Mehmet KARABEL
Tam zamanıdır; bırakın, 365 gün balkonunuzda  nazlı nazlı dalgalansın…
14 Ekim 2017 Cumartesi

Öyle bir süreçten geçiyoruz ki…

Yıllardır PKK Şeytanı ile vuruşuyoruz…

Yüzlerce bıyığı terlememiş şehidimizi gözyaşları arasında kara toprağın koynuna emanet ediyoruz…

İç savaşta vatanından kaçan yüzbinlerce Suriyeli’ye kucak açıyoruz…

Bir zamanlar ata toprağı olan Kuzey Irak’taki kıpırdanmaya “Höst otur oturduğun yere…” diyoruz…

Burnumuzun dibinde sözde “Kürt Devleti” kurmaya çalışanlarla cebelleşiyoruz…

Batı Dünyası, sırtını dönüyor; bunu yaparken de yüzlerce yıllık Haçlı Ruhu’nun taşıdığı kini kusmaya devam ediyor…

Süper ülke Amerika “En sağlam müttefikim” dediği Türkiye’ye “vize yasağı” getiriyor…

“Komşumuz…” Yunanistan, Ege’nin adalarını silahlandırıyor…

IŞİD, YPG her daim, milli sınırlarımız içinde “Bu millete nasıl zarar veririz?”in hesabını yapıyor…

Şimdi bize düşen her evde şanlı al bayrağımızı dalgalandırmanın tam zamanıdır…

Öncelikle de yuvamızda, balkonumuzda…

Esnafsak, dükkanımızda…

Hem de…

Hiç yerinden oynatmadan…

Üstelik, 365 gün, 7x24…

***

Çünkü…

Al kırmızı rengiyle şehitlerimizin kanını temsil eden…

Hilaliyle bağımsızlığımızı anlatan…

Yıldızıyla her bir şehidimizi hatırlatan…

Bu şanlı bayrağa, dün’den daha fazla sarılmamızın zamanıdır…

***

Çünkü…

Bir milleti, millet yapan, bir arada tutan değerlerin en önemlisi bayraktır…

O bayrak olmasa, vatan bölünür; bağımsızlık lafta kalır… Bayrak namustur, şereftir...

***

Bilir misiniz? Her baktığımızda içimizi titreten “al bayrağımız”ın da bir öyküsü var… Atalarımızdan miras, şanlı bir öykü…

***

Mesela…

İslamiyet’ten önceki Türk tarihinde “tuğ” adı verilen bir bayrak varmış… Batrak” ve “Badruk” gibi isimlerle anılan o bayrak, Türkler devletleşmeye başladıkça farklı renklere bürünmüş…

***

Rivayet odur ki; Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey bir gün rüyasında göğsünün açıldığını, ay ve yıldızın büyüyerek belirginleştiğini görmüş… Bunun üzerine devletin bayrağının kırmızı zemin üzerine çizilmiş, beyaz renkteki hilal ve yıldız şeklinde olmasına karar verilmiş…

***

Osmanlı’ya gelince… İlk bayrak “beyaz” renkteymiş… Çaldıran Savaşı’ndan sonra “yeşil” olmuş... Bugünküne en yakın “kırmızı bayrak” ise Üçüncü Selim döneminde kullanılmış… Hilal ve sekiz köşeli yıldızdan oluşan bu bayrak 1793’te Osmanlı Devleti’nin resmi bayrağı olarak kabul edilmiş… Sultan Birinci Abdülmecit zamanında (1842 yılında) ise sekiz köşeli olan yıldızın beş köşeli olmasına karar verilmiş… Cumhuriyet ilan edildikten sonra da “Bayrak Kanunu” ile birlikte bugünkü şahane görüntüsüne ulaşmış…

***

Balkonunuzu süsleyen bayrağa gözünüz gibi bakın… Biraz kırışıklık görürseniz yenisini alın; pahalı değil… Ama, asla “soluk” bir bayrak asmayın… Örtü niyetine bi’yere sermeyin… Bayraktan torba, çanta, ti-şört filan yapılamaz; aman dikkatli olun… Bayrağın göndere çekilmesi bile çok önemli… Hızlı çekeceksiniz, ağır ağır indireceksiniz; unutmayın…

***

Türk bayrağı için genelde “kırmızı” deriz ya… Yanlış alışkanlık… Çünkü, bayrağımızın rengi kırmızı değil, “al”dır… Al, kırmızıdan farklıdır ve bakanı resmen içine çeker!

***

Törenlerden bilirsiniz, yine de bilgi tazeleyelim… Türk bayrağı sadece şehitlerin, cumhurbaşkanlarının, gazilerin, hakimlerin, milletvekillerinin, yüksek yargı organlarının, devlet sanatçılarının, devlet madalyası alanların ve emniyet mensuplarının cenazelerinin üzerine örtülebilir…

***

İki şair, Türk Bayrağı’nı çok güzel yorumlamıştır… Biri Mehmet Akif Ersoy’dan…

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak…

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak…

 

Diğeri, Arif Nihat Asya’dan…

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım! 
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım…
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım…

Bu Devlet, kimsenin yuvasını bozmadı, bozmayacak… Ama, yuvamızı bozmaya kalkan, karşısında bu mübarek milleti elinde al bayrakla bulacak…

Sonsöz: “Bir milletin bayrağının dalgalanması, başka bir ülkenin boyunduruğu altında olmadığının göstergesidir… Bunu sakın unutmayın…”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
maalesef olmuyor 16 Ekim 2017 Pazartesi 09:49

yıl boyu asılan bayrak sararıp soluyor, kimse de değiştirmiyor

Yorumu oyla      12      5  
yiğit 15 Ekim 2017 Pazar 05:45

tan, günes, takvim vsvs. ayarında bir yazı. tüm türki devletler için bayrak onemlidir. abi kurban olayım ilkokul ayarında bos mıllıyetcılıgı oven yazılar yazmayın. hele bu zamanda. 80 mılyon; dogusu batısı guneyı kuzeyı bır olur bu bayrak ıcın ölür/dirilir. türki cografya ıcın yazmayacagınız tek sey bayrak olmalıdır. bayragı kabul etmeyenın gıdecegı yer coktur topragın altında veya gerı kalan 190 ulke ustunde!! ama; turkmenı unutan, azerıyı ekonomık olarak kullanan, kırgızı, cerkesı hıce sayan bu sıyası ıktıdarı unutmayın!! saygılarımla

Yorumu oyla      11      5  
Nurizade 14 Ekim 2017 Cumartesi 12:18

Arif Nihat Asya'nın Bayrak adlı şiiri 2011 yılında Talim Terbiye Başkanlığının kararıyla yasaklanmış ve kitaplardan çıkarılmıştır. Acaba bunu kimler biliyor? Unuttuk mu?

Yorumu oyla      12      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Erdoğan yalnız değil; Özgür Özel de istiyor!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Türkiye'nin 'en güzeli' İzmir'e!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
AVM krizinde kim kazandı?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bumerang!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli bir tür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Yumuşama mı, oyun kurmak mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bitki kıyameti
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Gerçek annelik
Kemal ARI
Kemal ARI
Şirince’de Manoli’nin izinde (1)
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'İzmirlilik nedir?'
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva