Altı genel başkan…

Beşi sağ tribünden, biri sol yakadan…

Diyeceksiniz ki…

Nasıl anlaşıyorlar?

Bunun adı…

Tek ideal uğruna aynı masada buluşma…

O idealin güncel ismi ise…

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”…

Başarabilirler mi?

Sandıkta belli olacak…

***

Kemal Kılıçdaroğlu 73 yaşında…

Meral Akşener 63 yaşında…

Ali Babacan 55 yaşında…

Ahmet Davutoğlu 63 yaşında…

Temel Karamollaoğlu 81 yaşında…

Gültekin Uysal 46 yaşında…

Millet İttifakı’nı oluşturan altı liderin yaş ortalaması, 63 buçuk…

Dede konumundaki isim, Karamollaoğlu…

En yaşlı o, çünkü…

Hepsine “Türkiye’yi yönetme” heyecanı hakim…

***

Türkiye…

Onlara “Altılı Masa” adını yakıştırdı…

Bayram öncesi…

CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA, Saadet Partisi ve Demokrat Parti…

Meral Akşener'in ev sahipliğinde beşinci kez buluştular…

Ancak…

“Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusu…

Hala cevapsız…

Oysa…

Mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan…

O takımın “birleştirici” konumundaki Kılıçdaroğlu’nu…

Sahaya çekmek(!) için…

Bir ay önce CHP Lideri’ne nasıl seslenmişti?

“Sen önce aday mısın, değil misin onu bir açıkla... Ya adaylığını açıkla, eğer sen aday değilsen adayını açıkla…”

***

Millet İttifakı, ilgilenmemiş gibi yaptı…

Yuvarlak masa toplantılarına devam kararı aldı…

İyi de…

Vatandaşa göre…

Madem mutabakat “tamam” durumunda…

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayını neden seslendirmiyor?

Bu sorunun iki cevabı var…

Birincisi; “Karşı tarafı iyice heyecanlandırmak” için…

İkincisi; Aday, seçime bir yıl kala “yıpratılmasın” diye…

Bunların hepsi yaşanırken…

***

Cumhuriyet muhabiri…

En anlamlı soruyu DEVA’nın Lideri Ali Babacan’a sordu:

“Önerilen isme aranızdan dört evet, iki hayır çıktı diyelim… N’olacak sonra?”

Babacan’ın cevabı, çok temiz ve çok akılcı:

“Altılı masada her şey mutabakatla, konsensüsle gidiyor… Oylama falan olmadı… Tek bir parti tek bir kelimeyi kabul etmiyorsa o açıklamaya girmiyor mesela… Dört parti evet dedi, iki parti hayır dedi; o öyle işlemez zaten… İşin ruhunda zaten mutabakat var… Bundan sonra da hedef mutabakat…”

Peki, bu prensip az da olsa sıkıntı yaratır mı?

Mümkündür…

O zaman…

Liderlerin arasından bir veya ikisi bağrına taş basacak ve…

Çoğunluk “hangi ismin” arkasında duruyorsa…

“İçimden gelmiyor ama…” diyerek…

O aday için parmağını kaldıracak…

Pek sıcak bir oylama değil ama n’aparsın?

***

Önemli bir ayrıntı daha…

Millet İttifakı’nın muhtemel “Cumhurbaşkanı adayı”…

O altı liderden önce…

Erdoğan’a “oy vermeme konusunda kararlı” seçmenin…

Yüreğine “yağ bağlatacak” bir isim olmak zorunda…

“Tamam, biz karar verdik!” demekle bitmiyor…

Seçmen…

Bu oylamayı…

Son derece ciddi bulmalı ve…

Gönülden masanın kararına “okey” çekmeli…

Oybirliğinin yarattığı iç huzuru…

Oyçokluğunun sebep olacağı gel/gitler’le mukayese bile edilemez!

***

Ali Babacan’a, ahret sorusu gibi son soru:

“Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı, altılı masadan mı olsun, yoksa dışarıdan birisi mi?”

DEVA Partisi Lideri’nin cevabı…

İtikatlı herkesin beğeneceği(!) bir cümle:

“Hangisi hayırlısı ise o olsun…”

***

Bitiriyoruz…

Şu kesin!

Millet İttifakı’nı oluşturan altı partinin genel başkanları…

Mırın-kırın olmasın diye…

Cumhurbaşkanlığı seçimi için…

Belli ki “ortak tek aday” çıkaracak; başka şansı yok!

Ve…

Ali Babacan’a göre…

O adayın…

İlk turda açık ara seçim kazanması lazım…

Neden açık farkla?

Kimse itiraz peşinde koşmasın diye…

Tut ki…

Altılı Masa’nın sahiplerinden biri…

Tutturdu; “İlk turda aday olacağım” diye…

N’olacak?

Çok basit…

O masa devrilmesin diye…

O genel başkan…

(En azından ilk tur için…)

Cumhurbaşkanı adaylarından biri olacak…

Formül bu…

H’adi hayırlısı…

Hamiş: “Öyle görünüyor ki, galiba beş genel başkandan hiçbiri Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına hayır demeyecek…”

Sonsöz: “Mum olmak kolay değildir… Işık saçmak için önce yanmak gerek… / Hz. Mevlana…”