Mehmet KARABEL
Vurulup tertemiz alnından…
17 Mart 2019 Pazar

Bugün Pazar…

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla…

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü…

Ancaaaak…

Yarın (18 Mart Pazartesi) tarihe altın harflerle yazılmış bir gün…

Yarın…

Çanakkale Zaferi’nin 104’üncü yıldönümü…

Bir başka deyişle…

Çanakkale’de yaşananlar…

Güçlü düşmana karşı bağımsızlık mücadelesi veren…

Türk Milleti’nin destanı…

Yaklaşan Kurtuluş Savaşı’nın ise…

Bir nevi “önsözü”dür…

Bir kez daha…

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım…

Bunu yaparken de…

Bu anıyı bizzat anlatarak bugünlere taşınmasını sağlayan…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve…

Çanakkale’yi geçilmez yapan kahramanlarımızı…

Saygıyla, minnetle ve rahmetle analım…

***

Tek arzuları vardı, o devletlerin…

Türkiye’yi parçalamak ve bölmek…

İngiltere Donanma Bakanı Winston Churchill…

İtilaf Devletleri’ne planını kabul ettirdi…

İngiltere ve Fransa’nın harp gemileri…

Çanakkale Boğazı’na 1915’in Şubat’ında saldırmaya başladı…

En güçlü saldırı 18 Mart 1915’te yaşandı…

Ağır kayıplara uğradılar, deniz harekatından vazgeçtiler…

Karadan saldırmaya karar verdiler…

Peki, sonra n’oldu?

Gazi Mustafa Kemal anlatıyor:

(Okurken, lütfen hayalinizde o anları canlandırmaya çalışın…)

***

Tarih; 14 Mayıs 1915…

“Bomba sırtı olayı, çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir… Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak… Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtulamamacasına hepsi düşüyor… İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor… Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle (yazgıya boyun eğmek) biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kuşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor… Sarsılma yok… Okuma bilenler Kur’anı Kerim okuyor ve Cennet’e gitmeye hazırlanıyor… Bilmeyenlerse Kelime-i Şehâdet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar… Sıcak, cehennem gibi kaynıyor… 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor… Ölüyor, öldürüyor… İşte, bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan kutlamaya değer bir örnektir… Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur… ”

***

Tarih; 10 Ağustos 1915…

Düşmanın, Conkbayırı’nı ele geçirme ümidini…

Kursağında bıraktığı gün…

Yine Ulu Önder anlatıyor:

 “Aptalgeçidi’nden Conkbayırı’na gidecektim… Arazi müsait değildi, atları bıraktık, yaya olarak Conkbayırı’na vardık… Bu esnada Conkbayırı’nın cenubundaki (güneyindeki) 261 rakımlı tepeden sahilin tarassut ve teminine memuren (gözetleme ve korunması göreviyle) orada bulunan bir müfreze efradının Conkbayırı’na doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm… Bizzat bu efradın önüne çıkarak:

- Niçin kaçıyorsunuz? dedim…

- Efendim düşman! dediler…

- Nerede?

- İşte! diye, 261 rakımlı tepeyi gösterdiler…

Düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemal-i serbesti ile (tamamen serbest olarak) ileriye doğru yürüyordu… Şimdi vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmışım, efrat (askerler) 10 dakika istirahat etsin diye… Düşman da bu tepeye gelmiş… Demek ki, düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena vaziyette duçar olacaktı (düşecekti)… O zaman artık bunu bilmiyorum, bir muhakeme-i mantıkiye (mantıki durum tartışması) midir, yoksa şevki tabiî (içgüdü) ile midir, bilmiyorum; kaçan efrada:

- Düşmandan kaçılmaz, dedim…

- Cephanemiz kalmadı, dediler

- Cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim

Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım, yere yatırdım… Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı… Kazandığımız an bu andır… ”

***

Bunları anlatan…

“Yurtta Sulh Cihanda Sulh…” diyen Büyük Önder’dir…

Bu söylemin ışığında…

Yeri ve zamanı geldiğinde…

“Hepimiz Mustafa Kemal’nin Askerleriyiz…” diye…

Slogan atanları…

Hor görmeyelim, bilakis alkışlayalım…

Ve…

“Çanakkale Destanı”nın, bu milletin tarihinde…

Ne denli önemli olduğunu…

Mehmet Akif Ersoy’un şu tüyler ürperten dizesi ile…

Bir kez daha hatırlayalım:

“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor... Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!”

Nokta!

Sonsöz: “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum… Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir…  Gazi Mustafa Kemal Atatürk / 25 Nisan 1915 Conkbayırı…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
hutbe? 18 Mart 2019 Pazartesi 01:36

Hutbeden Atatürk'ün adını çıkarmakla ne elde etmeyi hesaplıyorlar? Nasıl bir kafadır, nasıl bir vicdandır bu? Ya bu zihniyete nasıl ve neden oy verir kendisine insanım diyenler?

Yorumu oyla      4      5  
REİS 17 Mart 2019 Pazar 18:45

O YÜKSEN RUHA İMAN DENİR KARABEL AYNEN 15 TEMMUZDA ŞEHADETE KOŞAN KARDEŞLERİMİZ GİBİ.

Yorumu oyla      4      5  
Sarı Çizmeli Memed'A. 17 Mart 2019 Pazar 13:27

"MUSTAFA KEMAL'in Askerleriyiz" sloganı atanları hor görmek kimsenin haddi değildir usta... Ayrıca, bir zamanların hızlı solcusu görünüp de şimdilerde düzenin yalayıcılığına soyunan dönme aydınların(!) sinsice/haince anlam saptırdıkları gibi bu slogandaki "asker" sözcüğü katı militarizmi filan içermez... Buradaki "asker" sözcüğü, Cumhuriyet Değerlerinin/ATATÜRK Devrimlerinin/aydınlanmanın/bilimin/çağdaşlığın/uygarlığın/sanatın /halkçılığın/ulusçuluğun/humanizmanın savunucusu olmak ve emperyalizme karşı direnişin savaşçısı olmak anlamında kullanılmaktadır.

Yorumu oyla      8      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva