AK Partili Kaya'dan İnciraltı çıkışı: Soyer ve istemezükçüler oyunbozanlık yapmazsa...

EGEDESONSÖZ -  AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, SonSöz TV'de Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtladı. Gündemle ilgili çok önemli açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulunan Kaya, İnciraltı planlama sorununun çözümünde çok önemli aşama kaydedildiğini söyledi.

Pandemiyle ilgili süreci değerlendiren Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, "Vatandaşları problemlerini yerinde takip edebilmek için alanlarda olmaya gayret ediyoruz" dedi ve şu açıklamalarda bulundu:

"Alanda olduğumuz noktada maske, mesafe hijyen kuralına uygun hareket ederek problem yaşamadan süreci geçirmeye çalışıyoruz. Hiçbir salgının sonsuza kadar sürecek bir hali yok. Aşı da bulunursa, bu salgından kurtulacağız inşallah. Türkiye’de sağlık sisteminin ne kadar güçlü olduğunu tüm dünya gördü. Muhalefet lideri, partisi hariç. Kurulan şehir hastanelerinin, yaptığımız yatırımların ne kadar doğru ve isabetli yatırımlar olduğunu gördük. Bu sürecin Türkiye’ye kazanımı da özellikle sağlık turizmi konusunda bu güçlü altyapı ile dünyada sayılı merkezlerden biri haline geldi. İstanbul, bu konuda lider durumda. İzmir’i, İstanbul’un önüne geçirecek proje, plan ve yer hazır. Türkiye’nin bu güçlü altyapısını, Avrupa’daki pek çok ülke gördü. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya salgının zirve yaptığı günlerde hastaları artık tedavi edemez durumda. Türkiye’de en yoğun dönemde bile hem yoğun bakımlarda, hem de hastanenin yataklı kalan hastalar noktasında yüzde 65-70 seviyeler içerisinde süreç devam etti. Bu salgın noktasında bile 3 tane hastane açtık. Çin bir tane hastane yaparken, biz üç tane yaptık."

SAĞLIK MÜDÜRÜM, İLETİŞİME AÇIK BİR NOKTADA

Muhalefet partisine mensup vekillerin, verilere ulaşmakta sıkıntı çektiklerine yönelik eleştirilerini cevaplayan Kaya, "Muhalif partiler, pekala verilere ulaşabilir. Türkiye’deki demokrasimizde zaten buna ulaşma kanalları düzenlenmiş. Gidip bakanlıklara soru sorma yetkisi var arkadaşların... Biz İzmir bürokrasisi açısından bakarsak, hem Valimiz, hem İl Sağlık Müdürümüz, iletişime açık olacak noktadalar. Ölüm sayılarına ilişkin değerlendirme konusunda, defin hizmetlerini İzmir Büyükşehir Belediyesi veriyor, bu bilgiye oradan ulaşabilirler. Mühim olan ulaşmak istemek, niyet. Maalesef salgının başından itibaren CHP’nin hem genel merkez yönetimi, hem de milletvekili arkadaşlar, sanki bu hastalık, Türkiye’nin her yerini sarsın, Tükiye’nin ekonomisi batsın, ancak AK Parti’den böyle kurtuluruz, gibi çok enteresan ve çok üzücü, siyasi olgunluğa da yakışmayacak şekilde bir süreç yürüttüler. Sürekli ağlanıp, sızlandılar. Dünya, Türkiye’yi takdir ederken onlar bir yerden vurmaya çalıştılar. Mecliste hep beraberiz, arkadaşlarla. İzmir’den Ankara’ya beraber gidip geliyoruz. Herhangi bir veriye ulaşma sıkıntısı hissederlerse, biz buradayız. Bize bunu çok rahatlıkla söyleyebilirler. Hepimizin birbirimizde telefon numarası var. Bana şimdiye kadar CHP’nin İzmir’deki milletvekilleri arkadaşlardan hiçbiri ‘ben yardım ve bilgi istedim ama bana şöyle bir tavır gösterdiler’ diye şikayet duymadım. Hiç kimse beni aramadı. İncir çekirdeğini doldurmayacak konularla İzmirliyi meşgul ediyorlar."

SOYER, ÇÖZÜM BEKLEYEN 4 KONU SÖYLEDİ, 4'Ü DE HALLOLDU

"Hem Büyükşehir Belediye Başkanı, hem de milletvekili arkadaşların, İzmir’e yatırım gibi dert ve sıkıntıları yok. ‘Nasıl olsa kolay oy alıyoruz’ diye şımarma düzeyine gelmiş bu yaklaşım. Bizim de hatalarımızdan kaynaklanan sebeplerle, halk çok rahat oy veriyor. Bu şımarıklık öyle bir düzeye geldi ki yatırımmış, projeymiş, böyle bir dert ve sıkıntıları yok. Sayın Soyer, çözüm bekleyen  4 tane konu söyledi, 4'ü de halloldu. Karabağlar Yeşillik Caddesi’ni vereli kaç ay oldu? Var mı ihale, var mı proje, ayrılmış bir bütçe var mı? Bakıyorsunuz yok, yok, yok.  ‘Biz İzmir’de şöyle bir algı oluşturalım; iktidar bizim taleplerimizi karşılamıyor’ diyorlar. Kendi beceriksizliklerine bahane bulabilmek için hep bu tür yaklaşımlar içindeler. Tekrar ifade ediyorum; hangi belediye olursa olsun… Buca Belediyesi ile beraber yürüttüğümüz proje var. Balçova Belediye Başkanı’nı ben kendim ziyaret ettim. Hizmet, proje, yatırım gibi bir iş olacaksa, burada birlikte, ortak akılla hareket etmek lazım. Konak Belediye Başkanı Abdül Batur Bey ile sürekli görüşüyoruz. Diğer Belediye Başkanları ile görüşüyoruz. Utku Gümrükçü Bey ile ilgili biliyorsunuz. Sayın Soyer’in görüşemiyorum, beni niye çağırmıyorsunuz, dediği noktada, Utku Bey gitti, genel müdür ile görüştü. Görüşmek isteyene engel olacak halimiz yok. Böyle bir şey yapmayız, yaptırtmayız. Yeter ki niyeti iyi olsun, iş olsun, yatırım olsun, İzmir olsun.  Seçim dönemi bitti, şimdi hizmet ve yatırım dönemi. Vatandaş bizden bunu bekliyor. Kronik sorunları çözelim istiyorlar. Biz önümüze gelen, bürokraside takıldıkları noktalarda hep ön açıcı oluyoruz ama biz önü açtığımız halde maalesef başta Büyükşehir Belediyesi Başkanı olmak üzere, yatırım yapma arzularının olmadığını hep beraber görüyoruz. Sanıyorlar ki AK Partili Belediyeler gidiyor Bakan’a, oturup projelere hemen tık tık tık işleri halloluyor! Bunun bir işleyiş süreci var. Kimi zaman CHP’li belediyelerin değerlendirmelerine bakıyorum, aynı, AK Partili ve MHP’li belediyeler de beklemede. Her yatırımın belli bir zamanlaması var. Şu an Büyükşehir Belediyesi’nin geldiği günden beri Sayın Soyer’in söylediği konuların tamamında gerekeni yaptık, bahane bırakmadık. Çok beceriksiz ve İzmir, o beceriksizliği çok net bir şekilde görüyor. Bunu bir bahane yapabilmesinin noktasında hiçbir boşluk bırakmadık."

ELEKTRİK FABRİKASI'Nİ BELEDİYENİN ALABİLME ŞANSI YOK

Tarihi Elektrik Fabrikası'nı ihalede İzmir Büyükşehir'in kazandığı halde onanmamasını değerlendiren Mahmut Atilla Kaya, şunları söyledi:

"İzmir’in gündemi, Elektrik Fabrikası değil. İzmir’de ulaşım ne halde, şehir kokuyor, altyapı konuşulacak durumu aştı. Salgın bitse de kokudan İzmirliler olarak kurtulamayacağız bu kokudan dolayı. Bizim problemlerimiz bunlar.  Elektrik fabrikası meselesine gelince; burası bir özelleştirme, belediye kim? Kamu... Kamudan kamuya özelleştirme mi olur? Teknik olarak bunu anlattık. Tekrar bu konuda değerlendirme yapılır, bakılır ama belediyenin bunu alabilme şansı yok. Büyükşehir'in, şirketlerle birlikte 8.5 milyar lirayı aşkın bütçesi var. Bunun kaynağının yüzde 99'u Ankara odaklı. Belediyenin kendi ürettiği, kâr edecek, gelir getirecek bir kuruluşu yok. Diğer belediyelerin yüzde 15-20 oranında, gelir getiren kendi kurumlarından kaynak var. Hatta bu bazen yüzde 50’lere kadar geliyor. Burada tamamen Ankara odaklı gelirlerle yürüyen bir belediye yönetiminden bahsediyoruz. Şimdi al bunu, İzmir’in ulaşımını, altyapısını çöz, diye gönderiyorsunuz. Özelleştirme kanununa aykırı biçimde kamu kurumuna aykırı olan belediye diyor ki, ben bu kaynağı ‘alternatif yol yapmakta, kanalizasyon yapmakta değil, Elektrik Fabrikası'nı alarak harcayacağım’ diyor. Buna en başta hukuk müsaade etmiyor. Özelleştirme demek; kamudan özel sektöre doğru açılmasıdır. Zaten kamusal noktada bir hareket olsa ona bakılabilirdi. Özelleştirme noktasında yürüyen bir süreç ve bu mevzu olacak bir konu değil. Bundan nasıl faydalanılabilir? İzmir’den alıp söküp götürecek halimiz yok. Kamudan kamuya bu iş olmaz. İzmir’de koku sorunu var, Soyer’in derdi, elektrik fabrikası. İzmir’de ulaşım çalışması sıfır. Soyer’in derdi, beni kutlamalarda otobüsle gezdirmediler, bisikletle gezdim. Asıl gündemden başka bir gündeme kaydırmak istiyorlar."

ÇEKİCİYLE, İZMİR'İN TRAFİK SORUNU ÇÖZÜLMEZ

"Geçen gördüm, adeta İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmirli’nin aklıyla alay ediyor. Şaşkınlıkla izledim. Sayın Soyer’in bir tane tweeti’ni getirdiler. ‘İzmir’de ulaşım sorununu çözdük, çekici ile trafik sorununu çözeceğiz’. Bunu belde belediye başkanı yapmaz. Belde belediye başkanı çıkıp ‘ben küçük beldemde bin-3 bin nüfuslu beldede böyle bir çözüm buldum’ diye çıkmaz. 4,5 milyonluk şehrin başkanı, milletin aklıyla alay eder gibi ‘5 tane çekici aldık, araçları çekip trafiği rahatlatıyoruz’ derse, gülerler. Soyer’in icraatları, İzmir’i komik duruma düşürüyor. Bu kadar vizyonsuzluk olamaz. Ekip de yok. Bazen başkan zayıf olur ama ekip iyi olur. Ekip de İzmir dışından olduğu için o da zayıf. Çekiciyle İzmir'in trafik sorunu çözülmez."

İNCİRALTI'NIN YARISI, ZATEN MARJİNAL TARIM ALANI

İnciraltı dosyasını da açan Mahmut Atilla Kaya, bu konuda çok ilginç açıklamalarda bulundu:

"Toprak Koruma Kurulu’nun almış olduğu karar; İnciraltı'nda tarım yapılamayacağı yönünde... İnciraltı biliyorsunuz 710 hektarlık bir alan. Yarısı marjinal tarım arazisi zaten. Yani tarım yapılamayacak durumda. Mandalina bahçeleri, çiçek seraları vardır bu alanda.  Su, denizden geliyor artık, tuzlu ve borlu. Oralarda tarımsal bir üretim yapılacağını beklemek, geri kalan kısmına bakarak bilimsel verilere aykırı. Şimdi burada Toprak Koruma Kurulu’nun almış olduğu karar şu: Yarısı zaten marjinal, geri kalan kısımda da kamu yararı gözetmek kaydıyla, koruma imar planı yapılmasında sakınca yoktur, şeklindedir. Siz şimdi tarım yapalım, tarım yapalım, diyorsunuz. Apartmanda oturuyorsanız orada domates eker yetiştirirsiniz. Burası özellikle İzmir’in 50 yılı aşkın bir sorunu. İzmir’in merkezinde kalmış, tarımsal hüviyetini kaybetmiş bir alandan bahsediyoruz. Biz bu alanla ne yapacağız artık? Biz bu alanda İzmir’in en büyük yeşil alanını planlayacağız. Şu anda fuar, Kültürpark dışında merkezde kalmış bir yeşil alandan bahsedemiyoruz. Biz bu alanda birinci hedef olarak, yeşil alan yapacağız. Soyer ve istemezükçü arkadaşlarının beyanlarına bakıyorum, üzülüyorum. Orada düzensiz bir yapılaşma da var. Biz bu düzensiz yapılaşmayı ortadan kaldıracağız. Tam bir kargaşa var. İmar barışından faydalanmışlar. Türkiye, sağlık altyapısıyla birlikte ortaya koyduğu bu durumuyla sağlık turizminin merkez ülkesi haline geldi. Bunun ekmeğini İstanbul yiyor. Bizim birinci kırmızı çizgimiz, İzmir’in en büyük yeşil alanını oraya kazandırmış olmak. İkincisi; sağlık turizm temalı bir planla İstanbul'un elinden sağlık turizmini almak. Burayı planlayabildikten sonra, 5 yıl içerisinde İstanbul’un elinde sağlık turizm konusunda üstünlüğü alırız. İnciraltı'nda mutlu sona az kaldı."

ÖNCE TEDAVİNİ YAPTIR, SONRA ÇEŞME'DE TATİL YAP

"Sağlık turizminde Balçova örneğini biliyoruz. Orada İzmir’in bir altyapısı var. Burada sağlık turizm tesislerinin oluşması ile birlikte İzmir 5 yıl içerisinde Türkiye’nin ve dünyanın sayılı merkezlerinden biri olacak. Tedavilerden sonra Urla’da, Çeşme’de tatil yapabilirler. Orada Efes var, diğer tarafta Bergama var. Üçüncüsü; kesinlikle yüksek kata izin verilmeyecek. Burası EXPO alanıydı, sen de EXPO’nun genel sekreteri değil miydin kardeşim? Buranın nasıl planlandığını o dönemde bilmiyor muydun? Sen EXPO sürecinde buradaki plan ve hayalleri bilmiyor musun? Şimdi mi aklın başına geldi? Biz bir kanun çıkardık. Bu kanunla biz yüksek katın önüne geçtik. Bu kanun halen yürürlükte. Burada Soyer ve istemezükçü arkadaşlarına soruyorum: Bu üç planın nesine itiraz edilecek? Alanı bir gör, böyle bir şey yok. Sayın Soyer’le İzmir’de iş yapmanın ne kadar zor olduğunu bilsinler. Çağrıyı yaptık; odalar, sivil toplum örgütleri muazzam bir destek çıktı. Hepsi İzmir kazansın istiyor. İzmir’in çocukları iş bekliyor. Bu alanda plan bittiği zaman 30 bin kardeşimize istihdam sağlanacak. Soyer'in,  ‘Bakanlıkla uyumlu bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz’ sözü var. Seçimlere iki gün kala gidiyor İnciraltı’na, toprak sahibi yıllardır bekleyenlerle buluşuyor. Alıyor eline mikrofonu, diyor ki ‘ben vicdan sahibi bir insanım. Burası  planlanacak, merak etmeyin. Ben de sizin yanınızdayım.’ Birbuçuk yıldır, sözünü tutmasını bekliyor insanlar. Büyükşehrin bu konuda fikri, projeye, planlamaya ilişkin bu konuda bir değerlendirmesi varsa, bakanlıkla irtibat kursun. Büyükşehir’in görüşü şu; planlama aşamasına gelindiği zaman ben fikrimi söylerim. İyi işte, geldik o aşamaya. Bu noktada fikirlerini vermesini söyledik, yok. Bizim, Aziz Kocaoğlu döneminden bir taslağımız var, dediler. O taslak, yoğunluk içeren bir taslak. Sonra ikinci bir açıklama geldi, 10 gün sonra... Toplantı yapılıyor, beni niye çağırmadınız. Ben Balçova Belediyesi’ne gitmişim, demişim ki ‘bakın plan süreci başladığı anda sizlerle irtibat sağlayarak gelecek ve sizinle görüşmelere başlanacak. Siz de görüş önerililerinizi hazırlayın, çalışın bu konuda.’  Çok da verimli bir toplantı oldu. Başkan da bu konuda elini taşın altına koyacağını bize gösterdi. Samimi bir yaklaşımı var. Geçmiş süreçte Balçova Belediyesi de bu duruma sıcak bakmamıştı. O zaman için köprü ayakları meselesinden karşı çıkmıştı. Toprak Koruma Kurulu’nun  üyelerinden biri de Büyükşehir belediyesi. Neredesin? Toplantıya katılmamış, gelmemiş. Böyle önemli bir meselede gelmemiş. Sen neden toplantıya katılmadın? Sen katılmıyorsan, orada görevlilerin var. Bu noktada gönderebileceğin insanlar var. Hem toplantıya katılmıyorsun, sonra da çıkıp tepki gösteriyorsun."

SOYER, 20 GÜNDE ÜÇ FARKLI SÖYLEMDE BULUNDU

"Bizi yoran, Soyer'in 20 günde 3 farklı söylemde bulunmasıydı. Bakanlık ile uyum içindeyim, beni toplantıya çağırmıyorlar, şimdi de Toprak Koruma Kurulu kararına karşı. Bir de dava var, demiş. Karar daha yeni imzalandı. Bu yeni bir karar. O eskide kaldı. Daha kararın ıslak imzası kurumamış. Benim tahminim hukuk bilgisi de olmamasından kaynaklanan bir hadise. Ya danışmanları yanlış bir not getiriyor? Hele bir imzası kurusun. İzmir’de zorluğumuz bu. Bir işi baştan konuşuyorsunuz, tamam diyorsunuz, sonra çark etmeye başlıyorsunuz. Böyle bir idarecilik, böyle bir siyaset adamlığı, böyle bir ciddiyetsizlik olmaz."

BAKAN BEYLE İNCİRALTI DOSYASINI YENİDEN KONUŞACAĞIZ

"Yarın Sayın Bakanımızla bir görüşme ve değerlendirmemiz olacak. Ondan sonra Bakanlık Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi ile görüşmeler yapılacak. Bakanlık bürokratları gelecek, ortak akılla çözelim, diyoruz. Ondan sonraki süreç içerisinde planlamayı kısa zamanda yaparız. Büyükşehir görüşlerini hazırladıysa, bekliyoruz. Ben Balçova Belediyesi’ni daha hazırlıklı gördüm. Ticaret, Sanayi odalarının, borsanın bu noktada çalışmaları devam ediyor. Soyer ve istemezükçü arkadaşları oyunbozanlık yapmazsa, 50 yıllık sorun çözülmüş olacak. İzmir, sağlık turizm merkezinin başkenti haline getirecek yatırıma imza atacağız. Fiziki şeyi İnciraltı ve Ege Turizm Planı’nı birlikte harmanlıyoruz. İzmir İnciraltı, Ege Turizm Planı derken,5 yıl içinde sağlık turizminde birinci oluruz. 5 yıldan hemen sonraki süreçte Antalya’yı turist sayısında geçeriz."

SOYER, İNCİRALTI DERSİNİ HİÇ ÇALIŞMAMIŞ

"Planları Büyükşehir Bakanlık ile beraber hazırlamıyor mu? Çeşme Belediye Başkanı böyle şeyler demiyor. Projenin yanındayım diyor. ‘Planın şurasına golf tesisi mi koyalım’ konusunu konuşulurken Sayın Soyer masada. Büyükşehir olarak önerin varsa, söylersin. Önerileri yaparsın. Yoğunluk ile ilgili önerileri yaparsın. Şimdi aynı şekilde, İnciraltı planı gelsin de görelim, diyor. Sen bir hazırlık yaptın mı, mesele burada. Burası, en çok İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın en çok hayal kurması gereken bir yer. Fakat Soyer, Sayın Kocaoğlu’nun hayalleriyle konuşuyor. İnciraltı dersini hiç çalışmamış Sayın Soyer. "

KÖRFEZ GEÇİŞİ PROJESİ, MİLYARLIK BİR YATIRIM

Mahmut Atilla Kaya, "Planlamada, İzmirlilerin hakları ne denli korunacak?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"İzmirli hemşehrilerimiz o konuda müsterih olsun. Orada Tayfun Karabulut Bey var. Baştan itibaren süreci beraber yürütüyoruz.  Tayfun Bey’i zaten bütün toplantılara davet ediyoruz. Oradaki temsilcilerle beraber Bakanlık, ileride toplantı yapacak. Onların da fikir ve görüşlerini açık ve şeffaf bir şekilde alacak. Bizim için önceliğimiz, toprak sahipleri ve kurmuş oldukları dernek. Ticaret, Sanayi Odası, Borsa, Meslek kuruluşları, Balçova Belediyesi, nasıl Ege Turizm Planı’ndaki süreç yürüyorsa, İnciraltı süreci de bu şekilde yürütülecek. İnciraltı’ndaki alanda toprak sahibi arkadaşlar, her zaman bu masada olup görüşlerini ifade etme imkanına sahip olacaklar. Uzaktan fikir vermek kolay. Gel arkadaş, oradaki vatandaşlarla bir konuş. Elimizde bilimsel raporlar var. Körfez geçişi, milyar liralık yatırım. Körfez bitti artık. ÇED iptal oldu. Maalesef İzmir, bu projeyi sahip çıksın, dedik. Gördük ki iptal oldu. Kimseden bu konuda çıt çıkmıyor hala."

İKİ SENEDE KÖRFEZ TEMİZLENMEZ
İzmir Körfezi’nin temizliği konusunda Başkan Soyer’in hiçbir adım atmadığını söyleyen Kaya, “Nasıl verecek körfez temizliğine dair parayı? Bütçede böyle bir para yok. Olmayan ödeneğin parasını nasıl vereceksin? Her şey bir şov malzemesi… Çıktı dedi ‘iki yıl sonra körfezde yüzeceğim’ diye. Şimdi yüzebilir, tutan yok ama iki senede körfezi temizleyemezsin, bilime aykırı. Bilimsel raporlar ortada. 7-8 yıl zaman koyan hocalar var. Şimdi gidelim yüzelim ne var? İki sene sonra yüzdüm bilime aykırı. İşine gelince bilim bilim diyenlerin şimdi şov malzemesi olarak… İki sene sonra seçim havasına giriliyor. Tunç Soyer hiçbir şey yapmamış. Yüzdün, o körfez temizlendi. Ya bu koku Soyer’in denize girmesiyle ortadan kalkmıyor.  O kanalizasyonların körfeze akışı raporlarla sabit oldu ve belli. İzmir’de altyapı yetersizliğini kaç yerde tespit ettik paylaşıyoruz da. Urla’da da paylaşıyoruz, Gaziemir’de de paylaştık. Kanalizasyon açıktan akıyor. Diyarbakır Sur’da kayyum belediyesi geldikten sonra altyapı problemi kalmadı. Hakkari’de kalmadı, yıl 2020 İzmir’de konuştuğumuz konu altyapı, kanalizasyon” dedi.

GÖZTEPE TARAFTARININ SOYER’İ İYİ TANIMASI LAZIM
İzmir’de stadyum inşaatları ile Göztepe Alt Yapı Tesisi projeleri için engellerle karşılaştıklarını söyleyen vekil Kaya, “Biz bu Göztepe Stadı’nı yaparken en büyük desteği yönetim ve taraftardan gördük. Ben şu an Karşıyaka Kulüp Başkanı arkadaşın açıklamalarını takip ediyorum gayet olumlu ve yapıcı. Biz Göztepe Stadı’nı yaparken bir yandan Başkan Mehmet Sepil diğer yandan taraftar ile Kocaoğlu’nun direncini de Sema Pektaş’ın direncini de şehir plancılarının direncini de resmen yıktılar, geçtiler gittiler. Karşıyaka’daki süreci hatırlayın, o dönemin belediye başkanı çıktı geldi dedi ki ‘ben ruhsat vermem’ dedi. Kulüp başkanı ve taraftar belediye başkanını alkışladı. Stada ruhsat vermiyor. Bu bir kamu tesisi ve yapıldığı yerde de eskiden stat var. Hani orada stat olmaz dersin ki yaptırmam. Eskiden de stat var orada. Ne oldu, sonra mahkemeler davalar kaldı gitti. Alsancak Stadı şimdi bitme noktasında. Alpay Özalan milletvekilimiz bir uğraş içerisinde. Herhalde ikinci yarı başlamasına doğru stadı bitirtecek. Şimdi Karşıyaka’da başkan değişti yeni bir yaklaşım geldi. İzmir’de böyle bir sorunumuz var. Başkan değişiyor, -CHP’de- olaylara bakış açıları değişiyor. Bir istikrar yok. Her gelen yeni bir görüş ortaya atıyor. Yatırım maliyeti olarak bunun bir yerel yönetimin karşılama imkanı pek mümkün görünmüyor. Büyükşehir’in bile yapabileceği noktasında şüphelerim var. Soyer’e sorsanız hemen yaparım der. Onda şey yok ama sonunda yapmaz hani bizim Göztepe Tesisleri gibi. İki ay kaybedecek Göztepe rahat olun ben yapacağım dedi. Geldi burada üçlü çektirdi taraftara. Merak etmeyin dedi orada binlerce Göztepe taraftarına. Göztepe taraftarını da iyi tanıması lazım Sayın Soyer’in. O sandı İzmir’de yalan rüzgarı devam ediyor. Kendisine kimsenin bir laf ettiği yok gibi zannediyor. Göztepe unutmaz. İki ay değil bir senenin üzerinde zaman geçti. Konu da kapandı gitti bitti. Soyer’in bu tavırları siyaset kurumuna da çok zarar veriyor. Çünkü hep bir söz veriyor ama sonuç yok. Sadece biz değil Sivil toplum örgütleri de aynı şekilde bakıyor” dedi.

Göztepe tesisinde imar sorunu bulunmadığını vurgulayan Kaya, “İmarı yok dedi. Orası kamu yararı alınarak spor merkezi yapılmış bir alan. Orada İzmir’in en büyük altyapı tesisi yapılacaktı. Orada İZBAN hattı da tesislerin yapılacağı alan içerisindeydi. Bütün imarla ilgili ufacık bir sorun yok. Sorun Büyükşehir’in 25 binlik planı yapması noktasında. Büyükşehir’in tembelliği var. İki ayda yaparım dedi yapamadı gördük. Tamamen kasıtlı ve üzerine konuşmaya değecek bir şahıs değil, zat değil. Değerlendirme zaten kamuoyunun. Sayın Kocaoğlu en son isyan etti. Kocağlu’nun ne kadar inat biri olduğunu. Ağzından bir şey çıktıktan sonra geri alması – Sayın Soyer her gün yapıyor bunu- Kocaoğlu’nda çok zor bir şeydi bu ama Göztepe taraftarı o attığı adımdan en son dedi ‘ben dava da açmıyorum ne yapıyorsunuz yapın’ diye. İzmir isterse İzmir’de her şeyi yaparız. Mühim olan İzmirli’nin bu yatırımlara hep beraber sahip çıkması. Bundan dolayı şunu ifade edeyim; Karşıyaka Stadı istiyorsa taraftarla yönetimle camia ile birlikte yol alması lazım. Bizim orada hem Alpay Özalan hem de İl Başkanımız Kerem Ali Bey benim gördüğüm Hamza Bey bir görüşme ve temas gösteriyorlar. Bu kazandırılabilir ama dediğim gibi istemezükçülerle Karşıyaka taraftarının uğraşması lazım. Uğraşmadan bu işler olmuyor” dedi.

KARABAĞLAR’DA ÜNİVERSİTEYE YENİ PLAN: SELVİTOPU’NUN İNADI VAR
Karabağlar’dak üniversite alanı için yeniden planlanamaya gidildiğini belirten AK Partili Kaya, “Yeniden planları yapıyoruz. Yakın zamanda askıya çıkacak. Burada Selvitopu’nun inadı var ve bu inadı kıracak olan Karabağlarlılar. Bu noktada mahkemenin vermiş olduğu karara göre buranın yeniden bir planlaması yapılacak ve bu planlama da askıya çıkacak. Mahkemenin kararında tamamının üniversite olması gibi bir karar yok. Zaten üniversite yapacağımız alan çokta büyük bir alan değil… Gayet orada demokrasi üniversitesinin en az 20 yıllık kampüs ihtiyacını karşılayacak miktarda… Orada itiraz TOKİ inşaatının yapılması. Orada yani hem TOKİ'ye karşı hem de üniversiteye. TOKİ'ye niye karşı olur biri? Karabağlar'da dar gelirli vatandaşlar da ev sahibi olsun. Bakın orada bir müracaat açıldı, açılanın 5 katı başvuru oldu. Bizim planlamış olduğumuz TOKİ sayısı bile yeterli değil aslında… İzmir’de yerel yönetimler hemen karşı çıkıyor. Belediye Başkanı olarak Selvitopu sadece İzmir'in değil dünya tarihine geçti… Üniversite alanına dava açtığı için… Türkiye'de işte böyle belediye başkanları var… Yarın bakan bey ile görüştüğümüzde yeniden gündeme gelecek bu. Alanın tamamı zaten TOKİ'nin tapulu malı. Biz zaten TOKİ'ye diyoruz ki tüm alana konut yapma, Demokrasi Üniversitesi buradaki alanın yarışına yakınına kampüs yapacak… Yoksa Karabağlar'da nerede yapacaksınız üniversiteyi? Yer mi var? Sanki belediye başkanı çok güzel planlama yapmışta bize yer bırakmış… Biz burada Karabağlar Belediyesi'nin cebinden 1 lira çıkmadan kampüs yapıyoruz. Belediye yer bile vermiyor… Dünyanın neresinden böyle bir şey olur, hangi belediye başkanı böyle bir yaklaşım göstermesi çok enteresan… Üniversite olmazsa zaten o alanın tamamı TOKİ olacak” dedi.

Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu’na çağrıda bulunan Kaya, “Mahkeme kararında kentsel dönüşüm alanına ilişkin eleştiriler var, üniversitenin olup olmaması konusu var ancak TOKİ'nin olmama konuşu yok. Başka davalar açılıyor burada ve Sayın Selvitopu'nun davası o davalar ile birleşiyor ve o bilirkişi raporuna göre orada üniversite yok diyor. Peki orada üniversite olmazsa ne olacak? Karabağlar'da başka alan yok. Selvitopu öyle bir dava açtı ki aslında, bütün işi karıştırdı. Bizim buradaki ısrarlı ve iradeli duruşumuz sayesinde üniversitenin Karabağlar'da kalması söz konusu yoksa CHP'nin İl Başkanı alın beni Karabağlar'a götürün dedi. Karabağlar'a Demokrasi Üniversitesi'nin gelmesi engellemez dedi… Sayın Selvitopu o paylaşımları okusun. Karabağlar'ın bu üniversiteye ihtiyacı var. Bizim bu konuda ısrarımız var” dedi.

BUCA CEZAEVİ’NDE KISA SÜRE İÇİNDE MÜJDE GELECEK
Buca Cezaevi’nin kaldırılması konusunda önemli gelişme kat ettiklerini belirten Kaya, “Perşembe akşamı sayın bakanımız Abdülhamit Gül ile beraberdik, yakın zamanda İzmir'deyiz. Bakanımız yerinde inceleme yaptıktan sonra inşallah kısa sürede İzmirli ve Bucalı hemşerilerimize müjdeyi vereceğiz. Lojman konusunda sorunu çözdük. Bu meseleyi ortak akılla, yerel yönetimleri de dahil ederek güzel bir çalışma yapacağız. İzmir'de de bu sorun, kaldırıyorsunuz ancak sonra ne olacak diye soruluyor… Denmiyor AK Parti kaldırdı helal olsun çok güzel oldu, AK Parti çok güzel bir iş yaptı… Bu alanda gökdelen, AVM olmaz… Gökdelen ve AVM içi CHP'nin işi… İzmir'in neresinde AVM ve Gökdelen varsa CHP'nin bir bağlantısı vardır. Bunu en son Konak'ta gördük.  Buna rağmen hala vatandaşlarımız bize güvenmiyor onlara inanıyorlar.  Biz çok açık ve şeffaf bir siyaset yapıyoruz. Biz de oldu bitti yapmasını biliriz; İnciraltı’nda, Ege Turizm Planında da. Biz bunu yapmıyoruz diyoruz ki gelin ortak akılla, kanaat önderleri ile oturalım ve yapalım” dedi.

CHP’nin Atatürk’ün izinden saptığını söyleyen Kaya, “20 günde 3 defa ayrı fikir söyleyen bir belediye başkanı var aynı konuda. Böyle bir şehirde, İzmirli hemşerilerimiz çok müsamaha gösteriyorlar bu noktada. Şimdi görüyoruz ki öyle bir hale geldi yani şunu da ifade edeyim, bu gün artık gelinen noktada İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk’ün yolundan ne kadar çıktığı, Atatürk’ün yolundan ne kadar uzaklaştığı net şekilde açık ve ortadayken; bakın İstanbul’da Canan Kaftancıoğlu, Tunç Soyer’in yakın arkadaşı ‘ben Atatürk demem’ dedi. Ama var mı sayın Soyer’den bir açıklama? Var mı diğer belediye başkanlarından bir açıklama? Yok, tık yok. CHP öyle bir noktaya gelmiş ki, artık Atatürk’ün çizgisinden çıkmış, yani Atatürk demeye tahammülü olmayan insanları partide en üst yönetimde görev aldıkları bir noktaya gelmiş. Bu çok acı bir şey, acı bir süreç” dedi.

KEREM ALİ SÜREKLİ’YE ÖVGÜ
Kongre sürecinin iyi değerlendirdiklerini belirten AK Partili Kaya, mevcut İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’yi övdü. Kaya, “Kerem Ali Bey, partimizin kuruluşundan beri çok önemli görevlerde bulunmuş, en son da milletvekilliğini yapmış olan bir abimiz… Bilgi birikimi, tecrübesi, hafızası teşkilat olarak baktığımızda muazzam… Tabi onun da biz İzmir’de faydasını görüyoruz. Yani ilçe ilçe yapılanmalarda gördüğüm tespit ettiğim gayet olumlu çalışmalar, bir özveri, gayret var. Kerem Ali Bey’in şöyle bir özelliği var, yorulmuyor hiç. Sürekli gece gündüz bakıyorsunuz mutlaka bir çalışmanın içerisinde oluyor. Egolu da bir isim olmadığı için ulaşmak noktasında teşkilatın içerisinde bütün arkadaşlarımızda bir sıkıntı, problem yaşamıyorlar” dedi.

ASIL HEDEFİMİZ İZMİR’İ SIRTINDAKİ CHP KAMBURUNDAN KURTARMAK
Hedef ilçeleri olduğunu belirten Kaya, “Partimizin durumunu biraz daha yukarıya doğru bu noktada yükseltmemiz gereken ilçeler var. Bu ilçelerde de tabi ki köklü değişiklikler olacak. Bu köklü değişiklikler olurken de tabi ki bu noktada serzenişler sıkıntılar, problemler olabilir. Fakat bizim almış olduğumuz teşkilat terbiyesi içerisinde asıl hedefimiz olan İzmir’i sırtındaki CHP kamburundan kurtarmak. Bizim derdimiz yıllardır bu. Sırtındaki CHP kamburundan İzmir kurtulduğunda bakın İzmir nasıl her konuda, her anlamda nasıl ileriye doğru gidiyor hep beraber göreceğiz. Arkadaşlarımızı da bu noktada görüyorum genel olarak sorun problem çıkartmadan çünkü burada teşkilatın başı Sayın Sürekli. Yani bu partinin de burada en çok başarılı olmasını isteyecek arkadaşımız. Genel olarak onun aldığı kararlara da saygı duyuyorlar. Bir iki ilçede kalan kongre süreçleri var, kongre süreci de gayet başarılı şekilde geldi bu zamana kadar ki süreç içerisinde. Bilgi birikim ve tecrübesiyle ben şahsen gayet memnun ve İzmir’de hedeflerimizi yakalamamız noktasında ön açıcı, hiç ön kesmeden kimsenin birlik ve beraberlik içerisinde teşkilatı yönetecek ve toparlayacak bir isim olarak yoluna devam eder diye düşünüyorum” dedi.