CHP’li Balbay: Suriye politikamız üç koldan çöktü

Balbay Türkiye Suriye sınırının 911 km. olduğunu anımsatarak programda şu değerlendirmeleri yaptı:
 
RUSYA HEM KUZEY HEM GÜNEY KOMŞUMUZ
Erdoğan 2012 yılı sonbaharında Esad’ın yakın zamanda gideceğini, Türkiye’nin Suriyeli kardeşleriyle Şam’da buluşacağını, önce Selahaddin Eyyubi’nin mezarında Fatiha okuyacaklarını, ardından da Emevi Caminde namaz kılacaklarını söylemişti. Ama ne yazık ki namazı Şam’da Emevi Camii’nde değil, Moskova’da Putin’in askerlerinin koruduğu camide kıldı. Rusya’nın son operasyonlarıyla birlikte, artık Rusya sadece kuzey komşumuz değil aynı zaman da güney komşumuz. Erdoğan konuyu bir NATO sorunu haline getirip uluslararasılaştırmak istiyor. Ama bunun Türkiye’ye ne getirip ne götüreceğini de şu aşamada kestirmek zor.
 
SURİYE TÜRKİYE’YE GİRDİ     
29 Nisan 2011’de Hatay’dan Türkiye’ye giriş yapan birkaç yüz Suriyeliye kucaklarımızı açtık ve katliamdan kaçanlara Türkiye ev sahipliği yapacak dedik. Elbette yapacaktık. Katliamdan kaçan herkese her ülke yardım eder, etmelidir. Komşu ülkeler zorunlu olarak da etmelidir. Ancak bunun ucunun nereye varacağını o günlerden ön görmek ve hemen önlem almak gerekiyordu. Türkiye bu önlemi almadığı gibi herkesi davet etti. Gelenlerin istatistiğini tutmayı ancak 2013 yılı sonunda akıl edebildi. Bugün Türkiye’de doğan yüz bin Suriyeli bebek var. Üç yüz bini aşkın Suriyeli çocuk okul çağında ve onların ne olacağını belli değil.  AB ise Türkiye’ye doğu sınırlarını sonuna kadar aç, Batı sınırlarını ise sımsıkı kapat diyor. Son olarak yaptığı teklif ise bence hiç ahlaki değil. Senin toprakların da kalsınlar, Suriye’nin kuzeyin de tampon bölge isterken Türkiye’yi neredeyse tampon bölge yapmak istiyorlar.
 
EĞİT DONAT PROJESİ İFLAS ETTİ       
Esad’ın bir an önce gitmesi için Türkiye’de muhalif güçler eğitilecek, iyice donatılacak ondan sonra da Suriye’ye gidecekler ve orada Esad’a karşı savaşacaklardı. Böylece zaten Esad haftalar içinde düşmüş olacaktı. Ne yazık ki projelerinin çöktüğünü geçen hafta ABD’de kabul etti. Zira Türkiye’de eğitilip donatılanlar, donatım malzemelerinin çoğunu Esad güçlerine vermişler. Oraya gidenlerinin kaçının gerçekten savaşçı kaçının üst tarafa geçtiği ise henüz bilinmiyor. Bu konuda üretilen yeni politika Suriye’nin kuzeyindeki PYD güçlerini bu projenin içine katmak şeklinde açıklandı. Bununda Türkiye’deki terörü etkileyip etkilemeyeceği şimdiden tartışma konusu. Herkes biliyor ki PKK ile YPG arasında isim farklılığından başka bir şey yok. Üç koldan çöken Suriye politikamızı gözden geçirmek için hala geç değil. Hükümeti aklıselime davet ediyoruz.
 
SURİYELİLER KÖLELEŞTİRİLİYOR
 Türkiye’deki Suriyeliler hayatta kalma mücadelesi verirken, paralarını ya yurtdışındaki simsarlara kaptırıyorlar ya da tüm emeklerini günde 10 - 15 TL’ye sömürüye açık hale getiriyorlar. Türkiye’nin pek çok bölgesinde sadece Suriyelilerin çalıştırıldığı, kayıt dışı, devlete hiçbir bilgi verilmeyen, Suriyelileri de karın tokluğuna çalıştıran atölyeler var. Bu hem emek sömürüsü hem haksız rekabet. Bu konuda fiilen devlet otoritesi ortadan kalkmıştır.