Unutmuş olamazsınız!

Geçtiğimiz yılın son aylarıydı…

Türkiye’nin 16 milyonluk mega kenti İstanbul’da…

Aradan yıllar geçse bile…

Unutulmayacak bir olay yaşandı…

Bir vakfın kurucusunun kızı…

Altı yaşındayken…

O vakfın müritlerinden…

29 yaşındaki biriyle evlendirildiğini söyleyerek…

Şikayetçi olmuştu…

Olay, Türkiye'nin en önemli gündem maddesi oldu…

O kız her şeyi anlattı…

Savcılığın hazırladığı iddianame ile…

Dava dosyasına giren fotoğraflar…

Olayın ne denli vahim olduğunu gözler önüne seriyordu…

Memleketi ayağa kaldıran olayda…

Kızın babası için 18 yıl…

Altı yaşındaki kızla evlenen koca için 30 yıl ceza isteniyor!

Dava ekim ayına ertelendi…

***

İnsanın içini acıtan tablo böyleyken…

***

Geçtiğimiz hafta…

Sözde…

“Kız çocuklarının aileleri bize baskı yapıyor!”

Ambalajı içinde…

100’üncü yaşını geride bırakmaya hazırlanan…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti…

Ufak ufak “tuzak nazlanmalar” ile çalkalanmaya başladı…

***

Milli Eğitim’in…

“1 Numaralı” koltuğunda görev yapan Bakan Yusuf Tekin’e…

Gazeteciler…

Bi’sinyal almasa şu soruyu sorar mıydı?

“Sayın Bakan, karma eğitime karşı mısınız?”

Bakan Tekin’in cevabı, tartışma yaratacak nitelikteydi:

“Veliyi ikna etmek gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz?”

Ve, nitekim tartışma başladı…

***

Bir asrı geride bırakmaya hazırlanan Cumhuriyet tarihinde...

Birbirinden garip gelişmeler yaşanmaya başladı…

Özellikle…

Gözbebeğimiz kız çocukları üstünden…

Kim bunlar?

Geliyoruz, oraya!

*** 

30 yıl önce “Büyük Birlik Partisi”ni kuran…

Muhsin Yazıcıoğlu…

Bir helikopter kazasında hayatını kaybedince…

“BBP”nin sorumluluğu…

Mustafa Destici’nin omuzlarına yerleşmişti…

Başkan Destici…

Az ama öz konuşan siyasi liderdir…

Nitekim önceki gün aynısını yaptı…

Gerçekten az konuştu ama…

Sözleri “kurşun” gibiydi ve Türkiye’nin önemli nüfusunu şaşırttı:

“Milli Eğitim Bakanımızın kız çocuklarımız için müstakil (bağımsız) okullar açılmasıyla ilgili önerisine tereddütsüz katılıyor ve destekliyorum... Laiklik adı altında buna karşı çıkanların asıl niyetlerinin inanç-din düşmanlığı olduğunu biliyoruz... Binaenaleyh onların zırvalarına aldırmadan çalışmalar süratle başlatılarak önümüzdeki eğitim öğretim yılında hayata geçirilmelidir… Okullarımızın hangi türde ve ne şekilde olacağına TBMM, seçilmiş Cumhurbaşkanı ve hükümet; çocuklarımızın hangi okula gideceğine de aileleri ve kendileri karar verir… Gerisi lafügüzaf…”

***

Mustafa Destici…

O koltuğu Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatından sonra aldı…

Dokuz, on yıldır BBP’yi yönetiyor…

Hiç duymuş muydunuz?

Türkiye’ye şöyle seslendiğini:

“Japonya’daki gibi kadın üniversiteleri açmalıyız… Şehir hastanelerinden başlayarak her ile en az bir kadın hastanesi planlamalıyız… Hayatımızı, eğitim sistemimizi, üniversitelerimizi ya da hastanelerimizi emperyalist batıya ya da sola göre dizayn etmek zorunda değiliz… İlim nerede ise gidip alırız... Lâkin, yöntemi kendi inanç ve kültür değerlerimize göre kurgulayıp uygulamalıyız…”

***

Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı…

Büyük Birlik Partisi’nin son genel seçimdeki payı…

Yüzde “0.98”…

Yüzde “1 / Bir” bile değil ama…

Genel Başkan Destici…

Bugüne kadar kimselerin dillendirmediği o nazik konuyu…

Belli ki…

Bu konuya kafaya takmış; aynı hızla devam ediyor…

***

Mustafa Destici…

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunudur ve…

Doğal olarak…

Siyasi etiket taşısa da duygu ve düşüncelerini…

Her fırsatta dillendirebilir…

Bu O’nun en doğal hakkıdır…

Ancak…

Neden bugün?

Ve neden?

Çiçeği burnunda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’ın…

“Müstakil kız okulları açabiliriz?”

Sözlerinden hemen sonra?

***

Ve, bu hassas konuda…

Büyük Birlik Partisi’nden hemen sonra…

Dikkat ettiniz mi?

HÜDA-PAR…

Nasıl da hızla devreye girerek…

Milli Eğitim Bakanı Tekin’e destek verdi:

“Kimse çocuklarını karma eğitim veren kurumlara göndermeye zorlanmasın…”

***

Bitiriyoruz…

100 yaşını geride bırakmaya hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti…

Bir asırdır devam eden “karma eğitimi” bi’kenara atıp…

Kızlara özel okul…

Kızlara özel üniversite…

Kadınlara özel hastane tartışmalarını alevlendirirken…

Medeni dünyadan uzaklaşırsa…

Kim kazançlı çıkar?

Kaldı ki…

“Sadece kızlara özel ortaokul ve liseler yaratılacak; bu kesin…” demek…

Ya da diyebilmek arzusu…

Giderek kabartılırsa…

Asıl sıkıntı yaşayacak olanlar…

Bu güzel ülkenin geleceğinin istikbali…

Pırıl pırıl evlatlarıdır…

Sahi…

Bu yazının girişinde sözünü ettiğimiz…

Altı yaşında evlendirilen kızın günahı hiç mi kalpleri acıtmıyor?

Nokta…

Sonsöz: “Aylar önce İranlı kadınlar eylem yaparken (Yaşasın Mustafa Kemal Paşa) sloganları atıyorlardı… Onlar laikliğin özgürlükle ve toplumsal barışla ilgisinin farkındalardı… / Prof. Dr. Barış Doster…”