Önce “Zaman Tüneli”ni girelim…

“Vatanım Sensin” dizisinin sön bölümlerine dikkat edin…

İzmir, Yunan işgali altında…

“Düşman Çizmesi”nden kurtulmak isteyen İzmirli ne yapıyor…

Evlerinde gizli gizi…

Mum ışığında Türk Bayrağı dikiyor?

Sonra bunu ne yapıyor?

Gündüz göğsünde elbisesinin içinde saklıyor…

Neden?

Yakalanınca kurşuna dizilme ihtimali var…

Gece ne yapıyor?

Pencereye asıyor…

Gün ağarırken, yine o bayrakla göğsünü ısıtıyor…

O sırada Mustafa Kemal’in askerleri…

Kütahya Cephesi’nde…

***

Günümüze dönelim…

Geçen yılın ortaları…

Şarkıcı Ege, Bornova’da konser veriyor…

Bir gün önce gelmiş…

Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila…

Kendisi gibi İzmirli sanatçıyı…

Belkahve’deki “Atatürk Anı Evi”ne götürüyor…

Geziyorlar birlikte…

Sanatçı Ege, çok etkileniyor Başkan’ın yarattığı eserden…

Burada bir parantez açalım usta yorumcu için…

Ege, magazin dünyasının…

“Cilalı Taş Devri”nden kalma yollarını hiç çiğnemedi…

İzmir’de doğdu…

Gerçek adı, Levent Ak’tır…

İzmir’in müzik ustası gururu Maria Rita Epik ile tanıştı…

Bu buluşma Ege’nin hayatında kilometre taşı oldu…

Epik’ten, gitar ve bestecilik dersi aldı yıllarca…

24 yıl önce yarattığı “Yaz Aşkım” şarkısı ile…

Bir anda tabanca gibi patladı…

Türkiye’nin “en önemli erkek vokalleri”nden biri oldu…

Ne dedikodusu çıktı, ne de kaçamağı…

Hala, o “beyefendi” kimliği ile alkışlarımızı topluyor…

***

Dönüyoruz yine bugüne…

Ege, “Atatürk Anı Evi”ni gezerken…

20 dakikalık bir belgesel izledi, başkan Olgun Atila ile…

O belgeselde…

Sekiz Eylül 1922 akşamı…

Yunan Ordusu’nun kaçtığını gören Bornova halkı…

“Mustafa Kemal’in Askerleri Yunanlıları yenmiş…” diye bağırarak…

Sokaklarda kutlama yapıyordu…

Çok etkilendi Ege…

Bir İzmir çocuğu olarak, gözleri nemlendi…

Başkan Atila’ya döndü…

“Bir marş yazacağım…” dedi…

Ardından ekledi:

“Bu marş; bu topraklarda aynı bayrak altında aynı istikbali hedefleyen barış, huzur ve kardeşlik isteyenlerin marşı olacak… Marşı ben yazmış olabilirim ama bu marş (Mustafa Kemal'in Askeriyim…) diyen herkesin marşı olacak…”

Ve, dediğini de yaptı…

“Bornova’yı görünce sürdük atları,

Göğsümüzde taşıdık şanlı bayrağı…

Kurtarmaya and içtik yüce vatanı,

Mustafa Kemal’in Askerleriyiz…”

Sözleriyle başlayan marş…

Duygu yüklü melodisinin katkısıyla…

“Düşman sarmış yurdumu, işgal altında,

Birlik olma zamanı bayrak altında…

Aradığın o kudret damarlarında,

Mustafa Kemal'in Askerleriyiz…”

Dizeleriyle son buluyor…

***

İlk kez dört buçuk ay önce…

Bornova Küçükpark Meydanı’nda…

Yeni yıla saatler kala…

Yağmur altında…

Binlerce Bornovalı’nın vokali eşliğinde seslendirildi…

O marş…

Tüyler diken diken oldu…

Sanal alemde şu anda yüzbinler izliyor videoyu…

Ne güzel değil mi?

***

Sonsöz’ü, sanatçı Ege’ye bırakalım:

“Mustafa Kemal Atatürk ve onun getirdiği değerler Türk Milleti’ni birleştiren asli unsurlardır… Türkiye'nin bugünlerde her zamankinden daha çok siyaset üstü birleştiren değerler altında buluşması zorunlu hale geldi… Mustafa Kemal'in Askeri olmak 99 yıldır süren bir nöbet… Ve nöbet sırası şimdi bizde, gelecek kuşaklara aktarmak için ve minnetimizi göstermek için böyle bir marşı yazmanın doğru olduğuna inandım...”

Başka söze gerek var mı?

Sonsöz: “Bornova’yı geçerken helallik aldık; Cumhuriyet yolunda bir tarih yazdık…”