Babacan İTO’da: İstikrar vurgusu, çarpıcı ofis yorumu

Onur DENİZ / EGEDESONSÖZ -  Genel seçim heyecanının tavan yaptığı, yarışın ekonomik vaatler ekseninde şekillendiği günlerde İzmir Ticaret Odası önemli bir konuğu ağırladı.

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İl Başkanı Bülent Delican ve beraberindeki heyetle birlikte İTO meclis oturumuna katıldı.

Başbakan Yardımcısı Babacan toplantıda ülkenin ekonomi politikaları ve uzun vade fotoğrafı hakkında bilgilendirme yaparken İzmir’e açılan Başbakanlık Ofisi hakkında da çarpıcı bir açıklama yaptı.


 
KÖŞEYE ÇEKİLME LÜKSÜNÜZ YOK
Meclisin açılış konuşmasını İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş yaptı. Demirtaş konuşmasında Ali Babacan ve AK Parti hükümetinden yana memnuniyetini dile getirdi. Demirtaş, ”AK Parti 2002 yılından itibaren iktidardan olan bir parti. Bu yıllar boyunca ülkemiz kesintisiz büyüdü. Önceleri iki ile bir geri bir durum vardı. Bu başarılarda sizin payınız büyük. O nedenle biz her kurulan her hükümette Ali Babacan var mı diye baktık.  Dünya ekonomisinde sert rüzgarların estiği bu günlerde ekonomi yönetiminin başında olmanız bize moral verdi. İş dünyası olarak sıkıntılarımız çok. Elbette sıkıntılar olacaktır. Bu sorunlar çözülecektir. Yenileri olacaktır.  Ama bütün bunlar istikrar olursa olacak. Çünkü ekonomide istikrarsızlığın olduğu dönemlerde önümüzü görmemiz mümkün değil. Sorunlarımızın farkındasınız çünkü bizden iyi biliyorsunuz. O nedenle bir köşeye çekilmek gibi bir lüksünüz yok. Çok değerli bir birikiminiz var. Bu ülkede yapacağınız çok hizmetler var. İş ortamına verdiğiniz katkıdan dolayı teşekkür ederiz” şeklinde konuştu. 
 
DÜNYA GENELİNDE BÜYÜME DÜŞECEK
İTO Meclisi’nde ekonomi ile ilgili görüşlerini aktaran Babacan, ülke ve dünya ekonomisini değerlendirdi. Babacan mevcut ekonomik tabloyu, ”Türkiye dışa açık bir ülkedir.  Finansman hareketlerinin tamamen açık olduğu bir ülke… Böyle bir ülkenin dünya ekonomisinde olanlardan etkilenmemesi mümkün değil. Bunun için dış ekonomiyi yakından takip etmemiz gerekiyor. Dış ekonomiye baktığımızda ABD de bir miktar toparlanma görüyoruz. İngiltere’de bir miktar top var. Ama Kıta Avrupası’nda büyümenin zayıf ve kırılgan olduğunu görüyoruz. Burada Avrupa Birliği çok önemli yerde... Çünkü yaptığımız ihracatın önemli bir bölümü Avrupa ile yapıyoruz. Dünya genelinde büyüme hızı düşmüş durumda. Son 10 yıla baktığımızda önümüzdeki 10 yılda büyümenin daha da düşeceğini görüyoruz” sözleri ile açıkladı. 


 
G-20’Yİ ANLATTI
Türkiye’nin önümüzdeki dönem ev sahipliği yapacağı G-20 ile ilgili  konuşan Babacan, ”Türkiye’nin baştan kurucu üyesi olduğu bir platform. Dünya nüfusunun 3’te 2’sini temsil ediyor. O masa o platform dünya ekonomisinin yüzde 85’ini yansıtıyor. Bu yıl başarı itibari ile çalışmalarımıza başladık. Burada 3 önemli önceliğimiz var. Kapsayıcılık, uygulama ve yatırımlar. Biz kapsayıcılıkta KOBİ’leri gündeme getiriyoruz. G-20'de KOBİ’ler için neler yapabilirizi ele alıyoruz.  Kadınların iş gücü piyasasında iş gücünün artması için çalışma sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde kadınların temsil edileceği W-20 zirvesi düzenlenecek. Kadınlar olarak liderlere önerilerini sunacaklar. Az gelişmiş ülkeler. G-20 üyesi olmayan 70 ülkenin sorunlarını da tartışacağız. Uygulama pek çok ülkede sorunlar var. Çözüme yönelik projeler var ama uygulama kısmında sıkıntılar var. Biz G-20’de rapor sunularak bu kararların uygulanması için çalışmalar yaptık. 3, yatırımlar. Gerekli kamu alt yapılarının oluşması için yatırımlar önemlidir. G-20 zirvesini Antalya’da gerçekleştirdiğimizde Türkiye ekonomisine iyi katkılar yapmış olacağız” dedi.
 
İSTİKRAR EKONOMİNİN TEMELİDİR
Babacan Türkiye’nin ekonomi modelinin inşasını anlattı. Öncelikle bir ekonomi zemininde istikrarın önemi üzerinde duran Babacan, “Bir ülkede siyasi istikrar varsa ülkenin ekonomisini ilerletmek çok daha kolay olur. Siyasi istikrar her şeyin zemini. İstikrar ekonominin temelidir. O siyasi istikrarın üzerine makro ekonomiyi inşa etmek gerekir. Bu makro ekonomi içerisinde bütçe disiplini, bankacılık ve para politikaları yer almaktadır.  Böyle bir yapının üzerine de ince inşaat gerekiyor. 25 tane dönüşüm programı açıkladık. Bütün sivil topum dünyası ve iş dünyası ile beraber hazırladığımız bin 248 eylem var. Hepsinin takvimini belirledik. Bu dönüşüm çok geniş konular içeriyor. Her üç ayda bir hangi eylemlerin yapıldığına ilişkin kamuoyunu bilgilendireceğiz. Bu güvenin oluşması için çok önemli. Güven, takvimini yerine getirerek oluyor. İyi bir program varsa geleceği uygun bir güven ortamı oluşturuyorsunuz. Bu 25 projenin yanına yargı ve eğitimi eklerseniz Türkiye için önemli sorunu çözmüş oluyorsunuz. Bir ülkede yargıya güven zayıflarsa bunun etkileri ekonomiye kötü şekilde yansıyacaktır. Eğitim seviyesi düşük bir ülkenin yüksek gelire ulaşması bir hayal olarak kalır” diye konuştu.
 
SÖMÜRGECİ OLMAMIŞIZ Kİ
Türkiye’nin cari açığının önünde tehlikelere neden olduğuna dikkat çeken Babacan, “Türkiye’de cari hareketlerde döviz kaybımız var. Bu kayba rağmen döviz dengemizi, doğrudan sermaye girişi ve yurtdışından kaynaklanan finansmanlarla kapatıyoruz. Bizim kendi tasarruflarımız kendi  birimimize yeterli değil. Kısa vadede bu çarkın böyle dönmesi gerekiyor. Kısa vadede Türkiye’nin döviz girişini sağlamamız gerekiyor. Eğer bunu sağlayamazsak bırakın büyümeyi mevcut refah seviyemizi bile kaybedebiliriz. Biz tarihten beri sömürgeci olmamışız ki birikimimiz, sermayemiz olsun. Biz Türkiye olarak anlımızın akıyla bileğimizin gücüyle bu seviyeye gelmişiz. Bizim şu an en kıymetli varlığımız istikrar.  Bu sağlık gibi. Varken kıymetini bilmezsek yokluğunda çok sıkıntı çekeriz” ifadesini kullandı. 
 
ALLAH KORUSUN YUNANİSTAN DURUMUNA DÜŞERLER
Babacan dünyada coğrafyasında, Suriye, Irak, Rusya, Yunanistan gibi ülkelerin siyasi istikrarsızlık nedeni ile ekonomilerinde ciddi sıkıntıları örnek gösterdi. 7 Haziran sürecinde muhalefet partilerinin ekonomiye dönük vaatlerini değerlendiren Babacan, “Seçim döneminde ne vaatler duyuyoruz.  İktidara geldiklerinde 2-3 sene sonra Allah korusun Yunanistan durumuna düşürürler. Yunanistan da öyleydi. Çok fazla siyasi iktidar geldi geçti. Eğer biz emeklilerimizden, memurlarımızdan bahsetmek istiyorsak reel şeylerden konuşmalıyız. Önemli olan paranın satın alma gücüdür. Yüzde 30 zam yaparsınız ona göre bir enflasyon artışı oluştuğunda o zam hiçbir işe yaramaz. İstikrar olmazsa o koalisyonlar döneminde tablonun ne kadar hızlı bozulduğunu görüyoruz. Kendi yakın geçmişimizde de bunun örnekleri var.  İstikrar olmazsa o koalisyonlar döneminde tablonun ne kadar hızlı bozulduğunu görüyoruz. Kendi yakın geçmişimizde de bunun örnekleri var. Sözün özü güven ve istikrar” diye konuştu.


 
BAŞBAKANLIK OFİSİ TÜRKİYE’YE MESAJDIR
Babacan son olarak İzmir ile ilgili, “İzmir gerçekten çok güzel bir şehrimiz. Tarih boyunca bir kültür merkezi oldu. Bu son dönem İzmir için güzel sonuçların yaşandığı bir dönem oldu. Önemli yatırımlar gerçekleşti. İzmir göçün hızla arttığı bir yer. Geçtiğimiz dönemde İzmir hak ettiği dinamizme ulaşamadı. Sebeplerine girmeye gerek yok önemli olan gelecek. Önümüzdeki dönemde İzmir’e verilecek özenle daha ileriye gidecektir. Başbakanımız bundan sonra 3-4 gününü İzmir’de geçirecek. Burada Başbakanlık Ofisi açtı. Bu ofis, tüm Türkiye’ye, dünyaya bir mesajdır” sözlerini söyledi.