Kemal ANADOL
Seçmenin adı yok!
17 Nisan 2023 Pazartesi

Önce yazıya konu olan bazı önemli sözcüklerin karşılıklarına bakmakta yarar var. Demokrasi: Yunanca kökenli bu sözcük Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde “Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi” olarak belirlenmiş. Milli iradenin (Vikipedi) karşılığı, “Ulusun herhangi bir baskıya maruz kalmadan düşüncesini ortaya koymasıdır.” Vesayet: Arapça kökenli sözcük Türk Hukuk Lûgatında şöyle anlam taşıyor: “Kaasırların (küçüklerin, mahcurların) himayesi maksadıyla hususi hukukta tanzim edilmiş olmasına rağmen bir nevi kamu hizmeti mahiyetinde bir müessesedir.” Bu müessesenin ana ögesi ise vasidir. Vasi sözcüğü de TDK Sözlüğünde tanımlanıyor: “1-Bir yetimin ya da akılca zayıf hasta birinin malını yöneten kimse. 2-Ölen bir kimsenin vasiyetini yerine getirmekle yükümlü olan kimse. Oligarşi: Yunanca kökenli bu kelime Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçede Yabancı Sözcükler Sözlüğünde yer alıyor: “Siyasal gücün birkaç kişiden oluşan küçük bir grubun elinde bulunduğu yönetim biçimi. TDK sözlüğü ise oligarşiyi “Siyasal erkin birkaç kişilik bir kümenin elinde bulunduğu yönetim, aristokrasinin daralmış biçimi” olarak tarif ediyor.

Yüksek Seçim Kurulu partilerin verdiği kesin olmayan milletvekili aday listelerini kamuoyuna açıkladı. Yine Yüksek Seçim Kurulunun açıklamasına göre 14 Mayıs 2023 Pazar günü T.C. yurttaşı 64 milyon 191 bin 285 seçmen oy kullanmak için sandık başına gidecek.

Bu durumda akla ister istemez bazı sorular geliyor. Çünkü en azından şekil yani yöntem bakımından nasıl bir rejimle yönetildiğimizin açıklığa kavuşması gerekiyor. Ülkemizin geleceği ve gerçek demokrasi açısından bu sorular artık ülke gündeminde ağırlıklı olarak yer almalıdır. Partileri yönetenlerin rahatsız olmaları pahasına! İsterseniz başlayalım:

Yüksek Seçim Kurulunun ilân ettiği geçici milletvekili listelerinin oluşumunda 64 milyon seçmenin herhangi bir etkisi, iradesi söz konusu mudur?

Olmadığına göre, seçmenlerin 14 Mayıs günü, liderlerle çevrelerinin düzenlediği listeleri sandığa atmaktan başka işlevi var mıdır?

Bu durumda kendilerine yasal olarak yapıştırılan “seçmen” sıfatı yerine “noter” denmesi daha gerçekçi değil mi? Zaten TDK sözlüğü noterlerin görevini “Çeşitli belge ve işlemlere geçerlik kazandırmak” olarak tarif ediyor!

Mevcut Siyasî Partiler Kanunu aday belirlemede öncelikle yargı denetimiyle önseçim yapılmasını içerdiği halde, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra partilerin buna aykırı davranmaları rastlantı mıdır? Partileri yönetenlerin kendi örgütlerine bile güvenleri yoksa halkın iradesine güvenmeleri olası mı?

Vali/Kaymakam kararnamesi gibi milletvekili listesi çıkaranlar kendileri vesayet rejimi oluşturmuyorlar mı? Ayrıca halkta karşılığı olmayan, siyasi sicili bozuk, saygınlığını yitirmiş isimleri ısrarla piyasaya sürüyorlar. Vesayet yetmiyormuş gibi bu inatlaşma ve dayatma seçmen iradesi üzerine konulan ikinci bir ipotek değil mi?

Seçmenler üzerinde vesayet oluşturanlar, yıllarca mağduriyet sömürüsü yaptıkları bürokratik vesayetten şikâyette ne kadar inandırıcı olabilirler?

Seçmenin de demokratik katılımı için tercih sistemini içeren adaletli bir seçim yasası neden akıllara gelmez, getirilmez? Oysa partiler 12 Eylül 1980’den bu yana birlikte kaç kez Anayasa değiştirdiler.

Seçmenin vesayet altında olduğu bir rejime ne kadar demokrasi denebilir? Vesayet listeleriyle oluşacak parlamento millî iradeyi mi yoksa liderlerin iradesini mi temsil edecektir?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Murat Yakar 18 Nisan 2023 Salı 07:48

Secimden sonra kurulacak olan yeni meclis yine mevcut partiler kanunun eseri olacaktir..yeterli cogunluk elde edilirde hazirlanacak yeni parlamenter sistemde partiler adaylarini yine merkezden dayatma sistemlerle secim yaptirirsa yemin ettim OY kullanmayacagim..3 gun hapis cezasi var kullan deseler bile gider hapiste yatarim yine de oy atmam...

Yorumu oyla      2      3  
Partili 17 Nisan 2023 Pazartesi 09:09

Sayın ANADOL,partiler holdingin gibi çalışıyor,sizler gittikten sonra parti bir takım güçler tarafından işgal edildiği gibi kurultaylar yok ön seçim yetişmez diyerek ön seçim yok kıdem ve liyakata bakılmadan parti içinde gücü ele geçiren rantı yüksek olan yerlerde kendi adamlarını belediye başkanı atamak için her türlü cambazlık ekonomik güçler dönüyor bu son seçim atamalarında her şey açığa çıktı,nasıl bazı sahtekârlar sütsüz kaşar peyniri yaptığı gibi şimdide partiye üye olmayan halk ve Atatürk sevgisi özellikle saygısı olmayanlar milletvekili olacaktır,ama bu sefer genel merkez ekibi kırmızı kart görecektir seçmenden...

Yorumu oyla      8      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çıkmasaydı Samsun’a neler gelirdi başımıza?
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva