Ali Babacan dedi ki:

“2020’ye kalmadan partiyi kuracağız!”

Bu ne demek?

“Aralık’ta bu iş tamam…” demek…

Ahmet Davutoğlu ise, şimdilik…

Beştepe’ye mesaj vermekle yetiniyor:

“Demokrasilerde parti kurmak bölücülük değildir!”

Kendisine yakın olanlara kulak verirseniz…

Eski Başbakan…

Partisinin kuruluşunu Kasım’da ilan edecek…

Ortalık karıştı mı?

Evet, bi’ölçüde karıştı…

***

Şimdi bu iki yeni siyasi parti…

24 Haziran 2018 genel seçimleri ile…

31 Mart Yerel seçim sonuçları üstünden…

(Tabii ki, olmazsa olmaz 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir seçim sonuçlarını da buna katarak…)

Meydana inmeye hazırlanırken…

Seçmen üzerinde nasıl bir etki bıraktığı / bırakmaya başladıkları…

Çok sık konuşulur oldu…

Hatta…

Partiler kuruluş tarihi vermese bile…

Anketler yapılmaya başlandı…

Önemli olan şu:

Resmen “sahaya inmemiş” iki siyasi parti için…

Sadece “kurucu liderler portreleri” üstünden…

Seçmen ne ölçüde heyecanlanıyor?

Nabzı nasıl atıyor?

Yavaş yavaş ortaya dökülüyor…

En ilginç soru şu:

Babacan’ın partisiyle Davutoğlu’nun partisinin birleşme ihtimali var mı?

Zayıf ihtimal…

***

Daha çok taze ama…

Piar Araştırma Şirketi’in iki gün önce yayınladığı ankete göre…

Babacan, seçmenden yüzde 8 ile 9 arasında oy devşirecek…

Davutoğlu ise, o ankete göre yüzde 3 civarında…

Babacan’ın, sadece AK Parti’den yüzde 4.5 oy alması bekleniyor…

Davutoğlu’nun toplama ihtimali olan oyların…

Neredeyse tamamı AK Parti’den gelecek…

Böyle bir tablonun gerçekleşme ihtimali…

Kuşkusuz…

AK Parti’yi hem endişelendirir hem de ürkütür…

***

Demek ki…

Adı ister “kilit” ister “çilingir” olsun…

Yeni siyasi partiler…

Masadaki kartların yeniden karılmasına neden olacak…

***

Önceki gece canlı yayında İYİ Parti Lideri Akşener…

Kamuoyu araştırmalarının gölgesinde…

Ufukta görünen iki yeni siyasi parti için ne dedi?

Şunu dedi:

“Partimizin oyu en son 11.1'di… Çok ilginç MHP'nin oyları sayın Babacan'a gidiyor bu araştırmada… MHP'nin oyu yüzde 4'ler gibi görünüyor... Üstüne olan oylar AK Parti yönetim anlayışına itiraz eden seçmen kitlesi… Bizden bir miktar oy Davutoğlu'na gidiyor…”

Bu bakışa ne ölçüde katılabilirsiniz?

***

Dikkat edilirse…

Türkiye’de yükselen bir “milliyetçilik dalgası” var…

MHP, son seçimlerde…

Küçük bir sayısal farkla İYİ Parti’nin arkasında kalsa bile…

“Cumhur İttifakı” gereği…

AK Parti’den geçişler olduğu için oyu sürekli artıyor...

Ancak…

CHP’nin bayraktarlığını yaptığı…

“Sol dalga”da da hissedilir bir yükseliş mevcut…

Kaldı ki…

Kurulması beklenen iki yeni siyasi parti…

Bırakın yüzde 4 veya 5’leri…

Ya da barajı geçecek bir oy oranını…

İktidar Partisi’nden yüzde 1’er oy alsalar bile…

Geçen yıl 24 Haziran’da…

Yüzde 52.5 ile Cumhurbaşkanı seçimini kazanan…

Cumhur İttifakı’nı zora sokarlar…

***

Demek ki…

Son kamuoyu araştırmaları yüzde 100 gerçeği yansıtıyorsa…

Doğmaları beklenen yeni siyasi partilerin…

“Tek başına” yürümeleri…

Dikenli yollarda kan-revan içinde kalmaları ile sonuçlanır…

Bu da gösteriyor ki…

Gönülsüz olsalar da…

Bi’şekilde…

Yazılı olmayan mevcut “ittifaklar” içinde yer almaları kaçınılmaz…

Aksi olursa…

Ya bir yol bulacaklar ya bir yol açacaklar…

O yol ne olabilir?

Yeni bir “ittifak / cephe” olabilir…

Kiminle?

Mesela…

“Biz seçimlerin çilingiriyiz!” diyen Saadet Partisi ile…

Başka çareleri yok…

Çünkü…

“50+1” formülü bunu emrediyor…

Nokta…

Sonsöz: “Gel de birbirimizin kadrini (değerini) bilelim… Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden… / Hz. Mevlana…”