Politikada kendini iyi yetiştirmişti...

Türkiye’nin dört bir yanında “değişim”e start veren CHP...

Memlekette çok partili dönemin başladığı 1945’ten beri...

(Neredeyse 80 yıl...)

Bi’kez olsun...

Afyonkarahisar’ı alamamıştı...

Bu hasreti sona erdiren ise...

Gencecik önceki Afyon milletvekili Av. Burcu Köksal’dı...

Üstelik...

Koltuğa oturduğu günden beri manşetlerde...

Türkiye, O’nu konuşuyor!

Neden dersiniz?

***

Dünyaya geldiğinde...

Afyon’un nüfusu 150 bin bile değildi...

Çok çalışkan bir kızdı...

22 yıl önce...

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu...

Haksızlığa prim vermeyen

Müthiş duyarlı ve azimliydi...

Kadın ve çocuk hakları Komisyon üyesi seçildi...

Atatürkçü Düşünce Derneği’ne emek verdi...

Siyasi mücadeleyi seviyordu...

Önü açıktı...

CHP Afyonkarahisar İl Kadın Kolları Başkanı seçildi...

***

CHP’nin Çatı Katı...

Afyonlu o gencecik avukatın azmini gördü...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaptanlığındaki “Altıok”lu partide...

Dört kez (25, 26, 27 ve 28. Dönemlerde...)

Afyonkarahisar Milletvekili olarak Türkiye’ye seslendi...

***

Allah, “Yürü ya kulum” demişti bi’kez...

Siyasi kariyeri ışıldıyordu...

Her göreve sahip çıkıyordu...

Cumhuriyet Halk Partisi'nin...

Grup Başkanvekilliği görevini yürüterek siyasi kariyerinde...

Kıskandıran bir konuma ulaştı...

***

CHP’de “Değişim Çanları” çalarken...

Hiç çekinmeden...

Açık açık...

“Afyonkarahisar’ın belediye başkanı olmak istiyorum!” diyerek...

Kalbinden geçenleri dillendirdi...

Değişim politikasını başlatan yeni CHP...

O gencecik avukatın hızını kesmedi; bilakis yol verdi...

Gelgelelim...

Eskilerin dediği gibi “baltayı taşa vurdu” ve...

Türkiye’yi ayağa kaldırdı...

Seçimlere daha bir ay vardı...

Aday olduğu için...

Üstelik hayli cesaretli de olduğu için...

Gönlünden geçen ilk eylemi...

Masanın üstüne koydu:

“Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları, DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak...”

Mart’ın ilk haftasıydı...

Çiçeği burnunda CHP Belediye Başkanı Adayı’nın o sözleri...

Türkiye’nin manşeti oldu...

Kimilerine göre CHP’nin gizli maestrosu(*)...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu...

Hiddetini gizleyemedi; yüreğinin sesini masanın üstüne koydu:

“CHP'liyim ama bu partiye, bu partililere değil, bu şehrin her insanına hizmet ediyorum, her siyasi görüşte olan insanına... Öyle, yani (Ben belediye başkanı olursam, şu partilileri belediyeye almam; şu partililer hariç şunlarla görüşürüm!) diyen ya kendine başka bir iş bulacak ya da başka parti...”

***

Kimilerine göre...

O bayan belediye başkanı...

“Gereksiz çıkış yapmıştı”...

Kimileri de “Mangal gibi yüreği var” diye alkışladı...

Gelgelelim...

O, “DEM Muhabbeti”...

CHP’nin Çatı katında buz gibi hava esmesine neden olmuştu...

Ne’tekim...

CHP’nin kaptanı Özgür Özel...

Bi’kaç gün sonra...

Uşak’taki konuşmasına şöyle başladı:

“Burcu Başkan’ım, belediye’nin kapılarını ardına kadar açacağız derken küçük sürçülisan oldu... Aman başkanım sen düzelt...”

Afyon’un reisi olmaya yeminli o hanımefendi...

Düzeltme ihtiyacı bile duymadı...

Söylediklerini tekrar etti:

“Afyon’u DEM’lilerle, HÜDA – Parlılar ile yönetmeyeceğim...”

***

Seçim geldi, çattı...

CHP Afyon Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal...

Yüzde 51’e yakın oy toplamayı başardı...

Afyonkarahisar’ın...

İlk kadın Belediye Başkanı olarak tarihe adını yazdırdı...

Başarmıştı, Burcu Hanım...

Eskilerin dediği gibi...

“Azmin elinden hiçbir şey kurtulmuyordu!”

***

Peki...

O Başkan Hanım’ın “DEM Çıkışı”ndan sonra...

Afyon’da sular duruldu mu?

Hayır!

Serhat kenti Afyonkarahisar’ın çiçeği burnunda başkanı...

CHP’li Burcu Köksal...

Bu kez...

Afyonkarahisar’daki mültecilerle ilgili...

Şok bir kararı...

Belediye Meclis toplantısında devreye soktu:

“Bundan böyle, göçmenlerin evlilikleri için alınan nikah ücreti 25 kat arttırılmıştır... 400 TL'lik nikah ücretinin göçmenler için 10 bin TL. olarak belirlenmiştir...”

Neden?

Nedeni yok!

***

Resmi rakamlara güvenirsek...

Sadece Afyonkarahisar’da 11 bin Suriyeli var...

İster erkek göçmen bir Türk kızıyla nikah yapsın...

İster Suriyeli bir genç kadın...

Afyonlu bir erkekle yuva kursun fark etmez...

“10.000 TL.’lik nikah ücreti mutlaka ödenecek...”

Başka yolu yok...

Peki, bu karar...

Seven kalpleri acıtmaz mı?

Doğal olarak acıtır...

Aslında...

O 10 bin TL. “nikah kıyma” ücreti ile...

Yeni yuvanın...

Bir-iki açığı kapatılır...

O zaman şu gerçek ortaya çıkıyor kendiliğinden?

“Biz Afyon Belediyesi olarak, Suriye asıllı bir damadı istemiyoruz; ya da tam tersi biz bu topraklarda Suriyeli gelin de istemiyoruz!”

Acaba?

Koca Afyon’un tamamı, çiçeği burnunda Burcu Köksal gibi mi düşünüyor?

Ha’di, onu bi’kenada bırakalım...

Başka sıkıntılar da var...

Kısa adı “İHEB” olan...

“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” tam tersini savunuyor...

Aslında o kitap şöyle diyor:

‘‘Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, ırk, uyrukluk ve din bakımlarından hiçbir kısıtlamaya uğramaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına sahiptir...’’

Bi’de dip not var ama hukukçu olduğu için...

Afyon’nun hanımefendi Reisi mutlaka biliyordur:

“Evlenme hakkını aşırı derece zorlaştıran prosedürlere yer verilmesi veya bunların ayrımcı bir şekilde uygulanması AİHS’e (Avrupa İnsan Hakları Sözleşkesi) aykırılık teşkil eder...”

***

Bitiriyoruz...

Afyon’da “olan” nedir?

Aslında olan...

Sığınmacıların üstünden yeni bir “tartışma”yı...

Ya da...

“Bu vatan sadece bizim...” duygularını ateşleyen...

Benzeri görülmemiş bir “karşı duruş”un ortaya çıkmasıdır...

Belki de...

Türkiye en büyük hatayı...

13 yıl önce (29 Nisan 2011) yaptık...

Bu güzel topraklara “resmi” olarak “ilk” ayak basan...

252 kişilik Suriyeli mülteci kafilesine...

“Buyrun; sefalar getirdiniz!” dedik; sonrasını hiç düşünmedik...

Şimdi önünü alamıyoruz...

Bu gözle bakıldığında...

Afyon’un Reisi Burcu Köksal haklı...

Ancak...

TC Vatandaşı olmuş ya da...

Hala sığınmacı olarak “üstün konukseverliğimiz”den yararlanan...

Suriyeli bir kızla, bizim evladımızın evlenmesine...

Para destesi “barikat inşa” etmek bize yakışır mı?

Tutun ki...

Bulup, buluşturdular o fahiş nikah parasını...

O zaman...

Canlarını yaktığımız için...

Gece nasıl yatağımızda rahat uyuyacağız?

(*) maestro: “Orkestra yöneten kişi, şef...”

Nokta...

Hamiş: Afyonkarahisar Belediye Meclisi’nden çok taze bir karşılıklı atışma: Sığınmacılardan alınan nikah ücretinin 25 kat artırıldığını duyurunca; AK Partili meclis üyesi Mahmut Emin Birliktir'in “Biz ensar bir milletiz. Bunlara ben misafir gözü ile bakıyorum. Misafir olmalarına devam edilmesini istiyorum” dedi... Başkan Köksal’ın verdiği karşılık şöyle: “Ben de Gazi İsmail Çavuş'un torunuyum... Bu topraklar için benim dedem canını ortaya koymuş... Canımın son damlasına kadar memleketi savunacağım...”

Sonsöz: “Geminin içi su almadığı müddetçe, sonsuz büyüklükteki deniz o gemiyi batıramaz... Siz, zihninize girmesine izin vermediğiniz müddetçe; olumsuzluklar da sizi yıkamaz... / Anonim...”