Kemal ANADOL
Kral çıplak!
19 Haziran 2022 Pazar

Demokrasi insanlık tarihinin büyük ve kutsal bir macerasıdır.

Tarihin ilk yazılı Anayasası sayılan Magna Carta Libertatum, özgürlüğe atılan ilk büyük adım olarak nitelenir. İngiltere Kralı Yurtsuz John, Milâttan Sonra 1215 yılında yetkilerinden bu belge ile feragat etmiştir.

M.S. 1679 tarihli ve adına Habeas Corpus denilen belge ile de insanların keyfi tutuklamalara karşı güvenlik ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.

1689 -1755 yılları arasında yaşayan büyük Fransız düşünürü ve politikacısı Montesquieu (Monteskiö) tam yirmi yıl üzerinde çalıştığı “Kanunların Ruhu” adlı eserinde “Güçler Ayrılığı” teziyle çağdaş demokrasinin temellerini atmıştır. Böylece yasama, yargı ve yürütme yetkilerinin birbirinden ayrılması ilkesi evrensel bir nitelik kazanmıştır.

Özetle insanlık tarihinin demokrasi sayfaları kan, gözyaşı ve alın teriyle ıslanmıştır. Yüzyılların deneyimi aynen natürel sızma zeytinyağı gibi damlaya damlaya somut bir demokrasi tarifi ortaya çıkarmıştır. Artık insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi kavramları ete kemiğe bürünmüştür. Artık litre gibi, metre gibi evrensel ölçüler, şaşmaz teraziler vardır.

Ülkemizde de 1876 yılından günümüze uzanan, arada kesintiler de olsa yüz elli yıllık parlamenter yaşam tecrübesi ve demokrasi kültürü mevcuttur.

21. yüzyıla girdiğimiz bir dönemde, 2022 yılında tek adam rejimine dönüşen ve dünyada örneği görülmemiş “Partili Cumhurbaşkanı” sistemine karşı mücadele zorunda kalınması ise demokrasimiz adına bir talihsizliktir! Vaktinde veya erken yapılacak bir seçim Türkiye’nin demokrasi sınavı olacaktır.

Bu ucube sistemden çıkıp adına “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” koydukları yönetim biçimine dönmek için altı muhalefet partisi bir araya gelerek çalışmaya başlamışlardır. Yoksulluk ve açlık sınırının her geçen gün genişlediği, ekonomik krizin iyice yoğunlaştığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine ateş çemberi içindedir. Ülkemiz bu zorlukları yenerek esenliğe çıkmak zorundadır.

Ekonomik ve sosyal sorunları aşmanın tek yolu demokrasidir. Bu nedenle yürürlükteki rejimden kurtulup demokratik parlamenter rejime dönme çabaları doğru bir yol haritasıdır.

İşte burada en can alıcı soru tüm gerçekliğiyle bize sesleniyor: Nasıl bir demokrasi? Yani 12 Eylül 1982 Anayasası ile tek adam rejimine geçtiğimiz 16 Nisan 2017 halkoylamasına kadar geçen sürede uygulanan demokrasi mi?

Halkımızın iradesi ile tekrar parlamenter düzene geçtiğimizde her şey eskisi gibi mi olacak?

İşte burada “Kral çıplak” sesleri yükseliyor ve peş peşe saptamalar sıralanıyor!

Güçler ayrılığı ilkesinin uygulanmadığı bir sistemde demokrasiden söz edilemez!

Siyasal partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudurlar. “Parti içi demokrasi” de partilerin olmazsa olmazıdır. Kısaca kendi içinde demokrasi olmayan bir parti ülkeye demokrasi getiremez!

Türkiye’de uygulanan rejim demokrasi değildir. Olsa olsa kötü bir demokrasi karikatürüdür.

Milletvekillerini halkın seçtiği savı havada kalan bir söylemdir. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu konuya çok kez açıklık getirmiş, “Milletvekillerini halk değil genel başkanlar seçiyor” demiştir.

Bu arada önemli bir gerçeği belirtmekte yarar var. Mevcut Siyasi Partiler Kanunu milletvekili adaylarının tüm üyelerle belirlenmesini düzenliyor. Yasadaki genel kural budur. Merkez yoklaması ise istisnadır. Buna karşın parti genel merkezleri doğrudan aday belirlemeyi tercih ediyorlar.

Altılı masanın bir an önce Siyasal Partiler ve Seçim Kanunları için çalışmaya başlaması gerekiyor kanısındayım. Kaymakam/vali kararnameleri gibi genel merkezlerden çıkan ve halkın önüne sunulan milletvekili listeleri tek kelime ile demokrasimizin ayıbıdır!

Seçim ve Siyasal Partiler Kanunları Anayasa’dan bile önemlidir. Anayasayı yapacak kişiler bu yasalarla belirleniyor da ondan!

Seçmenlerimiz sandığa gidip kendi iradeleri dışında belirlenen parti listelerine oy vermek zorunda kalıyor ve adaylar arasında tercihte bulunmaları yasaklanıyorsa bunun neresi milli iradedir?

Bunları 1961 yılında CHP Ankara İl Gençlik Kolu Başkanlığından, 2011 CHP Grup Başkanvekilliğine uzanan, 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’ü yaşamış deneyimli bir politikacı kimliğimle yazıyorum. Beş dönem milletvekili seçildim. İki kez delege, bir kez tüm üyelerin katıldığı önseçimle listeye girdim. İki kez de merkez yoklaması ile… Aradaki farkı yılların verdiği deneyimle yaşadım. Milletvekili özgür değilse ve kendisini meclise sokan güce karşı boynu eğikse oy makinesinden farkı olmaz! Çeşitli örnekler bu savı sık sık kanıtlıyor.

Demokrasimizin esenliği büyük ölçüde parti içi demokrasinin işlemesine bağlıdır.

Bu konuda yazmaya ve herkesin gördüğünü söylemeye yani kral çıplak demeye devam edeceğim.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 5 yorum var, 5 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Bekir Keskin 19 Haziran 2022 Pazar 20:38

“Siyasal partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıysa, ‘Parti içi demokrasi’ de partilerin öncelikli ilkeleri olmalı. Kendi içinde önseçim uygulamayan bir parti ülkeye nasıl bir demokrasi önerir!” saptamasına yürekten katılıyorum.

Yorumu oyla      2      3  
Hilml Özkök 19 Haziran 2022 Pazar 12:14

Çok değerli görüşleriniz için sizi kutlarım. Gerçek demokrasiye layık olan milletimiz için bu mücadelenizde başarılar dilerim.

Yorumu oyla      2      3  
zfg 19 Haziran 2022 Pazar 11:11

Devam edin Sayın Anadol.

Yorumu oyla      2      3  
Atıf Uğurlu 19 Haziran 2022 Pazar 10:38

Teşekkürler sayın Anadol.Tarihsel ve güncel bir panorama buna kim katılmaz. Ülkece sağlıklı güzel günlerde buluşmak dileğiyle.

Yorumu oyla      2      3  
Kemal Sağ 19 Haziran 2022 Pazar 09:12

Her zaman olduğu gibi açık bir anlatımla mevcut demokrasimizi (!) ortaya koymuşsunuz, çok teşekkürler üstadım.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva