyor. Bizim çalışmalarımızdan, kamusal denetim görevimizden iktidarlar hoşlanmazlar. Bundan önce de böyleydi, şimdi de böyle. Ama bu iktidar hiç istemiyor, tamamen yok etmek istiyor. Acımasızca davranarak bunu yapıyor. Torba yasa son nokta. Aslında süreç 2009 yılından itibaren başladı. Biz yaptığımız çalışmalarda hep rantın önünde durduk. Rant tabi ki olur ama rantın kamu adına kullanılmasını tercih deriz. Bireyler, şahıslar ve tüzel kişiler adına kullanılmasının karşısındayız. Yasalarla birlikte odaların eli kolu bağlanıyor. Denetim yetkisi elden alındığı için denetimsiz işler yapılacak. Binalar yapılacak, yapılaşmalar olacak, teknik eksiklik olacağı için birçok tehlike ortaya çıkacak. Yani bir bina için denetim yapılmadığı zaman depreme dayanıksız yapı inşa edilecek. Bu da 10-15 yılda kentlerde yeni yapılan binalar yeni gibi görünse de içi, kalitesi, denetimi yetersiz olma sonucunu çıkartacaktır. Olaya bu açıdan bakmanın hiçbir eksik, mantıksız tarafı yoktur. Aslında bu yasalarla TMMOB burada kaybeden olmadı. Kaybeden halk oldu. Halkımız geleceğini kaybediyor. Odalarda oluşturulan teknik ekip hatalara, eksiklere bakıyordu. Boşuna yapılan bir iş değildi. Uygun bir proje geldiğinde zaten onay veriliyor. Hatalı olan için düzeltme talep ediliyordu. Bunlar artık bitti. Kenti çok ciddi tehlike bekliyor. Odaların denetiminden geçen yapılar sağlam yapılardır. Şu andaki yapılar denetimden geçmiyor. İşler belediyelere yıkılıyor. Belediyelerin de bu denetimi yapacak donanımı, yeterli ekibi yok.” dedi.