CHP'li Yücel hükümete yüklendi, hedefi koydu: Yüzde 60 ile seçimi alırız!

Mehmet İŞLER/ EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, 31 Mart yerel seçimlerine çok az bir süre kala gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.  Başkan Yücel, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) oluşan Cumhur İttifakı’nın temsilcilerinin CHP ve İYİ Parti’nin yer aldığı Millet İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer ve meclis aday listelerine yönelttiği sert eleştiriler karşısında sessizliğini bozdu.  

Süreçte ayrıca Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci’nin partisini hedef alması karşısında da iktidar temsilcilerine sorular yönelten Yücel, İzmir noktasında iddialı açıklamalarda bulundu.

30 ilçenin kazanılacağını ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de yüzde 60’ın üzerinde rekor bir oyla kazanılacağını aktaran Yücel, ‘Zeybek oynayacağız, Zeybekci’yi de davet edeceğiz’ mesajını verdi.  

1 NİSAN’DA SİYASETTE YENİ BİR SAYFA AÇILACAK, ASGARİ YÜZDE 60!
Yücel ilk olarak, “Seçimlere 5 günümüz kaldı. İzmir özelinde konuşacak olursak CHP olarak tüm hazırlıklarımızı yaptık. 31 Mart gecesi ve 1 Nisan günü siyasette yeni bir sayfa açılacak. Elimizdeki anket sonuçlarına göre Büyükşehir Belediyesi noktasında asgari yüzde 60 oy oranıyla seçimi kazanacağımıza inanıyoruz. Bunu sadece biz görmüyoruz. İktidar temsilcileri de CHP’yi ve adayları kötülemek olarak kampanyalarını kurguluyor” dedi.

GELDİĞİNDE BİZİ ŞAŞIRTTI, İZMİR TARZINA DAYANAMADI VE U DÖNÜŞÜ YAPTI!
Cumhur İttifakı’nın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Zeybekci’yi hedef alan Yücel, “Seçim kampanyalarının başına döndüğümüzde tüm İzmir doğrusu çok şaşırmıştık. AKP'nin İzmir için atadığı Büyükşehir Belediye Başkan adayı hiç alışık olmadığımız bir AKP'li tarzıyla gayet uyumlu, sıcak açıklamalar yapan, neredeyse İzmirli olmaya karar vermiş uyumlu bir tarzdaydı. ‘Yapacaklarını anlatacağını, AKP'yi İzmirlileştireceğini’ söyleyerek, adeta AKP'nin İzmir'de 17 yıldır eline yüzüne bulaştırdığı siyaset anlayışını değiştirmeye çalışacağını itiraf eder bir haldeydi.  Ancak kendisi bu İzmir tarzına daha fazla dayanamadı ve özellikle İzmir ile ilgili yaptırdıkları anketlerde, ellerindeki birkaç ilçe belediyesini de kaybetmek üzere olduklarını görünce onun da paçaları tutuştu ve klasik AKP tarzına U dönüşü yaptı. İzmir'de sonuçların kendileri için hüsran olacağını anlayan AKP'liler, tüm o uyumlu açıklamaları, sevgi kelebeği hallerini bırakıp, en büyüklerinden öğrendikleri AKP taktiğini hemen devreye soktular. Nedir o  AKP taktiği? Kimse inanmasa da İftira at, Doğru olmadığını herkes bilse de yalan söyle, kaos ortamı ve düşman yarat, milli ve dini duyguları sömüre bildiğin kadar sömür” diye konuştu.

CHP'YE DEĞİL, GERÇEK ANLAMDA İZMİR'E KURULAN KUMPASIN İKİNCİ AYAĞI BAŞLATILMIŞ OLDU
Yücel ayrıca, “AKP'nin en başındaki isimlerden başlayarak AKP'nin Genel Başkan Yardımcıları, AKP'nin İçişleri Bakanı, AKP'li Sayın mevkidaşım ve Sayın Zeybekçi, İzmir'de hiçbir İzmirlinin itibar etmediği,  dürüstlük ve siyasi ahlak ile bağdaşmayacak, İzmir'in demokrasi ve adalet anlayışına tamamen ters düşen bir algı yaratmaya çalıştılar. Partimizi ve adayımız Sayın Tunç Soyer'i,  önce Büyükşehir Belediye başkan adayımızın babası üzerinden suçlayıp bir algı yaratarak ‘Acaba buradan İzmirliyi kandırır da, İzmir'den oy alabilir miyiz?’ kampanyası başlattılar. Tüm Türkiye'yi dahil etmeye çalıştıkları bu kampanya önce İzmir'de sonra da Türkiye'de ellerinde patladı. Ardından AKP'nin zaten az olan İzmir oylarının iyice eridiğini, 17 yıllık kriz, kavga, gerginlik, adaletsizlik, baskı ve saray yönetiminden bıkan İzmirlinin, AKP'nin elinde olan ilçelerde bile CHP'ye yöneldiği gören AKP'nin yöneticileri ilk kampanyalarından ders almadan, bu kez de meclis üyesi adaylarımız üzerinden bir terör tartışması başlattılar. Yani anlayacağınız sadece CHP'ye değil, gerçek anlamda İzmir'e kurulan kumpasın ikinci ayağı başlatılmış oldu. Günlerdir AKP'li adayların ne İzmir projelerine, ne AKP'nin batırdığı ekonominin nasıl düzeltileceğine, ne de reel de yüzde 20'lere dayanan işsizliğin nasıl çözüleceğine dair tek bir cümle duymadık. Hepsi ağız birliği etmiş CHP'ye iftira atma, kendi sarmaş dolaş oldukları terör örgütleriyle CHP'yi ilişkilendirme çabası içinde. Üstelik bu yalanları, bu ipe sapa gelmez, adeta İzmirlinin aklıyla dalga geçersine dillendirdikleri iftiraları öylesine acemice ve komik bir şekilde yapıyorlar ki, her konuşan AKP'linin ağzından başka bir sayı, başka isimler ve birbiriyle uyuşmayan saçma iddialar çıkıyor. Yani anlayacağınız kendi yalanları, kendi ayaklarına yapışmış durumda” açıklamasında bulundu.

BİZ BU FİLMİ DAHA ÖNCE GÖRMÜŞTÜK!
“Seçimlere 6 gün kaldı, İzmir özelinde konuşacak olursak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm hazırlıklarımızı yaptık” diyerek sözlerini sürdüren Yücel, “31 Mart günü, seçimin demokratik bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli tedbirleri aldık. 1 Nisan günü siyasette yeni bir sayfa açılacak. İzmir’de, 2014’de kaybettiğimiz 8 ilçe de dahil olmak üzere 28 ilçede CHP adaylarıyla, 2 ilçemizde de İYİ Parti adaylarıyla başarıya ulaşacağız. Elimizdeki anket verileri bunu somut olarak gösteriyor. Büyükşehir’de de asgari yüzde 60 oyla seçim kazanacağız. Tabii bu durumu gören sadece biz değiliz. Bu durumu gören AKP yetkilileri, seçim kampanyasını, hizmet ve projelerin yarıştığı, dürüst ve ilkeli bir şekilde yürütmek yerine, Cumhuriyet Halk Partisi’ni ve cumhuriyet halk partisi adaylarını kötülemek, karalamak, iftira ve çamur atarak bir algı yaratmak üzerine kurguluyor. Her dönem iktidarın sözcülüğünü yapan bazı yandaş basın yayın kuruluşları da, tarafsız ve doğru habercilik yerine bu görev ve misyonlarını yine bu dönem de devam ettiriyorlar. AKP’nin Büyükşehir adayı Nihat Zeybekçi İzmir’de CHP listelerinde 103 kişinin terör örgütleriyle bağı olduğunu iddia etti. Sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 14 kişinin ve AKP Genel başkan yardımcısı ve İzmir milletvekili Hamza Dağ 27 kişinin terör örgütleriyle bağı olduğunu iddia etti. Öncelikle şunu ifade etmek isterim; bir tanesi içişleri bakanı, bir tanesi hukukçu ve bir tanesi de İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan bu arkadaşlar ne yaparlarsa yapsınlar Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin aday gösterdiği isimleri terörle ve terör örgütleriyle yan yana getiremezler. Herhalde kafaları çok karışık ki; biri 103 derken öteki 14, bir diğeri ise 27 diyor. Biz bu filmi daha önce gördük. Devletin bakanı, iktidar partisinin milletvekilleri ve belediye başkan adayı işi gücü bırakmış kara propaganda yapmaya çalışıyorlar, tertemiz, pırıl pırıl insanları hedef gösteriyorlar. Böyle bir durum dünyanın neresinde olursa olsun, ancak faşizmin hakim olduğu ülkelerde söz konusu olabilir. Devleti temsil eden, asli görevi ülke içerisinde güvenliği sağlamak olan içişleri bakanı, bu görevini unutmuş, siyasi hedefleri uğruna halkı kin, nefret ve düşmanlık söylemleriyle karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Bazı basın yayın kuruluşlarında meclis üyesi adayı olan arkadaşlarımızın isimleri yayınlandı. Bu arkadaşlarımızın her biri birbirinden değerli, haklarında bu asılsız iftiraları atanlardan kat be kat daha temiz, vatanına, milletine, bayrağına bağlı arkadaşlardır. İsmi yayınlanan arkadaşlarımızın her birinin adli sicil kayıtları tertemizdir. Bu arkadaşlarımızın adaylıkları Seçim Kurulları tarafından incelenmiş ve adaylığa engel hali bulunmamıştır. Kaldı ki bu arkadaşlarımızın büyük bir bölümü geçmişte meclis üyeliği ve il genel meclis üyeliği yapmış isimlerdir.  AKP’nin hukukçu genel başkan yardımcısına söylüyorum; Anayasanın 38. Maddesinde “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” TCK’ın 20. Maddesinde “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz” denilmektedir” ifadelerini kullandı.

‘BU FETÖ’NÜN YÖNTEMİ DEĞİL MİDİR?’ DEDİ VE İKTİDARA SORULARI SIRALADI!
Yücel, “Sırf kendilerine siyasi rant sağlamak adına, haklarında ne bir dava, ne bir soruşturma, ne bir gözaltı, ne bir tutuklama kararı olan bu insanları karalamak, çamur atmak, itibarsızlaştırmaya çalışmak ve hedef göstermek FETÖ’nün yıllarca kullandığı yöntem değil midir? Şimdi ben bu arkadaşlara sorsam; Terör örgütü PKK’yla OSLO görüşmelerini yapan kimdir? Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’la İmralı görüşmelerini yapan kimdir? Yıllarca kan döken, bebek katili teröristleri aklamak için Çadır mahkemeleri kurarak, devletin şerefli, onurlu hakim ve savcılarını teröristlerin ayağına gönderen kimdir? Valilere, teröristlere dokunmayın talimatı veren, hendeklerin kazılmasına, silahların, bombaların şehirlere inmesine izin veren kimdir? Sur’da, Cizre’de ve Nusaybin’de 200’ün üzerinde vatan evladının şehit düşmesinin sorumlusu kimdir? Tabii ki AKP iktidarıdır.  Peki soruyorum AKP’nin hukukçu genel başkan yardımcısına;  FETÖ ve cemaat bağlantısı olduğu bilinen, Yamanlar Kolejinden yetişmiş AKP milletvekilleri kimlerdir? FETÖ’nün ve cemaatin okullarında ve yurtlarında yetişmiş AKP yetkilileri kimlerdir? TBMM kürsüsünden, terör örgütü lideri Fetullah GÜLEN’i öven Adalet Bakanlığı, başbakan yardımcılığı yapmış AKP yetkilisi kimdir?  FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i ve kumpas savcısı Zekeriya Öz’ü öven İçişleri Bakanı kimdir? Geçmişte Cemaat bağlantısı olduğu ancak sonradan bu yapılanma ile bağlarını kopardığı emniyet ifade tutanaklarına geçen, İzmir’in metropol ilçelerinin birinden aday olan AKP’nin Belediye Başkan adayı kimdir? Kamu’da doktor olarak çalışan ve FETÖ ile iltisakı nedeniyle OHAL KHK’sıyla kamu görevinden ihraç edilen, daha sonra görevine iade edilen ve şu anda bir metropol ilçeden AKP’nin belediye başkan adayı olan şahıs kimdir? 15 Temmuz’da TBMM’yi bombalayan F-16 pilotunun kardeşi olan ve aynı zamanda İzmir’in bir ilçesinde AKP’nin 1. Sıra meclis üyesi adayı olan kişi kimdir? Sayın AKP yetkilileri bu soruların cevaplarını verirse İzmirlileri de, kamuoyunu da, bizleri de aydınlatmış olurlar.  Şunun tekrar altını çizmek isterim. Attıkları çamurlar Cumhuriyet Halk Partisine yapışmaz. Ama çamur atanların zaten kirli olan elleri daha da kirlenir. AKP’nin ve yetkililerinin bu iftiralarına karşı gerek kurumsal olarak gerek de ismi zikredilen arkadaşlarımız bireysel olarak her türlü hukuki başvuru yapmaktadırlar. Bir hatırlatma yapayım. PKK terör örgütünün suikast düzenlediği/saldırı yaptığı tek lider, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur. AKP’nin hukukçu Genel başkan yardımcısına soruyorum; Sayın genel başkan yardımcısı CHP’nin aday belirleme süreciyle ve CHP adaylarıyla neden bu kadar ilgilenmektedir? AKP’nin Karabağlar adayı açıklandıktan sonra bir gecede değişmedi mi?  İstanbul’da, Ankara’da, Balıkesir’de, Bursa’da ve Uşak’ta AKP’nin seçim kazanmış, halk tarafından seçilmiş belediye başkanları bir talimatla görevlerinden istifa etmedi mi? AKP’nin Balıkesir Belediye Başkanı televizyonlar önünde ağlaya ağlaya, istifa etmesi için tehdit edildiğini ifade etmedi mi? Topluma ve kendi belediye başkanlarına bunları yaşatan bir partinin demokrasiden bahsetmeye hakkı yoktur. Biz bu ülkede, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak için yola çıktık. Biz gerek siyasal olarak, gerek de ekonomik olarak tam bağımsız bir Türkiye kurmak için yola çıktık. O yüzden AKP’li yöneticilerin Cumhuriyet Halk Partisinden bu kadar korkmalarına gerek yok. Tam aksine CHP’nin hem yerelde, hem genelde milletin vereceği destekle iktidar olması, AKP’li yöneticilerin de hayrına olan bir durumdur. Zira CHP, AKP’nin yaptığı ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, adaletsizliği yapmayacak, toplumun tüm kesimlerini kucaklayarak herkese eşit ve adaletli davranacaktır” dedi.

İZMİRLİLERE ÇAĞRI: SANDIKLARA SAHİP ÇIKALIM, OYUMUZU KULLANALIM!
Yücel ayrıca, “Tüm üyelerimize ve İzmirlilere seslenmek istiyorum. Öncelikli görevimiz ilk olarak 31 Mart’ta sandıklara gidip oyumuzu kullanmak olacak. Sonra da en önemli işimiz sandıklara sahip çıkmaktır. Biz parti olarak her türlü önlemi alıyor, her sandığın başına temsilcimizi ve müşahitlerimizi yerleştiriyoruz ama sandıkları korumak için tüm vatandaşlarımızı da sandık başlarına çağırıyorum. Sandıklara sahip çıkalım ki, hem hileye ve oy hırsızlığına engel olalım, hem de İzmir’de bunca yalanla, bunca iftirayla kara kampanya yürütenlere, oyumuza dolayısıyla demokrasimize nasıl sahip çıktığımızı göstererek İzmir’den unutamayacakları bir ders verelim. Tüm İzmirli vatandaşlarımızı 31 Mart’ta saat 17.00’de, oy kullandıkları sandıklardaki oy sayım işlemini takip etmeleri için sandık başına davet ediyor, sandığa sahip çıkmanın geleceğimize sahip çıkmak olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum” diye konuştu.

YÜZDE 60’IN ÜZERİNDE BİR OY ALACAĞIZ VE REKOR KIRACAĞIZ
Zeybekci’nin, ‘İzmir’de 30 ilçenin yarısının yakınından bile geçemeyecekler’ açıklamasına cevap veren Yücel, “Yaptığımız çalışmalarımız var. Siyaset iddia işidir. Nihat Zeybekci büyük bir iddiayla, görev ve talimatla İzmir’e gelmiş aday olmuştur. Resmi sayımlar yapılana kadar bu iddiaların olması doğaldır. Ancak somut veriler Zeybekci’yi doğrulamamaktadır. 28 ilçede CHP, 2 ilçede İYİ Parti adaylarıyla toplam 30 ilçede Millet İttifakı olarak başarılı bir sonuç alacağız. Büyükşehir noktasında da yüzde 60’ın üzerinde bir rekor oy oranına ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

31 MART AKŞAMI ZEYBEK OYNARIM, ZEYBEKCİ’Yİ DE DAVET EDERİZ
Zeybekci’nin kampanya süreci boyunca, ‘31 Mart akşamı, Kordon’da, Konak Meydanı’nda o zeybek oynanacak’ şeklinde kullandığı cümleye atıfta bulunan Yücel açıklamalar yaptı. CHP’nin de 31 Mart akşamı zeybek gösterisi için hazırlık yaptığının hatırlatılması ve ‘siz de zeybek oynayacak mısınız?’ sorusu karşısında konuşan Yücel, “İzmir’deyiz. Egeliyiz. Her zaman zeybek oynarız. 31 Mart gecesi de böyle bir organizasyon olursa zeybek oynarız. Zeybekci’yi de davet ederiz. İzmir ve Türkiye için 31 Mart akşamı siyasette yeni bir sayfa açılacak. Elbette böyle bir organizasyon olursa icabet ederiz” dedi.