Kubilay Kavak... Biz onu sadece derunumuza işleyen satırlarından değil, aynı zamanda da omzumuza omuz verişinden ve dahi sımsıcak tavrından da tanırız...

Evet, sadece bir kalemşör değildir Kubilay Kavak, O aynı zamanda imanımızın ve fikrimizin müşahhas halidir. O bazen delicesine akan gümrah bir ırmak, bazen de “SESSİZLİĞİ KISKANDIRACAK KADAR SESSİZCE”  içimize, yani kendimize sığınışımızdır...

Hele bir okumaya koyulun Onun satırlarını, hele bir başlayın, bir anda kendinizi tayy-i mekân bulursunuz… Bir bakarsınız elinizde külünk Ergenekon Dağını delersiniz, bir başka bakışınız da ise Kays ile “mecnun” olur çöllere düşersiniz… Spartaküs olduğunuz  da vakidir, bir limana sığınmış isimsiz bir balıkçı da… Satırları böyledir işte Kavak’ın ama her nereye giderseniz gidin, içimizde sakladığımız o insani tarafımızın özünü bulursunuz kelimelerin arasında. Haykırışı, seslenişi nasıl söyleyeyim hani o içimize sığınışı var ya işte o hep Elest Bezmi’ ndeki hakikatimizi çağırır.

Ha yazdıklarını okumaya başladığınız itibaren Onun yazdıkları yoktur artık, sizin olanlar vardır. Sizin olanları alıp dökmüştür satırlara Kavak. Bunu nasıl yapar, nasıl becerir bilemem ama durum tam da böyledir; yazdıklarını sahiplenişiniz ondandır…

Bir yazar, bir fikir veya bir gönül adamı için “olmak” işte budur. Yazdıklarının kendini aşıp bize ulaşması, fikirlerin birbirine bağlanması ve gönüllerin karşılık bulmasıdır.

Kubilay Kavak’da da asıl bulduğunuz budur. Size ulaşmasıdır…

Yıllardır bu minval üzerine yazan Kavak' ın Ayarsız Dergide neşrettiği ''Sahibine Adanmış Mektuplar'' ı şimdi Tün Yayınlarından kitap olarak yayınlandı. Yoo! Uzak değil Kubilay Kavak ve eşsiz mektupları... İzmir Kitap Fuarında 15 Nisan 2018 Pazar Günü saat 14.00-18.00 de imzaya çıkıyor.

Gitmez miyiz a dostlar? Orada olup bezminde kadeh kırmaz mıyız?... Bekleriz efendim, bekleriz çayımız da var hani...