HABERLER>GÜNCEL
20 Aralık 2012 Perşembe - 10:35

Bir garip Şirince güncesi…

İzmir turizminin önemli madenlerinden birisi olan Selçuk’a birkaç kilometre uzaklıkta bulunan Şirince Köyü için son günlerde üretilen kıyamet senaryoları, vatandaşın da aklını karıştırıyor. Türkiye’nin 2023 yılı için ortaya koyduğu Turizm Stratejik Planı’nda yer alan 50 milyon turist hedefiyle ne kadar örtüştüğü belli olmayan fırsat ekonomisi, ulusal basının konuyu magazine dönüştürmesiyle bölge insanını da içinden çıkılmaz bir duruma sokuyor. Bir tarafta kısa süreli yüksek kar beklentisinde olan fırsatçılar bulunurken diğer tarafta köyün butik özelliğinin kaybolduğunu düşünenler yer alıyor. Maya takviminden kehanetlere kadar birçok unsuru içeren kıyamet senaryolarını EGEDESONSÖZ okuyucuları için yerinde inceledik.

Bir garip Şirince güncesi…

Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ - Selçuk’un içinden Şirince Köyü’ne giden yola döndüğümüz vakit, karşılaşacağımız manzarayı az çok tahmin ediyordum. Yanımda eşim ve minik kızım vardı. Gündelik temposunun dışında hareketlenmiş, benim gibi yüzlerce yabancının olduğu köye doğru yol alıyoruz. Sağa sola dönerek yukarı doğru ilerlediğimiz köy yolunda, sırasıyla birkaç araç görmek doğal olarak beni şaşırtmadı. Şarapları ile ünlü olan bu köyde, yol kenarında gördüğümüz zeytin ağaçları da bölge ekonomisi için bizlere önemli ipuçları veriyordu. Kaçıncı kez gittiğimi hatırlamadığım Şirince Köyü’ne vardığımızda giriş bir hayli kalabalıktı. Jandarma, köye yabancı araç giriş çıkışını yasaklamış; gelenleri otopark olarak kullanılan geniş düzlüklere yönlendiriyordu.

- Şirince’de ‘kıyamet’ sessizliği…
 
Bunlardan birisine girdiğim de park edecek yer bulmakta hiç de zorluk çekmedim. Lakin buranın neredeyse yüzde 90’ı boştu. Üstelik görevli olduğunu tahmin ettiğimi sarı kıyafetli birisi de beni yönlendirmişti.

Havanın keskin ve soğuk etkisinden olacak, ‘kıyamet senaryosu’ dedikleri şeyin ‘onca sorun varken’ nasıl insanların konuştuğu bir gündem maddesi haline dönüştüğünü anlamaya çalıştım. İlk gelişimin üzerinden 23-24 yıl geçmişti. O zamanda aynı gelmişti bana, sonraki gidişlerimde de… Araçtan inip otopark girişinde bulunan kulübeye yöneldim. Bana yol gösterenin dışında iki kişi daha vardı. Hallerinden arkadaş olduklarını anladım. Konuşmaya başladığımda bana söyledikleri ‘Pulitzer Ödülü’ aldıracak ya da sansasyon yaratacak türden değildi. Sadece içten ve samimiydiler. İkisi ismini vermese de birisini ikna ettim. Adı Murat Ongun’du. Şirince Köyü’nün yerlisi olduğunu söyleyerek, son günlerde yaşananları anlatmaya başladı. Ongun, “Kıyamet 21 Aralık’ta kopacak diye bir şey çıkardılar. Ne olduğu belli değil. Birileri gelecek, büyük izdiham yaşanacak deniyor. Gazeteler, televizyon kanalları gelip gidiyor ama ortada bir şey yok. Sağa sola bakın, her yer bomboş. Bu nasıl iş anlamadık. Hepimiz huzursuzuz.”

Sorularımı dikkate almış olacaklar ki, ismini vermeyen görevli, “Ya kardeşim, diyorlar ki Tom Cruise, Jennifer Lopez ve Angelina Jolie gelecekmiş. Nereye gelecek? Kim çıkartıyor bunları? Bir de üstüne diyorlar ki, yok efendim 5 bin TL’ye odalar tutulmuş, kalacak yer yokmuş. Gidin bakın pansiyon ya da evlere. Kim gelmiş kim gitmiş. Buranın neredeyse yüzde 90’ı bomboş... Otoparkın halinden de belli değil mi yaşananlar?”
Arada konuya girerek, “En azından birkaç gün de olsa işleriniz açılacak, değil mi?” diyecek oldum; hemen cevap verdiler, “50 bin kişi gelecek deniyor. Nereye gelecek o kadar kişi. Zaten o gün köye araç girişi de yasaklanacak. Böyle anlatılıyor, bizler de şaşırıyoruz.” İçlerinden birisi diğerini sözünü keserek, “Binlerce liraya ev kiralanıyormuş diyorlar. Yarın bir gün maliye gelse, nerede bunun vergisi? diye soracak olsa ne olacak? Ortada bir şey yok, maliyeciler buraya gelecek.” Üçü de dertlerini anlatıyorlar ayaküstü. Belli ki bir sıkıntı var.
 
ÖYLE SÖYLENİYOR AMA…
Yol üzerinde süs kabağı, baharat ve zeytinyağı satan Ramazan Akdemir’in standına uğruyorum. O da buranın yerlisi, başlıyorum hem alışveriş yapıp hem de sormaya. Aslında Ramazan Bey çok da istekli değil. Belli ki, soran sorgulayan çok olmuş. Kısa cevaplar veriyor: “Böyle bir kalabalık olacak diye biz de duyuyoruz. Bakalım ne olacak. Umarım bizim için iyi olur.”
“Hayırlı işler” diyerek elimdeki süs kabağı ile yoluma devam ediyorum. Yol dediğim de,Yolda küçük bir dükkan. Çerez ve kuruyemişler gözüme çarpıyor. Hem yer hem de sohbet ederim diyorum. Yaklaşıyorum standa, alıyorum bir avuç Antep fıstığı 4 TL’ye. İki kişi var tezgahın arkasında. Biri yakın arkadaş. Belli ki, eski dostlar. “Ne olacak?” diyorum satıcı Mustafa Beye. “İyi olacak” diye yanıtlıyor, “Para kazanacağız” Bunun köy için iyi bir tanıtım olup olmadığını soruyorum. Arkadaşı cevaplıyor “Reklamın iyisi kötüsü olmaz” diye. Biraz sohbet ediyorum. Kafalarda hep, ne kazanabiliriz var. Önemli olan ‘kazanmak’. Aşağı doğru yola devam ediyorum. Hazır gelmişken şarap alıp, köy esnafı ile de konuşayım diyorum. Yolda ilerlerken Almanca konuşan bir grubu solluyor, camında ‘içerisi sıcacık’ yazan lokantanın önünden geçiyorum. Yollar, çoğunlukla bozuk. Doğal olduğu için değil, iyi yapılmadığı için… Daha öncede birkaç kere uğradığım Eski Sinema Şarapevi’ne yöneliyorum. İçeride iki bayan şöminenin önünde oturuyor. Sonradan kardeş olduğunu öğrendiğim ikiliden yaşça küçük olanı karşılıyor beni. Sonrasında bir yandan alışveriş ediyor bir yandan da sohbet etmeye başlıyorum. Hava soğuk olduğu için elimde Antep fıstığı, şöminenin yanındaki sandalyeye oturuyorum.

Gülay Tiftikçi ile Nihan Ersoy... İkisi de Şirince’nin yerlisi. Başlıyorlar uzun uzun anlatmaya. Arada içeri bir bey girip çıkıyor. O da katılıyor sohbete. Gülay Hanım, “Bu işin iyice tadını kaçırdılar. Biz çok huzursuzuz. Öyle şeyler anlatıyor ki basın, hiçbir gerçekliği yok. Mesela ‘Çok yüksek fiyatlarla odalar kiralanıyormuş’ deniyor. Bu doğru değil. Benim dayımın küçük bir pansiyonu var. Kendisi de odaları yaklaşık 150 TL’den kiraya veriyor. Yani öyle anlatıldığı gibi bir rakam yok”. Gülay Hanım anlattıkça, birilerinin bu işi nasıl sulandırdığını ya da nasıl beceremediğini rahatlıkla anlıyorsunuz. Gülay Hanım, “Esnaf olarak çok rahatsız oluyoruz. Yarın bir gün buraya birçok insan gelecek. İyi de niye? Her yerde doldu deniyor. Halbuki bütün yerler boş… Bir de, içkiyi çok kaçıran insanlar olabilir. O zaman ne olacak?” diyor. Bu arada Köy Muhtarı Levent Apak’ı kime sorsam aldığım cevap “Yok” oluyor. Dükkandan ayrıldığım vakit kafamda durumun daha da netleşti. 

İki şişe şarap süs kabağım ve sabunlarımla geldiğim yoldan geri dönmeye başlıyorum. Çünkü hiçbir şey yapmadan iki saat geçirdiğim bu yerde 12 kişi ile konuşup kabaca konunu özüne iniyorum. Köyün kalanı gezmiyorum çünkü söylenecekleri az çok tahmin ediyorum. Bugünden itibaren başlayacak kalabalık, hafta sonu zirve yaparak son bulacak. Esnaf bir ayda kazandığı parayı muhtemelen 2-3 gün içinde kazanacak.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
ODTÜ'de polis isyanı: Rektörlükten kınama
Üniversite rektörlüğü, Göktürk-2’nin fırlatılma törenine katılan Başbakan ...
Başbakan Erdoğan'ın oğlu yeni 'gemicik' aldı!
Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan, bir ‘gemicik’ daha satın aldı. Bilal Erdoğan’ın ...
Buca'da yangın paniği!
Buca’da bir marketin demirle kaplı depo bölümünde belirlenmeyen bir nedenle ...
 
Parakat caretta carettanın sonu oldu!
Foça’da ilk incelemeye göre oltaya takılarak ölen caretta caretta kıyıya vurmuş halde bulundu.
Karadeniz sesini yitirdi: Kamil Sönmez vefat etti
Türk Halk Müziği sanatçısı Kamil Sönmez bu sabaha karşı hayatını kaybetti.
7 gencin öldüğü faciada İzmirli anneye şok ceza!
Mahkeme, Ankara'da 7 üniversite öğrencisinin hayatını kaybettiği doğalgaz ...
 
Devrim Şehidi Kubilay’ı anarken: 1930’da Menemen’de ne oldu?
Tarihçi Doç. Dr. Oktay Gökdemir’den tam 82 yıl önce ‘Cumhuriyet düşmanları’ ...
Ege Üniversitesi’nde ‘ODTÜ’ eylemi!
Ege Üniversitesi'nde okuyan bir grup öğrenci, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ...
Silivri’deki ‘olaylı duruşma’ya soruşturma
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen hafta yapılan olaylı “Ergenekon'' ...
 
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva