HABERLER>GÜNCEL
25 Mayıs 2017 Perşembe - 11:23

Alakuş'un Gülen esprisi gerginlik yarattı

Mahkeme Başkanı Dik'in, "Gülen için ne diyeceksin?" sorusu üzerine, sanık Alakuş gülerek, "Orada değildi, onu söyleyebilirim" dedi. Alakuş'un gülümsemesine, şehit ve müşteki yakınları, "Tiyatro yapıyor katil" diyerek tepki gösterdi.

Alakuş un Gülen esprisi gerginlik yarattı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 kişinin yargılandığı davanın dördüncü celsesi başladı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Davanın dördüncü günü sanıklardan eski Kurmay Albay Fırat Alakuş'un savunmasının alınmasıyla başladı.

Sanık eski Kurmay Albay Alakuş, meslek hayatı boyunca Türkiye'ye karşı faaliyet gösteren her türlü terör örgütüyle mücadele ettiğini belirterek, "FETÖ/PDY ile ne ilgim ne irtibatım ne de iltisakım mevcuttur. Darbe teşebbüsünü kim, kimler, ne zaman, ne şekilde planladı bilmiyorum. Darbe teşebbüsünde de doğrudan görevim olmadığını düşünüyorum" dedi.

Alakuş, "15 Temmuz'dan önce, 11 Temmuz 2016 tarihinde, Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) Komutanı o dönem tümgeneral olan Zekai Aksakallı 'hassas istihbarata dayalı muhtemel terör eylemine karşı Genelkurmay Karargahı'nın takviye edilmesi' görevini verdi ve görevin ayrıntısını Albay Ümit Bak'tan öğrenmem gerektiğini söyledi" diye konuştu.

Sanık Alakuş, "Ben ve birliğim ÖKK tarafından tevdi edilen terör tehdidine karşı Genelkurmay Başkanlığının emniyeti için emir ve komuta içinde harekata iştirak etmiştir. Birliğimin ve benim tuzağa düşürüldüğüne inanıyorum. Ben ve birlik personelimin mağdur olduğunu düşünüyorum" şeklindeki görüşünü dile getirdi.

DAEŞ tarafından TSK komutan kademesini hedef alacak, Merasim Sokak'taki saldırı benzeri bir eylemin, FETÖ gibi farklı terör örgütlerinin desteğiyle de sabotaj faaliyetlerinin icra edileceğine yönelik istihbarat üzerine Genelkurmay Başkanlığı ve komuta kademesinin emniyetini sağlamak için Genelkurmay'daki unsurların takviyesiyle görevlendirildiğini savunan Alakuş, istihbaratın hassasiyeti nedeniyle görevlendirilecek personele koruma ve güvenlik tatbikatı yapılacağının söylenmesi emri verildiğini, harekat üssü olarak da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı ve Akıncı Üssü'nün kullanılması konusunda gerekli koordinasyonun yapıldığını kaydetti.

Harekatın emniyeti için albay Murat Korkmaz ve yarbay Halit Kazancı ile Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı ve Akıncı Üssü'nün ana üst bölgesi olarak kullanılmasına karar verdiklerini, Akıncı Üssü'nde birliğini topladıktan sonra saat 21.21'de Genelkurmay Başkanlığına giriş yaptıklarını anlatan Alakuş, intikal sırasında otobüste personeline görevlerinin yakın koruma tatbikatı olmadığını, hassas terör tehdidine yönelik emniyet tedbiriyle görevlendirildiklerini söylediğini ancak bunların otobüsteki bir kısım personel tarafından duyulmamış olabileceğini öne sürdü.

Genelkurmay Karargahında personeline, emir subayları ve komutan korumalarıyla birlikte hareket etmeleri emrini verdiğini, personelinin nizamiyelerin emniyetine destek verdiğini vurgulayan Alakuş, savunmasına şöyle devam etti:

"Bu esnada Genelkurmay Başkanının hemen karşısındaki odadaydım. Burada Genelkurmay Başkanının emriyle ikinci Başkan Yaşar Güler'in kendi emir subayı tarafından tahliye edildiğini öğrendim. Dışarıdan silah sesleri gelmeye başladı, personelime önceliğimizin Genelkurmay Başkanımızın korunması olduğunu söyledim. Güney nizamiyede silahlı çatışma olduğunu duydum. Komutanımızın da emniyetini sağlamak maksadıyla komuta katının girişlerinde emniyetin artırılması emrini verdim. İçerinin emniyetini sağlamak için Genelkurmay Başkanımızın özel kalem müdürü Ramazan Gözel albay geldi ve 'Kara Kuvvetleri Komutanı nizamiyeden giriş yaptı, onun süratle ve emniyetli şekilde karargaha girişinin sağlanması gerekiyor.' dedi. Kara Kuvvetleri Komutanının aracı geldi. Komutan tam kapıdan girerken yakından silah sesleri gelmeye başladı, o esnada 'yatın yatın' diye bağıranlar oldu. Komutan ve yanındakiler yattı, bizde balistik yelek ve başlık vardı, yanlarına emniyeti almak için geçtik."

Karargah binasında kaos ortamı olduğunu, sadece binanın emniyetini sağlamak için gayret ettiğini savunan Alakuş, Orgeneral Hulusi Akar ve beraberinde Mehmet Dişli'nin helikopter ile Akıncı Üssü'ne intikalini sağladıktan sonra görevinin yüzde 50 azaldığını düşündüğünü söyledi.

Albay Murat Korkmaz komutasındaki unsurların gece yarısından sonra Genelkurmay Başkanlığına geldiğini, bu esnada Karargah içi ve dışında kaotik bir ortamın yaşandığına dikkati çeken Alakuş, "Genelkurmay kışlasına tankların giriş yaptığını, sivil vatandaşların toplandığını, karargaha zorla girdikleri haberini aldım. Bu esnada darbe girişimi bildirisinin televizyondan okunduğuna şahit oldum. Sayın Cumhurbaşkanının açıklamalarını da dinleyince açıkçası enteresan durumla karşı karşıya olduğumuzu anladım. Bu işin sonu parlak gözükmemeye başladı o andan itibaren. Bu gelişmeleri görünce, birliğimin ve benim tuzağa düşürülmüş olabileceğimizi düşünmeye başladım. Personeli karargah girişine doğru çekmeye başladım" ifadelerini kullandı.

Kendisi ve emrindeki personelin hiçbir şekilde kolluk güçleri ve sivil halka ateşe etmediğini öne süren Alakuş, darbeci konumuna düşürüldüklerini anladığı anda da personelini toplayarak, açıklama yaptığını, tuzağa düşürülmüş olabileceklerini söylediğini ve teslim olma emrini verdiğini, bütün personeliyle teslim olduklarını bildirdi.

Alakuş, teslim olduktan sonra emniyette kötü muamele gördüklerini, hastaneye kaldırıldığını, bilincinin bir dönem kapandığını ve o andan sonra da bazı hususları hatırlamakta güçlük çektiğini iddia etti.

Kendisine Genelkurmay Başkanlığını koruma görevinin 11 Temmuz 2016'da ÖKK Komutanı Aksakallı tarafından verildiğini yineleyen Alakuş, 14 Temmuz'daki ÖKK kurs kapanış töreninden Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Güler'in erken ayrıldığını, bu durumun yadırgadığını daha sonra da Genelkurmay Başkanı Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın 3 saat, Fidan ile Aksakallı'nın da 2 saate yakın baş başa sohbet ettiklerini anlattı. 

Alakuş, 15 Temmuz'da da İkinci Başkan Güler'in, Genelkurmay Başkanı Akar'ın emriyle tahliye edildiğini öğrendikten, 14 Temmuz'daki görüşmeleri ve FETÖ ile iltisaklı grupların sabotaj içinde bulunacağı istihbaratını hatırlayınca aklında birçok soru işareti oluştuğunu öne sürerek, "Bana tevdi edilen göreve Akıncı Üssü'nden başlamamız, oranın güvenli üst bölgesi olduğunun söylenmesi, Genelkurmay Başkanımızın oraya tahliye edilmesi bende 'Genelkurmay Başkanımızın emir komutası içerisinde bir harekat, darbe olur mu olmaz mı bilmem ama bir düzenleme yapıldığı' hissi oluştu" dedi.

Darbe teşebbüsünün ardından Zekai Aksakallı'nın korgeneralliğe terfi ettirilmesi karşısında da yazar Mahir Kaynak'ın "Olaylardan en çok kazanç sağlayan, perdenin arkasındaki esas aktördür" sözünü hatırladığına işaret eden Alakuş, "Zekai Aksakallı'nın söz konusu menfur girişimin bir aktörü olduğuna inandığımı söylemek istiyorum" ifadesini paylaştı.

Zekai Aksakallı'nın kendi şahsi çıkarı için astlarını tuzağa düşürdüğünü ileri süren Alakuş, şöyle devam etti:

"Aksakallı, meslek hayatı boyunca FETÖ'cü olduğu iddialarına muhatap kalmış bir isimdir. Her ne kadar kendisi 2013'ten sonra FETÖ ile aktif mücadele ettiğini söylese de daha önceki Cemil Albay'ın ifadelerinden Zekai Aksakallı'nın meslek hayatı boyunca FETÖ'cü olduğu iddialarına muhatap olması, yakınlarının FETÖ dershanelerinde görev yaptığı bilinmektedir. Bu kapsamda ilgili belgeler Genelkurmay Başkanlığından talep edilebilir. Söylediğim hususlar belgelerle isnat edilecek hususlardır, dedikodulardan bahsetmiyorum. Tuğgeneral Semih Terzi'nin, telefonunda ByLock olduğu söylenen Başçavuş Ömer Halisdemir tarafından infazı emrinin Aksakallı tarafından verilmesinin, kendisinin darbeyle iltisakını karartmaya yönelik en önemli karinelerden biri olduğunu düşünüyorum. Bana verdiği emrin ortaya çıkmasını önlemek için Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın 16 Temmuz'da ÖKK'ya intikal ettikten sonra yerde yatan Albay Ümit Bak'ı, Mihrali Atmaca üsteğmene göstererek, 'Bunun kafasına niye sıkmadınız, iki tane ' ifadesi örtülü bir infaz emridir. Mihrali Atmaca'nın darbeci olması, Ömer Halisdemir'i infaz etmesi, kendisini kurtarmak için ilave görev tevdi edildiğini anlamaması, genç ve tecrübesiz olduğu için emri tam anlamamasıyla infazın gerçekleşmediğini düşünüyorum. Bu da bizim tuzağa düşürüldüğümüzün delillerini karartmaya yönelik emir olduğunu düşünüyorum."

Alakuş, Aksakallı hakkında FETÖ'cü olduğuna yönelik 2 ihbar mektubu bulunduğunu savunarak, bu mektupların Genelkurmay Başkanlığından talep edilebileceğini kaydetti. Sanık Alakuş, Zekai Aksakallı'nın KKTC'da görevli olduğu dönemde de FETÖ'cü bazı akademisyenlerin Kıbrıs'taki üniversitelerde istihdam edilmesine aracılık ettiğini öne sürdü.

Zekai Aksakallı'nın şeker hastası olduğunu ve bu nedenle karar vermekte zorlandığını, çevresine yıkıcı etkisi olduğunu iddia eden Alakuş, Aksakallı'nın yanlış ve gereksiz emirleriyle Yarbay İhsan Ejder ve 3 personelinin Yüksekova'da şehit düştüğünü savundu.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın müşteki olarak verdiği ifadesinde, alıkonulduğu sırada, "Kapıdan çıktığımda tam teçhizatlı, kafasında çelik miğfer ve silahlı bir şekilde, ürkütücü bir yüz ifadesiyle karşıma çıkan asker dikkatimi çekti" dediği sanık eski Kurmay Albay Fırat Alakuş, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in sorularını yanıtladı. 

Fırat Alakuş, bir soru üzerine, Koruma Astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın'ın şehit edilmesi olayını görmediğini söyledi.

Genelkurmay Karargahı'na dışarıdan yapılan saldırılara karşı burayı korumakla görevlendirildiğini öne süren Alakuş'a, Başkan Dik, Genelkurmay Karargahı içi ve dışında kameralara yansıyan görüntüleri gösterdi. Dik, "Görüntüleriniz burada, al bir tane düşman unsur göster ben bu işi bırakayım" dedi. Fotoğraftakilerin kim olduğu sorusu üzerine, görüntüye bakan Alakuş, fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu kabul etti, dışarıdan ateş sesleri geldiğini savundu.

Özel Kuvvetler Komutanlığının olay gecesine ilişkin hazırladığı idari tahkikat raporu da sorulan Alakuş, "Raporu kim ne zaman hazırlamış (Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı) Aksakallı'nın emrindeki bir tahkikat raporunun gerçeği yansıttığından şüpheliyim. Rapordaki tanık ifadelerinin ağır işkence ile alındığını bilmeyen kalmadı" değerlendirmesinde bulundu. Alakuş, Mahkeme Başkanı Dik'in sorusu üzerine, işkence iddialarını cezaevinde duyduğunu belirtti.

"DARBE123 BİLGİSAYAR ŞİFREM"

Ev ve iş yerindeki aramada ele geçirilen belgelere ilişkin de açıklama yapan Alakuş, aramalarda "darbe123" yazılı küçük not kağıtları bulunduğunu kaydetti. Bunların bilgisayar şifreleri olduğunu öne süren Fırat Alakuş, "TSK subayı olarak darbeyle yatıp kalkmıyoruz. 1996'da bana ilk verilen telsiz kodu 'darbe' idi. 'Akılda kalan hususları şifre yapın.' denmişti. Ben de 'darbe' kelimesini klavyede de kolay yazıldığı için bilgisayar şifresi olarak seçtim" şeklinde savunma yaptı.

Alakuş, gizli tanık "Şapka"nın kendisi hakkındaki iddialarını yalanlayarak, "gizli tanık şapka"nın ismini açıklamak istedi. Başkan Dik'in, izin vermemesi üzerine Alakuş, şöyle konuştu:

"İki sene beraber okuduk, kendisini yakından tanırım. Çok samimi değiliz, ama tanırım. Bu personel, Kara Harp Akademisinde dereceye girmek için çaba sarf ederdi, ihtiraslı bir arkadaştı. Benim yaptığım bir görevi kendisi yapmış gibi arz etti, bunu da komutan fark etti. Bu yalanı ortaya çıkınca o andan itibaren aramızda bir husumet oluştu. Dereceye giremedi, intikam almak amacıyla yalancılığı da bilinen bir kişi olması nedeniyle bana iftara atarak, darbe girişimi toplantılarına katıldığımı beyan ettiğini düşünüyorum."

Emrindeki 51 personelin, verdiği emirleri yerine getirdiğini dile getiren Alakuş, "Genç rütbedeki personelin verdiğim emirleri yerine getirmekten başka eylemleri olmamıştır, suç işleme kastıyla hareket etmediklerinden masum olduklarını düşünüyorum" ifadesini kullandı.

Sanık Alakuş, bir başka soru üzerine, darbe teşebbüsü olduğundan, TRT'de darbe bildirisi okunduğu zaman haberdar olduğunu ileri sürdü. Mahkeme Başkanının, "Anladın da niye sabaha kadar durdunuz orada, darbe suç değil mi, karışmasaydın, tuzağa düşmeseydin?" sorusunu yöneltmesi üzerine Alakuş, "Bana verilen bir görev var, ondan geriye dönüş var mı Darbe teşebbüsünü anladım, göreve devam ettim. Darbenin kim tarafından yapıldığını tam netleştiremedim" şeklindeki görüşünü paylaştı.

Başkan Dik'in, "Gülen için ne diyeceksin?" sorusu üzerine, sanık Alakuş gülerek, "Orada değildi, onu söyleyebilirim" dedi. Alakuş'un gülümsemesine, şehit ve müşteki yakınları, "Tiyatro yapıyor katil" diyerek tepki gösterdi.

ALAKUŞ'UN ÇAPRAZ SORGUSU

Mahkeme Başkanı Dik'in, Genelkurmay Karargahı'na getirilen Kara Harp Okulu öğrencilerinin, ateş emrinin özel kuvvetler personelinin verdiğini ve zorla ateş ettirildiğini söylediklerini hatırlatması üzerine Alakuş, böyle bir şeyin mümkün olmadığını ileri sürdü.

Alakuş'un çapraz sorgusu sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, Erdoğan'ın açıklamasının ardından suikast timinin başındaki Şükrü Seğmen'i telefonla arayıp aramadığını sorması üzerine Alakuş, tüm telefon kayıtlarını reddettiğini, Seğmen ile görüşmediğini savundu.

Avukat Aydın'ın, "Kendi üzerinize kayıtlı hattan arıyorsunuz" sözlerinin ardından Alakuş, Aydın'a dönerek, "Sen hangi numarayı söylüyorsun?" dedi. Bunun üzerine Aydın'ın "Sen kimsin bana 'sen' diye hitap ediyorsun?" sözlerinin ardından duruşmada bulunan müşteki ve şehit yakınları Aydın'ı alkışladı. Alakuş sorulara cevap vermeyeceğini söyledi.

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında Kara Harp Okulu Bando Komutanlığında görevli Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş'ın şehit olduğunu hatırlatan avukat Aydın, "Dağdaş, oradaki askerlere darbenin yanlış bir şey olduğunu söylüyor ve bu nedenle de orada katlediliyor. Siz Özel Kuvvetlerde albaysınız. Bir bando başçavuşunun gösterdiği cesareti niye gösteremiyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

Alakuş, bir başka soru üzerine, eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'yi tanımadığını bildirdi.

Duruşmanın yapıldığı binanın çevresinde, Ankara Jandarma Komando Tabur Komutanlığı komandoları, infaz koruma memurları, bomba arama köpekleri, TOMA ve zırhlı araçlar ile güvenlik önlemi alındı. Cezaevinin çatısında da keskin nişancılar hazır bekletildi.

Duruşmada dün, sanıklardan Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde görevli eski Kurmay Albay Bilal Akyüz, eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı Kuvvet Geliştirme ve Teşkilat Daire Başkanı Tuğgeneral Erhan Caha, eski 28. Mekanize Piyade Tugayı İkinci Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi savunma yapmıştı.

İlk celsede ise eski YAŞ üyesi Akın Öztürk ile eski Kurmay Albay Ahmet Özçetin ifade vermişti. (AA)

 
Karabağlar'da o mahallede Atatürk büstü sevinci
 
Bornovalılar İzmir’in kazanması için pedal çevirdi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmir’de işadamlarına büyük şantaj iddianamesi: Kimlerin adı geçiyor?
İzmir’de bazı internet siteleri ve medya organları üzerinden işadamlarına ...
Yurda kaçak sokulan lüks otomobillere el konuldu
Kaçakçılık ekiplerince çok sayıda ilde eş zamanlı düzenlenen Ankara merkezli ...
Düzce'de feci kaza: 4 ölü, 1 yaralı
TEM otoyolu Düzce kesiminde meydana gelen trafik kazasında 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.
 
Loto talihlisi 'Pervaneler' kurbanı
Antalya’da, Maliye Hazinesi ile sayısal lotonun 13 Kasım 2010 tarihli ...
Celal Şengör: Erdoğan yerden göğe haklı
Profesör Celal Şengör'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "arena" uyarısına destek ...
Utanç davasından yıllar sonra: İşte yeni hayatı
Henüz 14 yaşındayken üst düzey bir emniyet yetkilisiyle 27 çocuğun tecavüzüne ...
 
Türk Telekom çalışanlarına FETÖ operasyonu: 10 gözaltı
İstanbul'da FETÖ/PDY'ye yönelik operasyonda Bank Asya'ya örgüt liderinin ...
İzmir'de havadan, karadan, denizden huzur operasyonu!
Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik ...
İzmir'de sır ölüm: Kan donduran detaylar!
İzmir'in Çiğli İlçesi'nde, 73 yaşındaki Hasan Acar'ın zeytinlik alanda ...
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva