Başkan Sandal’dan çok sert sözler: Bir adım geri atan namerttir!

EGEDESONSÖZ- Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal hakkında Yargıtay’da kesinleşmiş dosyasının bulunduğu, görevinden alınacağı iddialarıyla ilgili konuştu. Sandal, meselenin aslının olmadığını söylerken dedikoduyu bir yerlerde üretenlerden hesap sorulacağını söyledi.

Belediye personeli ile yeni yıl kutlaması için bir araya gelen Başkan Sandal, son günlerde parti ve kamuoyunda gündeme gelen “görevden alınacak” iddialarına yanıt verdi. Sandal, “Bizimle ilgili yargı kararlarının olduğu söyleniyor. 2 tane dosyam var. Bir tanesi siyasi dosyadır. Benim şerefimdir sonuna kadar arkasındayım. İkincisi bir kanuna muhalefettir. Benimle ilgisi yoktur. Benim dava ettiğim bir meseledir. Yargıtay’da sağda solda herhangi bir dosyam yoktur. Bunların hangi lobilerde hangi bürolarda piştiğini biliyoruz. O büronun sahibini, aşçısını, garsonlarını biliyoruz. Uzantılarını biliyoruz. Şimdi o bürodakiler düşünsünler. Hak nasıl alınır. Nasıl adam gibi durulur. Bu zihniyetteki adamlara nasıl cevap verilir bunun örneğini Bayraklı'da net olarak göreceksiniz. Bir adım geri atan Serdar Sandal namerttir. Hiç kimse bizi girdiğimiz bu yoldan alıkoyma gücüne sahip değildir. Gücü ne olursa olsun, arkasında kim olursa olsun, söz konusu fakir fukarının hakkıysa geri adım atan Serdar Sandal namerttir” diye konuştu.

BOYUN EĞMEYECEĞİM!
Başkan Sandal, hakkını yargıda arayacağının altını çizerken, “Kim ne derse desin kim ne yaparsa yapsın, bu oluşturduğumuz algıyı, bu geldiğimiz noktayı bozamazlar. Hiçbir güç, hiçbir irade ne Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal’ı rehin alma gücüne sahiptir ne de Bayraklı Belediyesi’nin kaynaklarını kendilerine çevirmeye... Bu konuda hedefleri, düşünceleri, hayalleri olduğunu düşünüyorlarsa, inanın bu çabaları bu girişimleri hepsi boşadır. Geldiğimiz yolda geçmişimizle, durumuzla, ahlakımızla, vicdanımızla geldiğimiz yeri bilen adamlarız. Hiçbir Allah’ın kuluna, hiçbir güce boyun eğmeyeceğimizi  buradan söylüyorum. Kimin elinde ne varsa, kim ne yapacaksa elinden geleni ardına koymasın. Çünkü ben gerekeni yapacağım. Biz yargıya inanıyoruz. Dosyaları hazırladık. Yılbaşından sonra davaları açacağız. Bunu duyan bir çok arkadaşımız, sayfalarından, sosyal medyalarından bu paylaşımları yavaş yavaş kaldırmaya başladı. Ama zaten uzun süredir arkadaşlarımız bu konuda teknik takip içindeydiler. İstediğimizi gelir alırız diyen bu ekibi durdurmak gerekiyor. İki alternatifimiz var. Ya çağırıp teslim olacaksınız ve razılar buna. İstedikleri tek şey para. İki, bu ahlaksızlığın karşısında adam gibi durmak. Bizim tercihimiz ikincisi” ifadelerini kullandı.

REST ÇEKİYORUM
Sandal, hakkında karalama kampanyası düzenleyenlerin ve farklı iddialar ortaya atanların iddiasını ispatlaması gerektiğini de söyledi. Sandal, “Bizim önümüzde başka bir işlem var. Biz buraya gelirken, geçmişin muhasebesini, geçmişin hesabını yapıp, hakimlik savcılık yapalım diye gelmedik. Biz bu kentin meselesini çözelim, birikmiş sorunları vatandaştan dinleyelim, kentin aktörlerini dinleyelim, kanaat önderlerini dinleyelim ve bu sorunları çözelim diye geldik. Birileri aksini söylüyorsa yanılıyor. Biz bunları düzeltmeye geldik. Yeni bir kent yaratmaya geldik. Altını çiziyorum. İdare etmeye değil, düzeltmeye geldik. Ve bunun sonuçlarını önümüzdeki yıl hep beraber göreceğiz. Bizimle ilgili söylenen her şeyi kavga gürültüyle değil, sadece kendi irademizi ortaya koyarak çözeceğiz. Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Hakimlerimize, savcılarımıza güveniyoruz. İddiasını ortaya atan arkadaşlara karşılık biz de diyoruz ki işte bu da bizim restimiz. Hakkınızda hem ceza hem tazminat davaları açacağız. Bu işten kurtulabilmeniz için iddialarınızı ispatlamanız lazım. İspatlayamıyorsanız vay sizin halinize. O yüzden bize inanan, bize güvenen, bizimle yol yürüyen tüm arkadaşlara şunları söylüyorum. Bizim geçmişimiz, geleceğimiz hep tertemiz olacak. Olmaya da devam edecek. Bizim yanımızda vatandaş olduğu sürece, bizim yanımızda alın terimiz olduğu sürece, bizim yanımızda işçilerimiz, memurlarımız, hak ve adaletten yana olduktan sonra bizim sırtımızı kimse yere getiremez. Buna müsaade etmeyiz” dedi.

ÇAR ÇAKALA YEDİRMEM
Başkan Sandal, Bayraklılı bir teyze ile yaşadığı diyalog üzerinden de mesajlar verdi. Sandal, “Hep bu hikayeyi anlattım ben. Yukarıda bir teyze 150 liralık vergi borcu için geldi. Bana, ‘başkanım bunu 100 yapalım zaten 80 liram var, kalanını komşudan alacağım borcumu yatırayım’ dedi. Ben bunları gördüm. O teyzeden aldığım 80 TL’yi çar çakala yedirmem.  Biz aylık 3-3,5 milyon lira tasarruf ediyoruz. Birileri bundan rahatsız olabilir. Birileri buna kırılabilir. Birileri fakir fukaranın hakkını bir tarafa bırakıp kendilerine isteyebilirler ve 'başkan sen bu işe direnemezsin' diyebilirler. Ama görecekler, duyacaklar, bilecekler, önümüzde zaman var. Hepsinin geldiği noktayı göreceğiz. Bizim için hiçbir Allah’ın kuluna veremeyeceğimiz hesabımız yok. Göreceksiniz Bayraklı önümüzdeki 5 yıl içinde dokusuyla, çehresiyle, yapısıyla bambaşka bir kente dönüşecek. Bunun önünde kimsenin durabilme şansı yok. Bize şunu diyen de var. Belediyenin parası, verin. Vermem. O teyzenin bir kuruşunu götürüp bu adamlara vermem. Ne yazarlarsa yazsınlar, ne ederlerse etsinler vermem. Daha önce bu tür işler olduğunda arkadaşlarımız bu kişileri çağırıyorlarmış, oturuyorlarmış, konuşuyorlarmış, Ben çağırmıyorum. Onlar gelmek istiyor, onlara da 'gelme' diyorum. Alnınız aksa, geçmişiniz temizse, adam gibi bu kentle ilgili bir şey yapmak istiyorsanız hazırız. Hesaplaşmak isteyenlerle de oturur hesaplaşırız. Biz kabadayı değiliz, yargımız var adalet var, hukuk var. Bu çerçevede ne gerekiyorsa, geri adım atmadan sonuna kadar gideceğiz. Bütün arkadaşlar da sonuçlarını hep beraber görecekler” diye konuştu.

Göreve geldikten sonra yapılanların da özetini anlatan Başkan Sandal çalışma ekibine gayretleri için teşekkür etti. Sandal, çalışanlara da mesaj verirken kimsenin ekmeğinden, işinden edilmeyeceğini söyledi.

Başkan Sandal şu açıklamaları yaptı:

“Biz kentin meseleleriyle ilgili dün yaptığımız gibi yarın da üzerimize düşeni yapacağız. Bu kentin lehine olan, vatandaşın lehine olan ne varsa o işin peşinde olacağız. Kavga istemiyoruz, gürültü istemiyoruz, tartışma istemiyoruz. Bir başkasının diğerini yok saydığı bir sistemi istemiyoruz. İstiyoruz ki her şey barış içinde, kardeşlik içinde, hoşgörü içinde olsun. Vatandaşın lehine işler yapalım istiyoruz. Ve ben bu değişimin, bu dönüşümün başladığına canı gönülden inanıyorum. Sorunlarımız vardı, dertlerimiz vardı, sıkıntılarımız vardı, Bunları aşıyoruz. Büyükşehirimizle barıştık. Muhtarlarımızla barıştık, kamu kurum ve kuruluşlarıyla barıştık, vatandaşla barıştık, meslek odalarıyla barıştık. Bu Bayraklı adına önemli bir adım. Ve geldiğimiz süre zarfında Bayraklı’yı tanımak, bunlara uygun projeler üretmek için zaman kaybetmek yerine bildiğimiz meselelerin çözümlerini geldiğimizde beraber getirdik. Hazırlıklarımızı yaptık. 2020 bizim için bütün projelerimizin yavaş yavaş hayata geçeceği, startı verileceği bir yıl olacak.

Mesela kentsel dönüşümle ilgili 60 hektarlık alanda çok kısa sürede çalışmaları yeniden başlatacağız. Önümüzdeki yıl içinde Altınyol’un yeraltına alınmasıyla ilgili çalışmalar başlatılacak. Bornova ve laka deresiyle ilgili, Doğançay’daki dünya çocuk ve gençlik köyü ile ilgili proje aslında bir yarışma ile belirlenecekti. Zaman kaybı olur diye belki projeyi büyükşehir belediye başkanımızın da talimatıyla yarışmaya gitmeden, kendi ekiplerimiz büyükşehir ile ortak çalışarak yapacak. Kreşlerimizi en hızlı sürede hayata geçireceğiz. Sosyal işler Müdürlüğümüz bir kart hazırlığında yoksul ailelerin derdine derman olacak. Yani gıda paketini götürüp vermek yerine ihtiyaçlarını doğru belirlediğimiz kart sistemi üzerinden vatandaşlara bu kartı verip tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir çalışma yapıyoruz. Yaklaşık 2 bin ailemizin derdine derman olacağız. Okula gidemeyen çocuklarımızın gıda, kırtasiye ihtiyaçları ve harçlıklarını karşılayacağız. Fen işleri, park bahçeler, temizlik işleri müdürlüklerimizin eleman eksikliğine rağmen götürdüğü işler bizleri ziyadesiyle mutlu ediyor. Sanıyorum 2020 Haziran’ında o alandaki düzenlemeleri de yaptığımızda biraz daha rahat olacağız. Şununla ilgili hep söyledim. Bir daha söylüyorum. Bizim siyasal anlayışımızda, bizim hayata bakışımızda bizin insana bakışımızda bir başkasını yok etmek yok. Bir başkasını hor görmek, bir başkasının ekmeği üzerinden, aşı üzerinden, vatandaşı tehdit etmek yok. Aslında bunun en güzel örneklerinden biri mensubu olduğum siyasi partinin seçim çalışmalarında tüm arkadaşlarım gördüler. Aş, iş, tehdit olmadan hoşgörü içinde, demokratik bir seçim oldu. Bayraklı’da özlenen kadın bir ilçe başkanımız oldu.

Şundan emin olun, başkan geldiğinde 'yılbaşı itibariyle sözleşmeli personelin işine son verecek, burada bunu yok edecek şurada bunu bitirecek' dediler. Tekrar söylüyorum. Benim ve yakın çalışma arkadaşlarımın tek bir özelliği var. Hepsi emek cephesinde. Hiçbir arkadaşımın kim olursa olsun, siyasal görüşü, inancı, kimliği ne olursa olsun aksi bir işlem gerçekleşmedikçe, ve bu ısrarlı bir şekilde tekrar etmedikçe, hiçbir arkadaşımın işi aşıyla ekmeğiyle oynama düşüncemiz yok. İşini iyi yapan, vatandaşa hizmet eden her çalışan arkadaşımızın başımızın üzerinde yeri var. Ama işini yapmayan, bu konuda ısrar eden arkadaşlara karşı bizim gerekli tedbirleri almamız da boynumuzun borcu. Biz iş yapıyoruz, birileri eleştiriyorlar. Bundan iki ay önce bilboarda çıktık 40 milyon borç ödedik. Herkes ayağa kalktı. Nasıl ödediniz diye. Sadece bankaya olan borcumuzdan kaynaklı 40 milyon yakını sadece banka borcu ödedik. Nasıl mı oluyor? Hani geldiğimizde maaş ödeyemiyorduk. Onu yapamıyorduk, bunu yapamıyorduk. Şirket bitmişti tükenmişti. Şu anda şirketin de kamu dışında kimseye borcu yok. Şu an bizimde ağırlıklı olarak banka ve kamu dışında kimseye borcumuz yok”