"Trafik Adabı" kitabını karıştırmaya devam edelim.

Bugün, "Trafikte Hak İhlalleri" konusunu irdeleyelim.

***

Trafik de sosyal hayatın bir parçası olduğuna göre, kimsenin hakkını çiğnememek gerekir.

Trafik kuralları, trafikte bireylerin haklarını belirler.

Hem trafik düzeninin bozulmaması, hem de trafikte başkalarının hakkını çiğnememek için trafik kurallarına harfiyen uymalıyız.

Trafik kuralları, sürücülerin ve yayaların, can ve mal güvenliklerini sağlamak için konulmuştur.

Kurallara uymamak, kişi haklarını ihlal etmek anlamına geldiği gibi hayatlarını tehlikeye atmak demektir.

***

Birçok sürücü, hızlı araç kullanırken, "Ben iyi sürücüyüm" der.

Kazaya sebebiyet vermeyecek kadar kendilerine çok güvenirler.

Ancak bu gruptaki sürücülere, trafikte tek başına olmadıklarını hatırlatırım.

Yaptıkları aşırı hız, diğer sürücülerin dikkatlerini dağıtıp kaza yapmalarına sebep olabilir.

Yine aşırı hız yapan sürücülerin, yola çıkan bir yayaya çarpma, hatta o yayanın ölümüne yol açma riski de artar.

Hak ihlali deyince akla başka neler geliyor?

Arkasından siren çalarak gelen ambulansa yol vermeyen sürücü, o ambulanstaki hastanın hayatını kaybetmesine sebep olabilir.

Bu da bir çeşit hak ihlalidir.

Engelliler için ayrılmış yollara araçlarını park eden sürücüler, o engelli kardeşlerimizin haklarını gasp etmiş, onların hakkını ihlal etmiş demektir.

Herhangi bir araç arızası olmadığı halde, sırf marketten bir şey almak amacıyla aracının dörtlülerini yakıp sağ şeritte bırakıp giden sürücü, dolayısıyla o şeridi trafiğe kapatmış olur.

Bu da bir hak ihlalidir.

Çünkü hiç kimsenin, kişisel çıkarları için yolun bir şeridini diğer sürücülere kapatma hakkı yoktur.

***

Türkiye'de trafikteki hak ihlallerinin hiç olmadığı günleri görmek dileğiyle...