FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir'in en tartışmalı imar planı konularından biri olan Balçova Arsa Mağdurları'nın isyanı sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Uzundere Olimpiyat Evleri'nin yakınında bulunan bölgede yaptığı çalışmalardan memnun kalmayan mülk sahipleri kendilerine verilen payların arttırılması istemişti. Büyükşehir Belediye Binası'nın önüne gelen vatandaşlar Başkan Aziz Kocaoğlu ile görüştü. Çıkışta vatandaşları dinleyen Başkan Kocaoğlu, "Biz oraya çevrenin emsali olan bir buçuk emsal verdik. Orası inşaat yapılması çok zor olan bir yer. Orada zemin etüdü yaptık. Sakıncalı çıkan alanları ayırdık. Kimsenin orada müstakil ev yapması mümkün değil. Çünkü dere, çukur, eğim var. Orada biz çalışmamızı yaptık. Yapmaz olsaydım. Onu da söyleyeyim. Bu güne kadar 40 senedir öyle gitmiş bir daha giderdi. Orada yapılar için bir buçuk emsal verdik. Sanıyorum bin 852 mal sahibi var. Orada 2 bin 400, 2 bin 500 daire çıkıyor. Bizim yapabileceğimiz bu. Annem rahatsızdı. Tokat'a gittiğimizde yine gelmişsiniz. Burada konuşmuşsunuz. Biz burada görevimizi yaptık. Gelin, yine gelin başımızın üstünde yeriniz var. Mecliste yer varsa gelin. Ben vicdanen müsterihim. Biz görevimizi yaptık. Avukat bey ne yapmak istiyorsa, ne almak istiyorsa kaç emsal istiyorsa bunu hukuk yoluyla alacak. Biz o çevrenin imarına göre yaptığımız işi ortaya koyduk. TOKİ’nin durumu da belli. Siz bunu TOKİ'yi emsal gösterir dava edersiniz, şunu yaparsınız, bunu yaparsınız. Ben ona bir şey diyemem. Saygı duyuyorum. Ben vatandaşın hakkını aramasına saygı duyuyorum. Ben uğraştım. Planlamasını yaptım. Ben yapabileceğimi yaptım" dedi.
ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ
Vatandaşların yapılan imar plan çalışmasına yargıda itiraz etme haklarının bulunduğunu anlatan Kocaoğlu, "Avukatınız da yanınızda. Sen bana 'kardeşim buraya bir buçuk emsal verdin. Ben bunu beğenmiyorum. Sen bana '5-10 emsal ver' diyebilirsin. Ben kendimi o konuda kendimi yetkili addetmiyorum. Ata Caddesi'ni örnek alarak zaten orası da sıkışmış. Artık orada yaşanmıyor. Böyle bir imarı örnek alarak yargı derse ki 'tamam kardeşim, Balçova arsa mağdurları haklı' o zaman bana göre tamam. Yargının dediğini uygularız. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Biz de onu uygularız. Ama biz bunu planlama ilkelerine göre yapmak zorundayız. Apartman bloku konulacak yer yok. Bulabildiğimiz yere koyduk. Burada geçmişte bir hata yapılmış. Derenin içerisindeki yeri düz alana yayarsan arsa olur. Yaymazsan arsa olmaz bayır olur. Şu anda 2 bin 450 konutluk yerinizin imarı var. Her yerde yeşil saha ve alan da ayrıldı. Orada bin 852 tane dairelik elinde tapusu olan herkesin hissesi var. Bizim daireler 100 metrekare olarak belirlendi. Toplam 2 bin 450 daireyi bin 800 tapu sahibine bölerseniz 1,1-1,3 ne çıkarsa o kadar hakkınız var. Bunu istediğiniz zaman ya müteahhite vereceksiniz, ya da kooperatif kuracaksınız. Olmadı imece usulü bir sistem kuracaksınız. Bir yönetim oluşturacaksınız. Bunun fiyatını müteahhit ile anlaşacaksınız. Bunun 300-500 ya da 600 daireyi adam ile anlaştıktan sonra değer sayacaksınız. Kendinize göre iş yapacaksınız. Ege Koop yapabilir mi onu da zaten konuştuk. Bu konuda başka firmalar da girer. Sonunda siz bu arsalara ev yapabilseydiniz parasını verecek ev yapacaktınız. Bunlar zaten aynı Bornova Atatürk Mahallesi'nde olduğu gibi 775 sayılı Gecekondu Önleme Yasası'na göre yapılmış yerler. Bornova'da halen daha üç katlı imarlı yer yok. Kaçak yapmış ama yasal hakkı yok. Bizim yapabildiğimiz, becerebildiğimiz budur" diye konuştu.
BALÇOVA'DAKİ BÜROKRATIN GEVEZELİĞİ
Vatandaşlara durumu anlattıktan sonra arsa mağdurlarının avukatı Mustafa Kemal Turan'a dönen Başkan Kocaoğlu, "Ben anlatıyorum. Benim söylediklerimde bir yanlış varsa söyle. Benim senden tek bir ricam var. Bu konuştuğumda yalan, dolan var mı onu söyle. Sonra 'aman oradan şu oldu, buradan bu geldi, bu hopladı' deme kabul etmem" dedi. Avukat Turan bunun üzerine Kocaoğlu'na "Balçova Belediyesi'ndeki bürokratlar bize ve vatandaşlara Büyükşehir’in uygulanmasın diye plan yaptığını söylüyor. Bu belediye bürokratlarının söylemi. Vatandaş da doğal olarak tepki veriyor. İnsanlarda infial meydana geldi." dedi. Başkan Kocaoğlu sinirlenerek, "Ya benim Balçova Belediyesi ile ne alakam var?. Güzel kardeşim bu söylediğiniz şeyleri bilmiyorum ama armut ile elmayı karıştırıyorsun. Balçova Belediyesi'nin bürokratı ne yapar onu bilmem. Planı o yapmadı ki. Ben yaşamım boyunca dedim dedi ve dedikoduya bakmam. Buna bakarak iş yapmadım. Bu işlere bakmam. Sekiz senedir bu memlekette belediye başkanıyım. Balçova Belediyesi'nin bürokratının lafı, duruşu ve gevezeliği ile kimse o bürokrat ayrıca tanımıyorum ama iş yapmam. Balçova'da hiçbir bürokrat da tanımam. Zaten işim değil. Onun lafı ile benim size verdiğim bilgi alakasız" dedi.
BÜROKRATIMI SORGUYA ÇEKMEM
Karşılıklı konuşmaların devam etmesi üzerine Başkan Kocaoğlu, alanın en iyi şekilde vatandaş lehine değerlendirildiğini anlattı. Kocaoğlu'nun, "O sizin terk ettiğiniz, terk etmediğiniz alana ne kadar blok yerleşecekse yerleştirildi. Zaten biz terk almayacağız. Mülkiyeti sizde kalacak" sözleri üzerine Avukat Turan, "Bürokrat size resmi yazı versin. Davadan bizim lehimize sonuç gelirse oraya rücu edilsin. Mahkemede olumsuz yanıt gelince bürokrat ondan sonra 'bana ne' diyor. Bürokratlar bize randevu vermiyor. Orman ile ilgili rapor sıkıntısı da var" dedi. Başkan Kocaoğlu da , "Bu arkadaşları toplayıp buraya geliyorsunuz. Ben görevimi yaptım. Meclis saatinde randevu almaya gelinmez. Biz belediyeyiz. Resmi kurumuz. Evrak ile konuşuruz. Sizin söylediğiniz evrakları, gazetelerde ne çıkarsa oturup çalışıyorum kardeşim. Burada armut toplamıyorum" cevabını verdi. Tartışmaların uzaması üzerine Avukat Turan, Başkan Kocaoğlu'na "Belediye meclis üyeleri ve bürokratların da katıldığı vatandaşlarla birlikte bir toplantı tertip edelim" önerisi getirdi. Kocaoğlu bu öneriye de, "Toplantıya niye meclis üyesi gelsin kardeşim. Bakın İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 20 bin kişi çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi'nin bürokratlarının en az 10 tanesi çok üst düzey bürokrattır. Bunları, ben kendi elemanlarımı oraya getirmem. Burada siyasi olan bir kişi var. O da benim. Meclise karşı da, dışarıya karşı da ben sorumluyum. Ben bürokratımı meclis üyeleri önünde, bilmem neyin önünde sorguya çekmem. Ben alırım avukatı, bilimsel hukuk müşavirini de alır bilgisini veririm" ifadelerini kullandı.
İDDİNAMEYE BAK GÖRÜRSÜN
Arsa mağdurlarının avukatı Turan bu kez de "O zaman üniversitelerin hukuk fakültelerinden hocaları çağıralım. Bürokratın doğru söyleyip söylemediğini ancak yargı test ediyor. Mahkeme kararı geldiğinde de 'pardon' deniliyor. Gelin oturalım. Tazminat gelirse bürokrata rücu edelim" önerisi getirdi. Kocaoğlu bu kez de, "Bürokratın doğru söyleyip söylemediğini, benim bürokratımın ne iş yaptığını oradaki iddianameyi okursan görürsün" cevabını verdi. Konuşmasında belediyenin mahkeme kararı ile ödemeye mecbur kaldığı Ziraat Bankası arsasını örnek gösteren Başkan Kocaoğlu, "Şurada fi tarihinden kalan mesele yüzünden 42 milyon TL para ödüyorum. Bunu benim bürokratlarım mı yaptı. Ödediğim kamulaştırmasız el atmaları ben mi yaptım?.Benim belediye başkanlığım zamanında mı oldu?. Bu mantıkla bir araya gelemeyiz. Onu suçla bunu suçla olmaz. Burada tapulu arazinin imarı çıkmış. Siz ne istiyorsunuz. Burada daire 2 bin 400 değil de 10 bin 400 daire mi olacak. Ne olacak. Onu söyleyin bakalım bana" dedi.
Bunun üzerine Turan, "Yargıtay kararı var. Bu halde olursa terkler nedeniyle her bir kişinin 90'ar metrekarelik yeri uçup gidiyor" dedi. Başkan Kocaoğlu, "Nasıl oluyor bu ya. Bize de bir öğret bunu ya. Nasıl yüzde 20'si gidiyor. Bir gün oturup konuşalım. Hep birlikte bir araya gelelim. Bakın bu işi çözünceye kadar en az 15 kez görüştük. Çözdük bir daha problem çıktı. Ama bu meseleyi görüşeceğim" diye konuştu.
Öte yandan Başkan Kocaoğlu’nun katılmadığı meclis toplantısını Meclis Başkan Vekili Prof. Dr. Adnan Oğuz Akyarlı yönetti. Toplantıda, AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar ile Sırrı Aydoğan arasında meclise gelen konuların içeriğinin daha ayrıntılı olması ve komisyon raporlarında kurumların görüşlerinin yazılması konusunda tartışma çıktı. Çakar özellikle imar komisyonu raporları yazılırken bir konunun detayının komisyon raporuna yazılmasını meclis üyelerinin de bu ayrıntılara bakarak karar vermesini istedi. Bu güne kadar defalarca söylemelerine karşın gerekli düzenlemelerin yapılmadığını, değişikliğin olmadığına dikkat çeken Çakar: “Dolayısı ile grupta yaptığımız görüşmelerde biz imar komisyonundan gelmiş olan tüm raporlarda bu konu düzeltilene kadar ret oyu kullanma kararı aldık. Bundan sonra da inatla bu böyle devam ettirilir ve meclis üyesi bilgilendirilmekten çekinilir ve kaçınılırsa meclisteki diğer çalışmalara da pozitif katkı koymayacağımızı buradan ifade etmek istiyorum.”dedi. Bunun bir tehdit olmadığını belirten Çakar: “Komisyonda konuşulanların rapora yazılması ne kadar zordur. Bu konu şudur. Talep edilen şudur. Burada yapılan veya yapılmayan değişiklik budur. Bununla ilgili de ilgili kurumların ve birimlerin görüşü de şudur. Bunu rapora yazmak ne kadar zor bir şeydir. Zor değilse bunu aylardır söylüyoruz niye yapılmıyor. Komisyonda konuşuluyor ama yazılı hale gelmiyor. Bilimsel çalışmanın, açık, şeffaf çalışmanın, belgeli çalışmanın tek yolu budur. Komisyonda konuşabiliriz ama niye konuşulanlar yazıya dökülmüyor. Karayollarının İZSU’nun, UKOME’nin görüşü nedir? Niye üç satırla oy birliği ile kabul edilmiştir ya da ret edilmiştir şeklindeki raporlar bu meclisi bilgilendirmekten uzak raporlar. Onun için diyoruz ki alınan kararın altlıkları kararın içinde ve kendisinde olmalıdır.”dedi. Söylediklerinin tehdit olarak algılanmaması gerektiğini belirten Çakar: “Biz bu güne kadar söylediğimiz her şeyin bir şekilde geçiştirilmesinden artık rahatsız olduğumuzu bir duruşla ifade etmek istiyoruz. Duruşumuzda bu yönde olacaktır. Bizim grubumuzun sayısal çoğunluğu kararları değiştirmeye yetmeyebilir. Ama iki, üç kişinin meclise dayattığı şekilde de bu meclisin çalışmasına bizim gönlümüz razı değil” diye konuştu.
CHP Grup başkan vekili Sırrı Aydoğan da Çakır’ın tehditvari konuşmalarını doğru bulmadığını söyledi. Meclisi germek kavga çıkarmak, çıkmaza sokmak benim işim değil diyen Aydoğan: “Büyükşehir Belediyelerindeki yoğun gündemi hallolmasının bir yolu da komisyonlardır. Komisyonlar kurulur ki meclisin önü açılsın. Her komisyonda bu raporlar bizim önümüzdedir. Biz onlara bağlı kalmak zorunda değiliz. Onlarda bizim önümüzü açmak için teknik heyet olarak rapor sunarlar. Bu yasak değil, gizli değil, Kararı veren biziz. Burada sorun yok. Bazen komisyonda oy birliği ile alınan karalar burada ret ediliyor. Ben ona da bir şey demiyorum. Kararlar illa oybirliği ile alınacak da değil. Ama bu meclisi asilliği yüceliği kararları oy birliği ile almasına bağlıdır. Bu mecliste önümüze ne gelirse biz ret ederiz. Bunlar alınmazsa şöyle yaparız tavrı iyi bir yaklaşım değil. Bu ne meclise ne ona yakışır. Bunlar devlet sırrı değil. Ama bu yaklaşım hoş değil. Ben meclisi sağduyulu davranmaya çağırıyorum” diye konuştu.