Neşe ÖNEN
İstanbul’u sevmek
26 Temmuz 2019 Cuma

Uzaktan bakıyorum memleketime. Özlüyorum pek çok. Başka hiç bir şeyi özlemediğim kadar. Marmara’nın bir sahil kıyısında yüzmek istiyorum, suların ıslaklığına doyuncaya kadar. Sokaklarını karış karış dolaşmayı hayal ediyorum İstanbul’un. Şehrin kalbine dokunmak... Ve Galata Köprüsü’nden gün batımını izlerken herhangi bir anında ölmek.

İçimde gömülü cesetleri çıkarıp topluca Topkapı Surları’ndan aşağı atmaya can atıyorum epey zamandır. Böylece beni zincerleyen her bir halka kırılıp dağılırken yeniden küllerimden doğardım. Hisar’da sarhoş olup avaz avaz şarkı söyleyebileceğim bir arkadaşım da olursa, omuzuna yaslanıp sessizce ağlarım.

Bir yaz sıcağında Taksim’in işlek caddelerinde yürüyüp mısır yemek derdi düşüyor aklıma kimileyin. Arkasından bir de kaymaklı dondurma. İkisini bir arada yemeyi ne çok severim. İlk gençliğimi mi yad ederim hüzünlenirken.Yiitip giden zamanın ruhu mu en çok acı verir bana. Yoksa aslında sefilce sürüklenen zavallı ruhum mudur perişan. Bütün bunlara bir cevap bulabilir miyim?

Ey şehri İstanbul! Ey binlerce aşkın meczupluğu! Ancak sana kavuşmak tamamlar beni. Senle ben bir bütün olunca yaralarım kabuk bağlamaya başlar. Sen İstanbul değilsin. Sen benim İstanbul’umsun... Ben sana doğdum. Sende büyüdüm. Muhtemel bir gün sende öleceğim. Mutlaka sende kaybolacağım. Sonsuzluğa sende ereceğim.

Mutlu olmak tasam yok artık. Kederlenip kederlenip içlenmek. Anılarımı tarifsiz bir huşu ile zehir gibi damarlarıma zerkederken, gecelerinde bıçaklanmak delik deşik yüreğimden. Sabahları şehvetin kan revanı içinde uyanmak. Gözlerimi ilk sana açıp bakmak. Seni görmek. Seni soluklanmak.

Bir rüzgar esse diliyorum bazı. Kuvvetli bir rüzgar. Deli rüzgar. Savursa beni. Fırlatıp taa Karacaahmet Camii’nin ortasına atsa. İşte annemim ölüm yemeği için kurulan sofra! Kurban etleri. Helvası. Kırkını okuyan imam. Dileyen dua eder. Dileyen ağıt yakar. Ben ne dua edeceğim ne ağıt yakacağım. Ben kendimi İstanbul’umun kollarına atacağım. Ninni dinler gibi İstanbul’umu dinleyeceğim başım göğsüne yaslı. Bu yaşlı yosmadan öğrenecek çok şeyim var. O anlatacak ben susacağım. O itecek ben sarılacağım. O şımaracak. Ben kaprislerine katlanacağım. O inleyecek. Ben avutacağım. O terk edeck. Ben asla vazgeçmeyeceğim...

Ey şehri İstanbul! Ey sultanların sevgilisi! Eninde sonunda bir gün sana yar olacağım...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Acil çözüm şart!’
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Beyaz tren...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
'Memleket' küçülüyor!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Afyon üstünden Akşehir’e... (Gezi notları)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva