AK Partili Nasır'dan deprem sergisinde denetleme vurgusu

İzmir Ticaret Odası, 71. Mühendislik Meslek Komitesi, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve PUMMDER işbirliğiyle gerçekleştirilen 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi -Depreme Duyarlılık Sergisini gezen Necip Nasır, gerekli önlemlerin alınması konusunun önemine tekrar vurgu yaptı.

Sergiye özel olarak hazırlanan anı defterine duygu ve düşüncelerini yazan Nasır, şu satırları kaleme aldı: “Deprem kuşağında bulunan ilimiz ve ülkemizde bu gerçekle yaşamayı öğrenmeliyiz. Aslında deprem öldürmez; öldüren plansızlık ve mühendislik denetiminden yoksun kontrolsüz yapılmış yapılardır. İzmir bugün itibarı ile virajın son dönemecindedir. Acil şekilde bölgesi ile bütüncül planlar yapılmaması halinde yüzde 15 sağlıklı konuta sahip ilimizde, depreme bağlı can ve mal kayıpları yaşanacaktır. Bu dönüşümün gecikmesi halinde oluşacak sonuçların vebali de büyük olacaktır. Böylesi acıların tekrar yaşanmamasını diliyorum”

BİNA YENİLEME YERİNE, KENTSEL DÖNÜŞÜM
Doğru planlama yapılamadığı için İzmir’de yeni arsa üretilemediğinin de altını çizen Necip Nasır, bunun da müteahhitleri kentsel dönüşüm adı altında yık - yap sistemine yönlendirdiğini, ancak bunun kentsel dönüşüm değil, bina yenileme olduğunu dile getirdi.
'Eskiyi yık, yenisini yap' mantığıyla hareket edildiğinde, kentin beton yığınına dönüşeceği uyarısında bulunan Nasır, “Bugüne kadar İzmir’de yık - yap kapsamında 25 bine yakın bina inşa edilmiş durumda, Konun aktörleri hızlı bir şekilde önümüzdeki en az 50 yılımızı planlamaya yönelmelidir” diye konuştu.

TEKRAR YAŞANMASIN...
Necip Nasır, 1 Ekim 2017 tarihinde çıkarılan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile yetkileri daha güçlendirilen yerel yönetimlerin, Planlamanın en büyük sorunu olan Mülkiyet sorunun giderilmiş olması ve 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm yasasının da avantajlarını kullanarak deprem sonrası yaşanan afet görüntülerinin tekrarlanmaması için önemli bir fırsatı yakaladıklarına dikkat çekti.

Nasır, “Bu sayede kimliksizleşen kentlerin restorasyonunun sağlanması ve yeniden kimlik kazanması fırsatı da ayrıca değerlendirilmelidir” ifadesini kullandı.