Can Özlü/ Fatih Yapar/ EGEDESONSÖZ - CHP İl Kongresi 25 saatte tamamlandı. Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel'in desteğini alan Ali Engin, resmi olmayan sonuçlara göre ipi göğüsledi.
CHP İzmir'de Ali Engin dönemi haberi için tıklayınız
İlk değerlendirmesini Egedesonsoz.com'a yapan Ali Engin, kongre sürecine yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bekledikleri bir oy oranı ile seçimi tamamladıklarını belirten Engin, “Sonucun bu sayılarlarla elde edilebileceğini tahmin ediyordum. Alınan ciddi bir oy var. Katılamayanlar da var. Biz 350- 400 hedeflemiştik. Bunları düşündüğümüzde blok liste olsaydı rahatlıkla 350 alabileceğimizi düşünüyordum ben. Bugünden itibaren sorumluluğumuz artıyor. Partimizi uyum ve barış içinde yürütmemiz lazım. Çok çalışmamız lazım. Arkadaşlarımıza da eşlerinden izin almalarını söylemiştim. Burası ihmal edilebilecek bir makam değil. Devir teslimi önümüzdeki hafta başı yapacağız. Partinin mali tablosuna bakacağız. Bu kurumu her şeyi ile yönetmek lazım... İdari, mali ve siyasi sorumluluklarımız var. Eski il başkanımızdan brifing alacağım. Tacettin Bey'den her zaman faydalanacağız. Levent arkadaşımız da görevine devam edecek” dedi.
İLÇE ZİYARETLERİNE BAŞLAYACAK
Özellikle metropol belediye başkanları ile kongre sürecinde sorun yaşayan ve pek çoğundan destek alamayan Engin, yaşanan rekabetin kongre ile birlikte sona erdiğini ve kavgasız, barışçıl bir yönetim sürecinin içine gireceklerini söyledi.
Engin, “Artık bu tür rekabetleri düşünmemiz mümkün değil. Kongre zamanlarında bu tür gerginlikler olabilir. Belediye başkanları oylarının rengini belli ettiler. Aziz Kocaoğlu da öyle yaptı. Kongre bitmiştir. Artık bütün bu rekabeti barışa ve ortak güce dönüştürme taraftarıyız. Arkadaşlarımızın da böylesi bir gerilimden faydalanacaklarını sanmıyorum. En kısa sürede düzelecektir sorunlar. Önümüzdeki 15 gün içinde, başkanların programlarına göre ilçe ziyaretlerine başlayacağım. Yönetim kurulu toplantımızdan sonra ilçe başkanları toplantısı yapacağım. Dış ilçe ziyaretlerine önem veriyorum. Sadece yönetim kurulu üyelerini değil, parti kanaat önderlerini ve sivil toplum örgütlerini de ziyaret etmek istiyorum. Yerinde toplantılar yapmanın daha verimli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
ÇARŞAF LİSTEYİ DOĞRU UYGULAYAMADIK
Çarşaf liste ile yapılan seçimin pek çok hata içerdiğine de değinen Engin, geçersiz oyların demokrasiye darbe vurduğunu ve bu yöntemin tam olarak uygulanamadığını belirtti.
Engin, “Çarşaf liste geleneği on yıldan beri çözülmediği için büyük zorluklar yaşıyoruz. Uygulamıyoruz. Ciddi bir sıkıntı... Demokratik de değil. Düşünün yüze yakın oy geçersiz sayılıyor. Bu oyların, bir kişinin oyu olduğunu düşünürseniz, onların iradeleri çöpe gitmiş oluyor. Demoratik sonuç açısından da sakıncalı bir durum. Bunu bir daha düşünmek lazım önümüzdeki dönemde... Bu, pek uygulanabilir bir sistem olmasa gerek. Bu kadar çok geçersiz oy beklemiyorduk. İzmir açısından bu sonucu beklemiyorduk" ifadelerini kullandı.
BELEDİYE BAŞKANLARI YENİDEN ADAY OLABİLİR!
Kongre sürecinde karşısında yer alan metropol belediye başkanlarına da zeytin dalı uzatan Engin, birlik ve beraberlik bağlarını güçlendirmek için fedakarlık yapabileceğini belirtti. Engin, ilk adımı kendisini atacağını söyleyerek, “CHP her zaman biraz da parti içi demokrasinin yoğun yaşandığı parti... Biz arkadaşlarımızla her zaman kongrelerde yarışırız ve rekabet ederiz ancak orada kalır. Bundan sonra da sorun olacağını zannetmiyorum. İl başkanı olarak da fedakârlık yapması gereken biri varsa ilk adımı ben atabilirim. Karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde bana görev düşerse adım atarım. Yeniden aday olabilmelerinin önünde hiçbir engel yok. İki yıl içinde projelerini oluştururlar, kendilerine halka sevdirirler ve aday olabilir. Aday olmayı düşünen diğer arkadaşlarımızın da artık belediye başkanlarımızı acımasızca eleştirerek yerlerine aday olmasını engelleyeceğiz. Yeni projeler üretsinler ve kendilerine yeni yöntemler bulsunlar. Aday olmanın yolu oradan geçiyor" dedi.
KOCAĞLU, YÜKSEL VE MOROĞLU'NA HAKSIZLIK YAPTILAR
Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel'in gölgesini her zaman üzerinde hisseden ve bu konuda bir takım eleştiriler de alan Engin, “Aziz Bey ile partisel konular olduğu zamanlarda sık sık görüşeceğiz. Bana çok güç kattı kongrede... Sonucu etkiler mi bilemem ama bana çok güç verdi. Alaattin Bey de aynı şekilde bana destek oldu ve güç verdi. Kendileri ile çalışmaya devam edeceğiz. Başkaları gibi düşünmüyorum. Alaattin Yüksel'in, CHP'ye ve İzmir'e gerekli olduğunu düşünüyorum. Zaman zaman Alaattin Bey'e haksızlık yapıldığını görüyorum, bu beni üzüyor. Hele bu süreçte daha da üstüne gelindi. Mustafa Moroğlu için de bu geçerli… Eleştiriler, haksız ve yersiz saldırılar oldu. Bunları doğru bulmuyorum. Hesaplaşma içinde olmayacağız ama bir daha yapmasınlar. İnsanları emekleri ile değerlendirsinler. Buna odaklandılar ancak siyasette karşılığı olmayan değerlendirmeler bunlar. Kimseyi görevden almayacağım. Su dönemin yönetim anlayışında daha barışçıl olacağız. Görevden almayı düşündüğümüz bir ilçe de yok. Dedikodular, kongre taktiği olarak ortaya çıkmış olabilir. Aklımın ucundan bile geçmedi. 20 yıldır, anti demokratik uygulamalara karşı çıktık. Bugün aynısını ben yapamam. Şu da bir gerçek ki görevini ihmal eden, unu objektif kanıtlar ile ortaya koyduğumuz arkadaşlarımızı, tüzüğün verdiği yetkiye göre değerlendiririz. Kongrede bana oy vermediği için kimseyi görevden almam" ifadelerini kullandı.
ÖRGÜTÜN KARNESİNİ ÇIKARTACAK
Başta dış ilçeler olmak üzere, tüm örgütleri tekrar tekrar gezeceğini belirten Engin, başkanların karnesini çıkartacağını ve büyük seçimler öncesi yol haritasını belirleyeceğini söyledi. Engin "Örgütün karnesini çıkartacağım. İl yönetimi oluştuktan sonra ilçe örgütlerine görevler vereceğiz. Personelinin maaşını ödüyor mu, sigortasını ödüyor mu, idari ve mali olara ne durumda, sivil toplum ziyareti yapıyor mu, genç ve kadın üye yapıyor mu ya da belediye ile ilişkileri nasıl? Bunların hepsi önemli… Bizim kriterlerimiz bunlar. Buna uyanlar ile hiçbir sorunumuz yok. Görevini ihmal eden ve üzerine vazife olmayan şeylerle uğraşan başkanlarımızı ısrarla uyaracağız ve göreve davet edeceğiz. Ama son noktada yapmıyorsa, parti kimsenin malı değil. Gereğini işletmek zorundayız" dedi.
"LİSTELERE MÜDAHALE OLMADI"
Eleştirilerin aksine, CHP İzmir'i Aziz Kocaoğlu ya da Alaattin Yüksel'in yönetmeyeceğine vurgu yapan Engin sözlerini şöyle sürdürdü: "CHP'nin nasıl yönetileceği tüzüğü gereği bellidir. Partide delege seçimleri yapıldı. Tabi ki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu idari olarak kentin lideridir. Zaten bu kenti yönetiyor. Dolayısıyla Alaattin Yüksel Parti Meclisi'nde üyedir. Daha önce genel başkan yardımcısıydı. Şu listeler hazırlanırken hiçkimsenin bir müdahalesi olmadı. Aziz Bey'in de Alaattin Bey'in de. Bu konuda benim ve ilçe başkanlarının önerileri ile liste oluşturuldu. Ne kurultay delegelerine ne de il yönetim kurulu üyelerine kesinlikle müdahale etmediler. Bunu gerçekten samimi bir şekilde söylüyorum. Algı 'listeleri de onlar yaptı şeklinde oldu. Böyle bir şey olmadı. Aziz Kocaoğlu 'çok sıkışırsanız beni bile yazmayın' dedi. Bana bunu bizzat söyledi. Tamamıyla ilçe başkanlarının önerileriyle, ilçelerden gelen taleplerle liste yaptık. Bunların içerisinde Alaatin ve Aziz Bey'e sıcak olan, yoldaş olan var mıdır? Tabi ki vardır. Bunlar herkes için de geçerli. Uzun yıllardır iki isim partide siyaset yapıyorlar. Zaten siyaset anlayışımız ve dünya görüşümüz uyuyor. Anlayış birlikteliğimiz var. Bizim siyaset yapma görüşümüz Alaattin Bey'le de, Aziz Bey'le de ve Mustafa Moroğlu Bey ile de benzeşiyor"
"GİRİŞTE İZDİHAM YAŞADIM"
"Sağolsunlar… Ben o konuda çok mutlu oldum. Kongre salonuna girişte zaten gerçekten izdiham beklemiyordum. Ben tanıdıklarla tokalaşıp geçip yerime oturmayı planlıyordum. Sevindiğim bir durum oldu. Bütün tribün ve delegeler çok olumlu bir tepki verdiler. Siyasetçi olarak kendi kendime ' demek ki iyi şeyler yapmışız, partiye gönül bağlamışız' dedi. Geçen 20 yılda yaptıklarımızın ortada olduğunu gördük. Bunu sürdüreceğim. Bazı arkadaşlarımız bana 'çok iyi niyetlisin' diyorlar. Zaten kötü niyetli olamam. İl başkanının kötü olmaya niyeti yok. Hep böyle devam edeceğim. Ama bu da şu anlama gelmiyor. İstismar edilen, aldatılan, istenildiği yere sürüklenen anlamı çıkmasın. Ben genelde kimseye adaletsizlik yapmak istemem. Benim niyetim budur. Ben kimsenin hakkında olumsuz şey düşünmem. Söyleyeceğimi de yüzüne söylerim. Otoriteyi de sevgi, adalet duygusu ve saygıyla kurmayı planlarım. Bazı yöneticiler otoritesini şiddetle, baskıyla değişik yöntemlerle kurabiliyor. Bir yönetici de vardır ki saygı ile iş disiplinini sağlayabilir. Ben böyle bir yönetici olmak isterim"
"BEN İZMİRLİYİM"
Engin, özellikle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun göreve gelmesinden bu yaa yaşanan mezhepsel tartışmalara da ala geçit vermeyeceklerini söyledi. ‘İzmirliyim’ diyen Engin, “Bu konulara girmek istemiyorum. Hepimiz İzmirliyiz. Bizim ayrımız gayrımız yok. Kentin değerlerine bağlı insanlarız. İzmirli’nin ölçütü bellidir. Çağdaş, laik, kadına değer veren, başkasının hak ve hukukunu koruyan, dünyayı farklı algılayan bir yapı var. Ben de bu kriterlere uyduğumu düşünüyorum. Kendimi İzmirli olarak ifade ediyorum. Öyle bir tartışmayı 'zayıflık' olarak görüyorum. Onun da toplumuza fayda getirmeyeceğine inanıyorum. Kongre döneminde zaman zaman böyle şeyler olur. Üstünlük sağlamak için böyle şeyler olabilir. Bunu söyleyenlerin ve itham edenlerin de aslında yapılanların ayıp olduğunu bildiklerini ben çok iyi biliyorum. Böyle şeyleri kongre sürecine saymak lazım... Bazı tartışmalar geride kalacaktır" diye konuştu.
SALONU EN SON O TERK ETTİ
Kongre salonundan çıkışta açıklamalarda bulunan Engin, “Bu kongrenin kaybedeni olmamıştır. Kol kola bu salondan nasıl çıktıysak, yine kol kola AKP iktidarına karşı birlikte hareket edeceğiz. AKP İzmir'e baskı kurarak iktidarını devam ettirmek istiyor. Buna izin vermeyeceğiz. 30 ilçemiz ile direneceğiz. Bu onurlu görevin ve sorumluluğun ağırlığının farkındayım. Hiçbir şekilde kişisel ihtirasla ile siyaset yapmayacağım. Kişisel ihtiraslarımı partinin önünde tutmayacağım” dedi.