HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
1 Haziran 2018 Cuma - 08:33

Başkan Kocaoğlu ile A’dan Z’ye… İzmir’e mesaj yağmuru!

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, iktidar partisi mensuplarının kendisine yönelik eleştirilerine cevaplar verdi. Kocaoğlu kentsel dönüşüme, kentteki proje, yatırım ve uygulamalara dair konuşurken, Başbakan Binali Yıldırım özelinde önemli açıklamalarda bulundu.

Başkan Kocaoğlu ile A’dan Z’ye… İzmir’e mesaj yağmuru!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kent gündemine dair açıklamalarda bulundu. Gazetecilerle bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, merkezi hükümet mensuplarının zaman zaman İzmir’deki yerel iktidarı hedef alması karşısında cevap niteliği taşıyan pek çok mesaj verdi.

Yatırım ve projelerden örnekler sunan Başkan Kocaoğlu konuşmasında Menderes ve Aliağa’da belediye başkanlarının İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleriyle yaşadığı gerilime değindi. Kocaoğlu öte yandan, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül’ün kendisine yönelik demeçleri ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, ‘İzmir’e 77 milyarlık yatırım yaptık’ açıklamalarına da sert yanıtlar verdi.

Kocaoğlu ayrıca Başbakan Binali Yıldırım özelinde çarpıcı açıklamalara da imza attı.

BİZ TRAMVAYDAN MEMNUN OLMAMASI KONUSUNDA ŞİKAYET ALMIYORUZ
Konuşmasına AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül’ün tramvay konusunda söylediklerine değinerek başlayan Kocaoğlu, “Şu anda tramvay konusuna takılmış durumda bazı arkadaşlar. Bunun başını AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Bey çekiyor. Diyor ki ‘Kamuoyu yoklaması yapılsa, tramvaydan memnun olanların sayısı yüzde 5-10’u geçmez’… Tramvay trafiği alt üst etti gibi yorumlarda bulundu. Burada söylenecek bir şey yok. Tramvayın kullanımı, kente getirdiği katkı, daha otobüsler çekilmediği için bir süreç yaşanıyor. Sanıyorum 130-140 civarında otobüs bu hattan çekilecek. Çekildiği zaman hem trafik daha da rahatlayacak. Hem de tramvaydan memnun olmama konusunda biz bir şikayet almıyoruz. Onun altını çizmek istedim. Ve tramvay yatırımı hem sağlıklı taşıma, zamanında taşıma, hem konfor hem karbon salımı hem de kente kattığı estetik ile İzmir’e farklı bir boyut getirdiğine inanıyoruz” dedi.

ODALARIN AÇTIĞI DAVALARDAN BİZ DE BİLGİLENİYORUZ, BİZİM BİR ŞİKAYETİMİZ YOK
İl Başkanı Şengül’e eleştirilerini sürdüren Kocaoğlu, “Körfez Geçişi konusunda bizim karşı olduğumuz hatta biraz daha ileri giderek odaların bizim arka bahçemiz olduğu, yönünde bir açıklaması var. Bizim hiç arka bahçemiz olmadı. Odalar hiç olmadı. Odalar AK Parti’nin projeleri kadar bizim projelerimize de biliyorsunuz dava açıyor. Zaten arka bahçe de olmasına gerek yok. Odaların açtığı davalardan biz de bilgileniyoruz. Zaman zaman bunlar farklı boyutlara varabiliyor. Kente de zarar verebiliyor. Ama bizim bir şikayetimiz yok. Biz çalışmalarımıza devam ediyoruz ama odalar hiçbir zaman 14 yıldır bizim arka bahçemiz olmadı. O arka bahçe konusu kimin konusuysa o işi daha iyi bilir” diye konuştu.

MUHTARLARLA TOPLANTI YAPTIM BİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ TOPLANTIYA GELMEDİ
Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu ve Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ı hedef alan Kocaoğlu, “Menderes’te ve Aliağa’da bizim yapmamız gereken, bizim sorumluluğumuzda olan cadde ve bulvarlarda bizim çalışmalarımız engelleniyor. Bu seçim arifesinde ne amaçla yapılıyor bilmiyorum. Şunu biliyorum; 30 ilçede hiçbir belediye başkanımız, biz de büyükşehir belediye başkanlığı olarak sorumluluğumuzda olan işleri bitirmedik. Biz çok yoğun bir yo düzenlemesi, parke taşı, kaldırım, asfalt çalışması yapıyoruz. Ona rağmen, biz de bitirmedik ilçe belediyelerimiz kendi sorumluluk alanındaki sokaklarda falan çok daha bizden daha az performans göstermiş durumda. Bunu parti ayrımı yapmadan söylüyorum. Ama bizim sorumlu olduğumuz alanda girmesi ve bizim o alana girmemizi engellemesi, bir tanesi ben gireceğim diye, bir tanesi de ‘Ben buraya sizleri sokmam’ diye bir şey yapıyorlar. Biz gerekli tutanakları tuttuk. Valiliğe durumu bildirdik. Valilikten çözüm bekliyoruz. İzmir Valilik makamından çözüm bekliyoruz. Orada bu tür davranışlara karşı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yapacağı bir şey yok. Valilik ‘Tamam burası sizin sorumluluğunuzda, buyurun çalışın’ derse, kolluk kuvvetleri ile beraber çalışacağız. Demezse sonra bakacağız. Ben 30 ilçede belediye başkanları, meclis üyeleri, muhtarlarla toplantı yaptım. İlçe başkanlarını da çağırdım. Sonbaharda merkez ilçelerde yaptım, ilkbaharda da diğer ilçelerde yaptık. Bir belediye başkanımız toplantıya gelmedi. Menderes Belediye Başkanımız. O da ev sahipliği yapma durumu. Oraya gidiyoruz, muhtarlarla toplanacağız, kendi beldesinin sorunlarını görüşeceğiz. Bu tür davranışlar, belediye başkanları arasında ve büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeler arasında olmaması gereken bir şey. Nasıl bir şey ruh hali içerisinde, nasıl bir telaş içerisinde, nasıl bir değerlendirme yapıyor, o konuda ben yorumu hem Menderes halkına, hem Aliağa halkına hem de İzmir kamuoyuna, İzmirli hemşerilerime bırakmak durumundayım. Çünkü bir yerden sonra seviyeyi korumak zorundayız” dedi.  

BİR MODEL OLDUK
Kocaoğlu 14 yıllık görev süresince yürüttüğü belediyecilik anlayışını özetlerken, “Bizim belediyecilik anlayışımız, kentin kalkınmasına, yerelde kalkınmaya dönük. Belediye hizmetlerinin dışında ‘Ya senin farkın ne kardeşim’ dediğinizde, bunu detaylandırmak mümkün. Ama esas iki kelime ile söylersek; biz ekonomik kalkınma ile birlikte kenti yönetmeye çalışıyoruz. Yaptığımız yatırımlarda, yapacağımız yatırımlarda, stratejik planlarımızı belirlerken, çalışmalarımızı yaparken, kente ve kentliye faydası, hayat standardını, gelir düzeyini, yaşam kalitesini nasıl arttırırız diye bakarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sürdürmeye de devam ediyoruz. Bu belirgin bir farklılığımız. Bunun dışında, Türkiye belediyeciliğinin, büyükşehir belediyeciliğine getirdiğimiz çok farklı yenilikler var. Bunlardan bir tanesi, tarıma verdiğimiz destek, kırsala verdiğimiz destek. Kırsalın kalkınması. Biz buna 12 sene önce başladık. Bugün artık herkes kırsal tarımdan bahseder oldu. Ama biz, İzmir tarımını, hayvancılığını Türkiye’nin kat be kat üstünde büyüttük. Bir model olduk” açıklamasında bulundu.

UZUNDERE’DE TEMEL ATTIK, ŞİMDİ ÖRNEKKÖY’DE ATACAĞIZ
Kocaoğlu, ‘Yaptığımızın Türkiye’de örneği yok’ şeklinde nitelendirdiği kentsel dönüşüm için geniş yelpazede değerlendirme yaptı. Kocaoğlu, “Kentsel dönüşümde birçok çalışmalar yapılıyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarında biz farklı bir model uyguladık. Yerinde, yüzde yüz uzlaşma ile belediyenin, hem mal sahiplerine karşı hem müteahhitlere karşı muhatap olduğu, sorumlu olduğu ve denetçi olduğu bir sistemde bunu yapıyoruz. Birinci etabımızı Temmuz-Ağustos gibi teslim edeceğiz. Orada ikinci etabı daha büyük bir etabın temelini geçen gün attık. Bu cumartesi günü de Örnekköy’de atacağız. Tüm İzmir genelinde 7 bölgede, bu ilk örnekleri verdikten sonra katılım, uzlaşmadaki oran 80-90’lar üzerine geldi her tarafta. Bizim modelimiz tuttu. Herkesin memnun olduğu, kimsenin mağdur edilmediği bir model sürdürüyoruz. Bu modelin bir özelliği daha var. O da o kara parçasında, insanların yıllardır oturduğu, evi olan tapusu olan insanların, müteahhidin ihalede verdiği, ihalede aldığı bedelin dışındaki ne kadar katma değer varsa, piyasa ağzı ile rant varsa, hepsi orada yaşayan insanların. Buradan da belediye şunu kazansın, hükümet bunu kazansın, falan efendi şunu kazansın diye bir şey yok. Bir de bizim yaptığımız kentsel dönüşümde paraya ihtiyaç yok. Ve zaten bizim öyle bir para harcama yetkimiz de yok. Türkiye’ye örnek bir model olarak gidiyor. Kentsel dönüşüm çok kolay. Çok yoğunluk verirseniz, o zaman döndürmemiş olursunuz. Bugünkü çarpık yapılaşmayı, yoğunluk arttırarak yine yaşanmaz hale gelecek. Burada bir optimum dengeyi tutturmanız gerekiyor” diye konuştu.

ULAŞIM DEVRİMİ İÇİN KONUŞTU
Yeni ulaşım uygulaması hakkında açıklamalarda bulunan Kocaoğlu, “Bir de son yasal düzenlemesi yapıldı. Ulaşımda farklı bir çalışma yaptık. Orada da hem hükümet temsilcilerine hem bütün partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki Plan Bütçe Komisyonu Başkanı ve üyelerine çok teşekkür ediyorum. O karar çıktı, yasalaştı. Şimdi, bütün toplu ulaşım yapan kişileri de, minibüsleri, otobüsleri hepsini bünyemizde toplayarak, orada çıkan şey de şu; ücretsiz taşınan yolcuların ücretleri belediye tarafından toplu taşıma yapacak firmaya vermesi yetkisidir. Zaten Seferihisar’da pilot bölge olarak çalışmaya başlamıştık. Şimdi arkadaşlarımız bütün kenti iyice pişirip projeyi gerçekleştirecekler. Garajı biz işleteceğiz. Parayı biz toplayacağız, gittiği kadar ödeyecek. Sabah alkol kontrolünden, kıyafet kontrolüne geçecek. Herkes aynı kıyafeti kullanacak, arabalar standart olacak. Her tarafta nasıl Konak’taki, Bornova’daki insanlar sistemden yararlanıyorsa, tüm İzmirli hemşerilerimiz sistemden, bedava ulaşımdan yaralanacak” dedi.

HEYELAN BÖLGESİNDE KONUT YAPMAK SON DERECE MAHSURLU, İNŞALLAH BİR ŞEY OLMAZ
İzmir Milletvekili Atilla Kaya ve Milletvekili Adayı Bilal Doğan üzerinden bakanlığın kentsel dönüşüm hamlesini eleştiren Kocaoğlu, “Atilla Kaya milletvekilimiz, 5’inci sıradaki aday arkadaşımız inşallah seçilir Bilal Doğan Bey… Kentsel dönüşüm konusunda ‘Yapamıyor, yapamadı’ diyorlar. Bizim yaptığımız kentsel dönüşüm bu. Onlar 541 hektarlık alanı kentsel dönüşüm alanı olarak ilan ettiler ama bir metre kare bina yıkmadılar. Ne yaptılar? Kocaman bir heyelan bölgesi vardı orada. Heyelan bölgesinde inşaat yapılamaz kısıtlaması vardır. Bunu tedbirli alana, tedbir alınarak kullanılabilir alana çevirerek yeniden jeolojik etüt yaptırarak çevirdiler ve boş araziye ihaleye çıkıp, İller Bankası’nı da ortak alıp ortak vererek ne yaptılar bilmiyoruz. İhaleye çıktılar, onlar bir boş araziye, site yapıyorlar. Ve onu satıyorlar, bu kentsel dönüşüm değil. İstanbul’daki örnekleri de hepiniz takip ediyorsunuz, onlar da kentsel dönüşüm değil. Bizim yaptığımız Türkiye’ye örnek olan ve bazı büyükşehir belediye başkanlarının bu örneği uygulamak üzere benimsediği, buna dair beyanlarının olduğu noktada onlar da, biz de 15 güne kadar planlarımız bitecek isterse kendisi yapacak, isterse müteahhide verecek gibi sözlerle sadece bize cevap teşkil ediyormuş gibi bir yol izliyorlar ki onun da hiçbir mantığı, hiçbir yararı yok. Ve o heyelan bölgesinde konut yapmak da son derece mahsurlu. İnşallah bir şey olmaz, vatandaş bizim vatandaşımız. Kim yanlış yaparsa yapsın, vatandaşa bir şey olmasın. Zemin etüdünde ve inşaat mühendislerinde, inşaatçılarda şöyle bir mantık gelişti son dönemde. Biz heyelan bölgesine de yaparız, denizin ortasına da yaparız, fay hattının üstüne de yaparız. Bunun hesabını yaparız, zemini iyileştiririz, kazığını ona göre çakarız gibi. Bina yapılmayacak, inşaat yapılmayacak yer yok o zaman kısıtlı alan da yok, gibi bir görüş ortaya çıktı. Bunu daha çok mühendisler dile getiriyor. Bu doğru, tedbir alarak yapılabilir ama her şeyin bir maliyeti var. Orada o tedbiri alacak maliyetin yapılıp yapılmadığı da ayrı bir konu. Burası Japonya değil.  Türkiye gibi bir yerde heyelan bölgesinde, fay hattında, denizin ortasında bina yapmanın ne kadar doğru olduğu da kamuoyunun takdirine bırakılması gerekir. Her proje ayrıdır. Bizim yaptığımız örnekler belli. Bizim maliyetimiz de vatandaşın maliyeti de sıfır. Artı bir şey isterse onun maliyeti üzerinden parasını veriyor. Senin hakkın 50-100 metrekare, 110 metrekarelik daire istiyorsun, ihale bedeli şu kadar, böl metrekareye, demek ki maliyet şu kadar. Belirli bir tolerans olması gerekiyor. Çünkü müteahhide yer kalmaz. Maliyet önemli değil. Ama heyelan bölgesinde yapılan inşaatın maliyetiyle deniz kıyısında yapılan inşaatın maliyetiyle Bornova Atatürk Mahallesi’nde kayanın üstünde yapılan inşaatın maliyeti bir olur mu? Yahut fay hattının, denizde yapılan inşaatın maliyeti ister istemez bir olmayacak. Kentsel dönüşüm konusu gerçekten üzerinde çok düşünülüp kafa yorulacak, tıkandığınız yerlerde uzmanlarıyla tartışılarak, bu arada vatandaşın hakkını koruyarak yapılabilecek bir iştir. Bunun dengesini kurmak önemlidir. Biz bu işe 2005 yılında Kadifekale’de başladık. Kadifekale heyelan bölgesi olduğu için, biz inşaat yapamadığımız için, böyle becerikli olmadığımız için herhalde Uzundere’deki toplu konutlara taşımak zorunda kaldık. Orada da önce anlaştık.  Bin 870 civarında konut vereceklerdi. Sonra burası heyelan bölgesi, buranın değeri sıfırmış, biz bu işten vazgeçiyoruz dediler. Biz de projeye başlamışız. İnsanlara söz vermişiz. Mecburen o konutları parayla aldık ve projemize devam ettik. Çok enteresan bir iş” ifadelerini kullandı.

KUŞ CENNETİ’NDE HAZIRA KONAN BİRİSİ VARSA ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞIDIR
Kocaoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun partisinin İzmir il başkanlığını ziyaret ettiği sırada yaptığı açıklamaları hedef aldı. Kocaoğlu, “Kendileri yine enteresan şeyler söylemiş. Kuş Cenneti’nden başlayalım. Kuş Cenneti’ni yapamadığımızı, kuşları kaçırdığımızı, kuşları susuzluktan öldürdüğümüzü söylemiş. Menemen’de Sol Sahil Sulama Birliği’nden sürekli su aldık. Her sene… Kayıtları var. Parasını da kuş birliği ödedi. Her sene ihtiyaç kadar sol sahilden kuş cennetine su götürdük, ispatlı. Dereden çektik, tepeden getirdik değil. Sol sahilden aldığımız suların faturası ve ödediğimiz paraların makbuzları var. Sonra doğal malzemeyle 22 kilometre yol yaptık. Homa Dalyanı yolu yırtılmıştı. Yolu yoktu. Homa Dalyanı’na yol yaptık. Bunlar ciddi maliyetli işler. Homa Dalyanı yoluna 7-8 sene önce 8-10 milyonluk malzeme çektik. Flamingo Adası’nı yaptık. Gezi yollunu yaptık. Bakımını, korunmasını gelişmesini yaptık. Böyle bir suçlamayı kabul etmemiz mümkün değil. Hazıra konan birisi varsa, bu emeğin karşısında teşekkür etmeyen, istismar eden birisi varsa o da Orman ve Su İşleri Bakanlığı’dır. Yapılan iş doğru değildir” dedi.

O SAYIN BAKANIN İŞİ DEĞİLDİR
Kocaoğlu, Bakan Eroğlu’nun, ‘İzmir’e para gönderiyoruz. O paralar nereye gidiyor? İzmir’e hak ettiği pay gelmiyor lafı kuyruklu yalandır’ açıklaması için, “Bir de, ‘Mahalli İdareler tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne para gönderilmektedir. Bunun gönderilmediğini söylemek koskocaman bir yalandır, gönderilen paraların nereye gittiği belli değildir’ diyor. Paraların nereye gittiğinin belli olup olmaması muhasebe kayıtlarında var. Burası devlet kurumu. Ne Veysel Hoca’nın cebi ne Aziz Kocaoğlu’nun cebi. Burası kurum. Buranın kayıt sistemi var. Müfettişler gelir, Sayıştay her sene gelir. Şu anda da burada. Paranın nereye gittiğini inceler. Bir bakana böyle bir değerlendirme yakışmaz. Hele hele Ramazan günü oruç ağzıyla hiç yakışmaz. Bizim yalancı olup olmadığımızı herkes bilir. O sayın bakanın işi değildir. Biz yalancılıkla suçlanacak insan değiliz. Gerektiğinde her cevabı da veririz” diye konuştu.

YALAN SÖYLEMEMEK GEREKİR
Eroğlu’nun, Gördes Barajı’na dair açıklamalar yaparken, ‘Allah’a şükür Tahtalı Barajı’nda su var’ demesi hakkında konuşan Kocaoğlu, “Gördes Barajı… Şemsiye hikayesini geçti bu… Gerçekten geçti. Gördes Barajı benden de AKP iktidarından da önce İzmir’in su ihtiyacını karşılamak için bir protokol çerçevesinde hazırlanmış biten yerleri var ve 2010 yılında parasının ödenmesi isteniyor. Biz ödüyoruz ama en sonunda dedik ki biz bu işle uğraşmayalım 30 sene ödememiz lazım, bir 40-50 milyon ödedik, bir 40-50 milyon da arada kalmış, onu da geri kalan 20 yılın üzerine koyalım, ödeyelim. O para kısmı ayrı. Zaten barajın parasını da ödüyoruz. Baraj su tutmuyor. Baraj boşaltıldı. Bize su verilmedi. Barajda kaçak var. Barajın maksimum kapasitesi 450 milyon metreküp. Optimum kapasitesi yani su alacak kapasitesi 120 milyon metreküp. Baraj 45 milyon metreküp su dolduğunda altta, savaklar açılıyor, daha fazla su tutulamıyor. 450 milyon maksimum kapasitenin 45 milyonu tutulabiliyor. Hiç kullanılmayacak olanı 15 milyon metreküp. Yani şu an 30 milyon metreküp su verebilirler. Bize taahhütleri 58 milyon metreküp. Ve 116 milyon metreküp, tarıma verecekleri de yine 58 milyon metreküp. Barajın deliği kapanamadı.  Biz bunu sayın bakanımız bugün gelip de bunun konuşuncaya kadar basınla paylaşmadık. Başından beri biliyoruz. Bu bir. O barajın yapılması, o deliğin kapatılması lazım. İki; 115 kilometre, Gördes Barajı’ndan Belkahve arıtmaya kadar bir hat var. Bu hat yapıldı, bitti, kağıt üzerinde. Bu hattı onlar da kabul etmişler. Bu hat bize devredilecek. Biz hatta baktığımız zaman birçok eksikler görüyoruz. Birçok hatalar görüyoruz. Bu şekilde bu hattı devralamayız diyoruz. Pompa istasyonunda, hatta problemler var. Bugüne kadar bu hattan bize su verip, biz Belkahve’de yeni yaptığımız arıtmayı deneyemedik. Orada hala müteahhit duruyor. Biteli bir buçuk sene oldu. Deneyip de teslim alamıyoruz. Bunlar su veremiyor. Hatayı, eksikleri tamamlayamıyorlar. Çünkü eksik kabul yapmışlar, duyduğumuza göre. Böyle bir dev problemle karşı karşıyayız. Niye su vermedin? Dediğimizde de Tahtalı’da su var diyor. Tahtalı’da suyun olması ayrı bir şey, olmaması ayrı bir şey. Gördes’ten sen 2010 yılından beri şakır şakır parasını aldığın suyu bana ver. Ben Sarıkız’dan Göksu’dan, Menemen Acil’den, Halkapınar’dan elektrikle su çekiyorum. Onları düşürürüm. Gördes’teki suyu kullanırım. Zaten parasını veriyorum. Tabi yalan söylememek gerekir. Yalan söylememek gerektiğinde de, ben buradan su veremiyorum, böyle bir şey var, Tahtalı’da su olduğu için Gördes’ten su vermiyorum demek, parasını aldığı barajdan su vermemek kimsenin hakkı değildir. Devlette, kurumlar arasında böyle bir ilişki olamaz. Hadi ya senin orada, Tahtalı’da suyun var, ben sana bu suyu vermiyorum, denilmez, denilemez. Benim Tahtalı’da suyum var. Doluluk oranına göre seneye saklarım. Tahtalı’daki barajı, Gördes Barajı, kuyular, hepsini dengeli bir şekilde çalıştırırım. Öbür seneye öteleyerek giderim. Her gün oradan çekip, diğerlerini durdurup bir damla su göndermiyorum ben Tahtalı’dan. Sen suyu tutamadığın için dereye akıtıyorsun. Tarıma veriyorum diye bir laf var. Tarıma su yazın lazım olur. Yağmur yağarken, seller akarken, Arap kızları camdan bakarken su lazım değil tarıma. Sen barajda suyu tutamıyorsun. DSİ, İSKİ genel müdürlüğü yaptın, uzun süredir de bakanlık yapıyorsun. Bunlar olacak iş mi? Bunu akıl mantık alıyor mu? Benim orada hakkım var. İZSU ile toplantı yaptık. Parayı devlete veriyoruz. Biz bu barajın parası konusunda, ödedi, ödemedi, su aldı, almıyordu diye ortalığı şey yapmayalım. Nasıl olsa biz borcu ödeyeceğiz. Sende 9-10 milyon civarında para ödüyoruz. Diğer o arada kalanları da üzerine koyalım diye bir sözlü mutabakat, sanıyorum onun protokolü de yakında gelecek imzalayacağız, verelim de Gördes Barajı’ndaki hakkımız kaybolmasın. İki şey var. Hem hatta hem barajda ya sayın bakana doğru bilgi verilmiyor yahut da bunu biliyor. Ki Tahtalı’da su varken niye vereyim dediğinden bildiği anlaşılıyor. Böyle bir şeyler oluyor, bitiyor, gidiyor” açıklamasında bulundu.

HER GELEN BAKAN FARKLI BİR ŞEY SÖYLÜYOR, YATIRIM ‘AT DA AT’A GELDİ
‘İzmir’e 77 milyarlık yatırım yaptık’ diyen Eroğlu için konuşan Kocaoğlu, “77 milyar Türk lirası yatırım… Efendim devlet en çok ne üretir, biliyor musunuz? Devlet en çok kağıt, evrak üretir. Devlet bir yazıyı 80 yere yazar. Şu belediyenin içinde o müdürlükten bu müdürlüğe, o daire başkanlığından bu daire başkanlığına, ESHOT’a, şuraya buraya yazılar yazılır. Devlet çarkını düşünün. Bu aynı zamanda devletin kontrol sistemidir. Burada birisi kötü niyetle herhangi bir dosyanın Büyükşehir’deki bütün evraklarını topladı. O evrakın bir tanesi ya DSİ’de ya valilikte, ya çevre il müdürlüğünde ya bakanlıkta mutlaka çıkar. Onun için bir devlet adamının, bürokrasiden ya da bakanlıktan gelen adam ‘İzmir’e 77 milyarlık yatırım yaptık’ diyemez. Yatırım ‘at da at’a geldi. Bir bakan geliyor 24 milyar diyor. Bir bakan geliyor 35 milyar diyor. Bir bakan geliyor en son bomba patladı 77 milyar diyor. Yahu bunun altı belli üstü belli. 12 ile 13 milyar arasında yatırım var. 77’yi şöyle sayıyorsa, biz geldiğimizden bu tarafa İzmir’e valinin maaşından, polisin bilmem nesine, DSİ bölge müdürlüğünden bilmem nereye bütün bürokrasinin maaşını sayıyorsa ona bir şey diyemem.  Ama yatırım rakamları 77 milyar diyorlarsa, Maliye Bakanlığı, Devlet İstatistik Enstitüsü, Kalkınma Bakanlığı hiçbir şey bilmiyor ve bu işten bihaber demektir. Çünkü hiçbirinde bu rakam gözükmüyor. Bu çok uçuk bir rakam. Benim maaşım belediyenin yatırımı mı? Yatırım yapılan fiili şeylerdir” yorumunu yaptı.

YOKSA GENEL SİYASETİ GÖZDEN ÇIKARDILAR DA YERELİN HAZIRLIĞINI MI YAPIYORLAR
İktidar partisini mensuplarının zaman zaman kendisini hedef almasını değerlendiren Kocaoğlu, “Milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidiyoruz. Bu genel seçim, yerel seçim değil. Adalet ve Kalkınma Partisi’nden il başkanı ve 4-5 tane milletvekili adayı konuşuyor. Hepsi ağzını açıyor, Aziz Kocaoğlu diyor, Büyükşehir Belediyesi diyor… Yerel seçim ise tamam… Bizim üzerimizden siyaseti götürmeye çalışıyorlar. Bizi ne kadar eleştirirlerse o kadar oy devşirebileceklerini sanıyorlar. Bu ne derece doğrudur? Yerelin görevi farklı, yerelin yapacağı işler, projeler farklı. Bugün cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçiliyor. Onların yapacağı işler farklı, bunları konuşun. Şikayetçi değilim ama bize sataşarak olmaz… Yaptığımız iş ortada, yatırımlarımız ortada… Ne yaptı ki diyor, vizyonu yok diyor… Bu vizyon dediğiniz şey artık neyse… 4 sene milletvekilliği yaptın, senin vizyonun neydi göremedik… Atilla Kaya’nın vizyonunun ne olduğunu da göremedik… Ama Bilal Doğan’ın vizyonunun ne olduğunu meclisten biliyoruz… Esas işlerine, genel siyasete dönsünler. Doğrusu da budur… Seçimden sonra yerel siyaset zaten başlar. Yoksa genel siyaseti gözden çıkardılar da yerelin hazırlığını mı yapıyorlar?” dedi.

BU MECLİSTEN KENTİN ALEYHİNE HİÇBİR KARAR GEÇMEDİ
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi özelinde konuşan ve adaylık istifalarını değerlendiren Kocaoğlu, “Gidenin yerine yenisi geliyor. Hiçbir şey fark etmez. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin meclisine kim gelirse gelsin… Bu meclisten bu kentin aleyhine, birinin aleyhine, birilerine nema sağlayan hiçbir karar geçmedi. Gelen ağam, giden paşam… Biz bu anlayışla gittikten sonra, isterse bütün meclis üyeleri başka partiden olsun. Ne fark eder? Yaptığımız işi biliyoruz…” açıklamasını yaptı.

BAŞBAKAN SON DÖNEMDE İZMİR’DEKİ PROJELERİMİZİ HIZLANDIRMIYOR
Ankara’da bakanlıklardan randevu talebinde bulunduğunu ve alamadığını sözlerine ekleyen Kocaoğlu, “Artık o işten vazgeçtik. Sayın Başbakan ile biz 14 yıl boyunca çok güzel çalışmalar yaptık. Beraber yarıştık. İlk defa başbakan olması gerektiğini ben söyledim. Ben kendisini mağlup etmedim. 2014 yerel seçimlerinde yarıştık. Hemşerilerimiz bize teveccüh gösterdi. Ama ona göstermediler. İyi ki de göstermediler, ondan sonra gitti başbakan oldu. Onun lehine oldu. Biz hala belediye başkanıyız. Gerçi başbakanlığı da gitti… Son dönemde İzmir’deki projelerimizi hızlandırmıyor ama… O kadar vapur aldık, bağlamak için iskele izni istiyoruz, alamadık. Para pul değil, sadece imza istiyoruz. Buca Metrosu Ankara’da onay bekliyor. Şu anda Kalkınma Bakanlığı’nda. Kredi görüşmeleri sürüyor, ihalesine çıkıp yapımına başlayacağız.  Neden böyle olduk bilmiyorum” dedi.

SELÇUK’TA KOMPLOYU BANA YAPTILAR AMA BİNALİ BEY’İN BAŞINDA PATLADI
2017 yılının Eylül ayında Selçuk’ta gerçekleşen İZBAN töreninde yaşanan krize dair konuşan Kocaoğlu, “Selçuk’ta yaşanan olayda benim zerre kadar kabahatim yok. O komployu bana yaptılar ama Binali Bey’in başında patladı. Onun zararı Binali Bey’e oldu. Bu komployu kimlerin yaptığını da biliyoruz. Orada ortak projemizi açıyorsun, belediye başkanını yuhalatıyorsun, konuşturmuyorsun. Kim yaptı bunu? Atilla Kaya ve oradaki birkaç tane belediye başkanı bunu organize etti. Toplama amigoları getirdiler ve bunu dizayn ettiler. Orada Binali Bey de, milletvekilleri de, üç tane bakan da kalkıp buna engel olabilirlerdi. Bu memlekette CHP’liler de İzmir Enternasyonal Fuarı’nın açılışında Bakan Nihat Ergün’ü yuhaladı. Fuar İzmir’in açılışında vali yardımcısı yuhalandı. Orada yine benim bir tavrım oldu. Devlet adamlığı ayrı bir şey. Mevkii ile devlet adamı olunmaz. Duruşla olunur. Fuarda benim genel başkanım vardı, onun gözünün içine baka baka söyledim. Ve Nihat Bey’den defalarca özür diledim. Beni yuhalattılar da ne oldu? Söyleyeceğimi söyledim… Adam mı olacaksınız dedim? Evet, bu memlekette adam olmaya ihtiyaç var. Mevkii, makam, para, pul, bunların hepsi gelip geçici. Adam olmamız lazım” ifadelerini kullandı.

BUNLAR TAMAMEN ŞOV NİTELİĞİNDEKİ ŞEYLERDİR
CHP’nin yerel yönetimlerine getirilen su kuyrukları eleştirilerine değinen Kocaoğlu, “Nerede su kuyruğu var? Ben hiçbir şeyden alınmam. Bizim tabi olduğumuz İSKİ kanunu tüm ülkede haftalarca suyun kesildiği yıllarda çıkartılmış, son derece önemli bir kanundur. Keşke İZSU’da olduğu gibi toplu taşımada zararına yolcu taşınamaz diye bir kanun olsa da, her seçimden önce şuna bedava buna bedava diye Bakanlar Kurulu’ndan karar çıkmasa. Biz de ne yaptığımızı bilsek. Ben niye zarar ediyorum? Her yıl ulaşımda 4-5 kilometre metro hattı yapacak kadar zarar ediyorum. Hükümet hangi metroyu yapmış? Kınık’ta bir köprü yaptılar, bir de geçen seçimden bu yana Fetrek Çayı’nda bir düzenleme yapıyorlar. Bunlar tamamen şov niteliğindeki şeylerdir. Bizim için bir şey yapandan da Allah razı olsun” dedi.

EMİNİM, 30 MART 2019 SABAHI ORADA BELEDİYE BAŞKANI OLARAK BİR BAŞKASI OTURACAK!
Kentteki AK Partili belediye başkanlarının ve İzmir Başkanı Aydın Şengül’ün tavırları üzerinden konuşan Kocaoğlu, “Bu işleri bilen adam Aydın Şengül de arka çıkıyor. O da ayrı bir şey… Seçim ortamına girdik. Bunlar yakışık almayan, siyasete, kent yönetimine, evrensel ahlak kurallarına aykırı davranışlar. 31 Mart 2019’da Menderes’te ne olacak? Millet kime oy verecek? Onun telaşına düşmemek lazım. Seçim kazanıldığı zaman da, kaybedildiği zaman da güzel… Hazmedeceksin… Varlığı da yokluğu da bileceksin. Kaybetme telaşına bugünden girersen, böyle olmayacak, belediye başkanına yakışmayacak işler yaparsın. Bu yanlıştır. Bu hakkı da değil, yapamaz. Özellikle geri duruyoruz, bu bir mizansen. İl Başkanı Şengül’ün son açıklamasından bu işin içinde olduğu görülüyor. Biz bu mizansene alet olmayacağız. Önemli olan İzmirlinin değerlendirmesidir. Eminim, 30 Mart 2019 sabahı orada belediye başkanı olarak bir başkası oturacak. Bu kadar geldi… Özdere Sahili’ni düzenleyeceğim dedi, projesine destek olduk. Özdere Belediyesi’nin orada meydan düzenlemesi vardı, destek olduk. Bunları yapıyoruz, peki bu ne? Burada başka bir ruh hali var. Onu çözmek gerekiyor. Fiili durum yaratmak nedir? Burada AK Partili bir Büyükşehir Belediye Başkanı olsa, ilçe belediyesi de CHP’li olsa, o hareketi o CHP’li başkan yapabilir miydi? Kaymakam, Valilik, Emniyet buna izin verir miydi?” dedi.

İSTEMESİNİ BİLMİYORUM, VARSA VERMESİNİ BİLİYORUM
‘24 Haziran genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında bu kentin sorunlarının çözüleceğine inanıyor musunuz?’ sorusunu yanıtlayan Kocaoğlu, “Muharrem İnce ve CHP’nin iktidar olacağına inanıyor musunuz sorusu ortaya çıkıyor. İnanıyorum, çünkü bizim işlerimiz başka türlü çözülmez. Koalisyon iktidarı olursa, Muharrem İnce de Cumhurbaşkanı olursa, ama bizim istediklerimiz de yapılmazsa, biz de gider memleketimize, köyümüze yerleşiriz. Dışarıya da çıkmayız. Başka çare yok. Hiçbir iktidardan hakkım olmayan şeyi istemem. Bugüne kadar hiç kimseden de istemedim. Zaten istemesini bilen bir adam da değilim. Varsa vermesini biliyorum. Yoksa yok kardeşim, olsa dükkan senin diyorum” diye konuştu.

2 DÖNEM DAHA BURADAYIM, KIZDIM GİTMİYORUM
Adaylık konusundaki kararı için her zaman 6 ay kuralını hatırlatan Kocaoğlu, yeni dönem için esprili bir dille, “Açıklarız… 2 dönem daha buradayız. Kızdım, gitmiyorum” ifadelerini kullandı.

 
Mehmet KARABEL yazdı... Bakan Veysel Hoca’ya kimler cevap verecek?
 
CHP'nin vekil adayı Kılıç'tan Kiraz çıkarması: Üreticinin yüzü CHP iktidarında gülecek
YORUMLAR
Toplam 9 yorum var, 9 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
yazmışlar 1 Haziran 2018 Cuma 23:26

Gördes barajı iktidarın İzmire bakışını somut olarak yansıtır. AKP genelbaşkanının beden olmayana su mu vereceğim demişliği vardır bir genel seçimde. DSİ bölge müdürünün verilemeyen su için Erikli fiyatından su faturası kesmişliği vardır. (Skandaldan sonra görevden alındı!) Anlaşmaya göre Gördes'ten suyu getirip Kavaklıdere arıtmaya teslim edeceklerdi. Ne getirebilecekleri su var, ne de hat! Hattaki yanlışlıklara, eksikliklere rağmen kabulünü yapmışlar, İZSU'nun da bu haliyle teslim almasını bekliyorlar. İzsu da 'yandaşının yanlış, eksik yaptığı hattı sen teslim alabilirsin, ben alamam' alamam diyor, bekliyor hat! Hangisini konuşalım ki? Yatacak yerleri yok!

Yorumu oyla      11      5  
Erdoğankalkan 1 Haziran 2018 Cuma 13:41

Kimtutarsenibaşkanhepsinedersiniverdin

Yorumu oyla      12      7  
8849 1 Haziran 2018 Cuma 13:09

Başkanım menderes sizi engellemiş lütfen çiğli egekent 8849 nolu sokağa gelin yıllardır bekliyoruz burası kaderine terk edilmesin kaldırımlarımız çok kötü engelli ve bebek arabalı insanlar yolda yürümek zorunda çoçuk bahçesi istiyoruz sokağımızda hız sınırlayan banketler istiyoruz günde 5, 6 kez yapılan otobüs seferinin (423 nolu hat) sıklaştırılmasını istiyoruz saygılar selamlar

Yorumu oyla      11      5  
Hasan 1 Haziran 2018 Cuma 12:43

Ya allah aşkına izmir dünyanın en bakımsız şehri bunu halk söylüyor her taraf çukur rezalet içinde kendi seçmeni söylüyor yaya yürüyecek yolu yok kasıt çukur 1oo.yıl geride kalmış metropol koy yazık

Yorumu oyla      11      12  
Gürkan 1 Haziran 2018 Cuma 12:43

Gördes barajı hakkında başkanın söyledikleri doğru ise ortada büyük bir skandal var. Hem İzmirlinin parasını alacaksın , hem de su veremeyeceksin, hem de yapılan yatırım öyle boş duracak. O baraj su tutuyor mu tutmuyor mu ? Tutmuyorsa bunun hesabını soracak olan yok mu ? Yok su tutuyorsa parasını aldığın suyu niye vermiyorsun ? Ayrıca İzmir' in metro projeleri niye Ankara' da aylarca onay bekliyor ? Ankara' ya metroyu bakanlık yapıyor , bizde de belediye yapacak ama onay süresi ayları buluyor. Böyle bir şey olabilir mi ?

Yorumu oyla      17      6  
İzmirli 1 Haziran 2018 Cuma 12:10

Gördes barajına 100lerce milyon harcandı hala su tutmuyor.Bunun sorumlusu kim ?

Yorumu oyla      16      5  
Lombak 1 Haziran 2018 Cuma 11:00

Şikayetleri duymamak içkn kulağına pamuk tıkayanların kirini pasını sandık alır. Zaten az kaldı. Yolcudur abbas.

Yorumu oyla      12      6  
Devrim 1 Haziran 2018 Cuma 10:14

Sayın Aziz Kocaoğlu ulaşımda devrim dediğiniz sisteme şu an taşımacılıkla mevcut kişi, minibüs ve otobüslere ; Belediye çekildikten ne kadar ilave hat olacak ? Bu özelleştirme gelecek zamanda halk için ve İzmir’i yöneteceklere ne ksdar fayda sağlayacak ? 1986-87 yıllarında belediye denetimli İzmir’de özel halk otobüsleri vardı. Vatandaşa ve yöneticilere çektirdikleri eziyetleri bilmiyorsanız o günleri yaşayanlara sorun öğrenin ! Kağıt üzerinde yapılan projeler uygulamada isteğiniz gibi olmaz ve özel halk otobüsleri gibi geri dönüşü zor bir sürece girer ! Günlük hayatta vatandaşı yakından ilgilendiren kararlar alırken ; günü kurtarmak için değil 25 -30 yıl sonrasını düşünün . Sayın Yüksel Çakmur Konak ve Çankaya dan dolmuşları kaldırdı ve siz dahil daha sonraki belediye başkanlarının şehrin merkezindeki ulaşımda daha rahat çalışmasını sağladı ! Bu konuda iyi düşünün ki seçim sandıklarında hüsrana uğramayın !

Yorumu oyla      21      5  
Siyasetçi mi bürokrat mı belli değil... 1 Haziran 2018 Cuma 10:08

Gördesten 3 senedir su alınmıyor,Buca metrosu sene oldu bekliyor, bayraklı ve mavişehir iskeleleri yıllar oldu bekliyor.Peki siz napıyorsunuz sayın başkan bu sürede 'aman ağzımızın tadı kaçmasın' 'aman devlet adamlığınız zarar görmesin' siz siyasetçi misiniz yoksa bürokrat mı? Kim izmirlinin hakkını savunacak kamuoyu yaratıp istediğini elde edecek.Siyaset yürek işidir sayın başkan..muharrem ince gibi tuttuğunu koparma işidir,devlet adamlığı falan başarısızların kendini avutmasıdır. Birisi benim metromu iskelemi senelerce bekletiyor benim siyasetçimde alamıyorsa ben ona hakkımı helal etmem,keşke bürokrat olarak kalsaydınız siyasetçi olmasaydınız derim.

Yorumu oyla      15      11  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Foça' geleneksel kitap şenliği
Geleneksel Kitap Şenliği kapsamında, Foça Demokrasi Meydanı’nda 4000 adet ...
Güzelbahçe yolcusuna güzel haber: Bilet fiyatına damping!
İzmir Büyükşehir Belediyesi, deniz taşımacılığındaki yeni rotası Güzelbahçe’de ...
Aydın'da direksiyon vatandaşın elinde
Aydın Büyükşehir Belediye başkanı Özlem Çerçioğlu beraberindeki heyetle ...
 
Karşıyaka’da Ramazan dayanışması
Karşıyaka Belediyesi, Ramazan ayı boyunca gerçekleştirdiği eğlence etkinlikleri ...
Buca yatırım başkenti oldu: 4 yılda 718 milyon!
Buca Belediyesi, öz kaynaklarıyla 100 milyon TL’lik yatırım yaparak 4 ...
Foça'nın Çocuk Evi'nde mezuniyet sevinci
Foça Belediyesi Çocuk Evi’nin 6 Yaş gurubu öğrencileri için, diploma töreni düzenlendi.
 
Büyükşehir'de toplu sözleşme tamam: Memurlara 'ulaşım kartı' müjdesi
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bağlı kuruluşları ESHOT ve İZSU'da çalışan ...
Bornova'da Ramazan birlikteliği
Ramazan Ayı'nın birlik ruhu Bornova'da iftar sofralarında yaşanıyor. Bornovalılar, ...
Ve Kocaoğlu sahaya indi: İktidara elimizi uzatıp alabilecek kadar yakınız
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 24 Haziran'da gerçekleştirilecek ...
 
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva