“İnsanoğlu...

Ağzından çıkan cümlelerin...

Beyninden çıkan düşüncelerin...

Bütün evreni dolaşıp, tekrar onlara geri döndüğünü bilse...

Çok daha dikkatli olurdu...”

Kim demiş?

Tüm zamanların...

En iyi fizikçilerinden biri kabul edilen Albert Einstein...

Neden böyle demiş?

Çünkü...

“Sözcüklerin gücünün temeli aslında düşüncelerden gelir!

Her düşüncemiz kütlesel olmayan bir enerjidir...”

Sahi…

Konuşurken dikkatle seçtiğimiz kelimelerin gücünü görüyor musunuz?

Döneceğiz, tekrar buraya...

Çünkü...

Okumakta olduğunuz bu yazının...

Filmlerdeki gibi esas oğlanı...

Özel bir politikacı ve İzmir aşığı...

***

Takvimler...

Taaa, geride bıraktığımız yılın...

“26 Ağustos Çarşamba” gününü gösteriyordu...

Afyonkarahisar’daydı ve...

Büyük Taaruz’un 1001’incı yıldönümüne katılıyordu...

Gazeteciler O’ndan daha heyecanlıydı...

O sırada yoğun biçimde...

O’nun İzmir vekilliğinden...

İzmir Büyükşehir Belediye başkanlğına uzanan arzusu...

Dudaktan kulağa yayılıyordu...

Şöyle girdi söze:

“Belediye başkan adaylığı için anılmam gurur verici...”

Peki; arkası nasıl geldi?

Şöyle geldi:

“İzmir’in çeperlerinde sorunları giderek büyüyen bir şehir var... O insanların sesi ve en çalışkan vekili olmak istiyorum... Adımın bu şekilde anılması gurur verici...”

***

Nitekim…

Aradan uzun bir zaman dilimi geçmedi...

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener...

Geçen yılın yaz sonu (20 Eylül 2023 Çarşamba)…

Bu güzel kente konuk oldu ve…

İzmir’deki fısıltıları...

Ete – kemiğe büründürdü:

“Ümit Özlale, İzmir’e çok iyi gelecek... Bu kenti kokudan, sığınmacıdan kurtaracak... Proje manyağı etmişti bizi; İzmirliler’i de proje sağanağına tutacak… Dürüstlüğüne sonuna kadar kefilim…”

Genel Başkanının yanındaki Özlale ise…

“Bir yemin ettim ki…” der gibiydi:

“Bugün huzurlarınızda ilk kurşun nasıl atıldıysa haksızlığa ve adaletsizliğe karşı ben Ümit Özlale olarak öyle yola çıkıyorum…”

***

Politikayı yakından takip edenler...

Tabii ki, ilk fark edenlerdi...

İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Ümit Özlale…

TV 100’ün canlı yayınında…

Can alıcı şu soruyla karşılaştı:

“CHP seçimi AK Parti'ye karşı kaybederse, (kaybettiren aday) olmayı göze alabilecek misiniz?”

Hiç, “hık - mık” demedi; bastırdı cevabı:

“CHP, İzmir'i bizim sayemizde kazanacaksa, demek ki iyi iş yapmıyorlar...”

Neden böyle dedi, Özlale?

Çünkü…

100 yıllık CHP’nin…

Özellikle

İzmir’de “nasıl yürüdüğünü / yürümeye çalıştığını” iyi biliyordu…

Açık ve net her soruya cevap veriyordu…

İzmir’in seçmeninde…

Kısa sürede karşılık bulmuştu…

10 gün önce…

Meral Hanım İzmir’de O’nun için şöyle dedi:

“Bugün İzmir’de 31 Mart için bir karar vereceksiniz... (İzmir benimdir kardeşim; ceketimi assam kazanırım!) diyenlere hayır diyeceksiniz… Ya da Atatürk’ün bugünkü torunu sayabileceğimiz, onun uğruna adına ne gerekiyorsa yapacağına emin olduğunuz İYİ Parti İzmir Adayımız Ümit Özlale’ye (evet) diyeceksiniz…”

***

Son derece “yalın” bi’politikacı Ümit Özlale…

Neredeyse…

Akademik kimliğini pek de öne çıkarmadan konuşuyor:

“İzmirlilerin ilk beş problemi arasında Körfez'in koku probleminin yer almadığını gördüm… Bence şu anda daha önemli problemler var... Mesela İzmir'in yüzde 60'ı gecekondu… İzmir'de çok ciddi bir kentsel dönüşüm ve afetlere dayanıklı olmama durumu var…”

***

Sormuşlar:

“CHP’den hangi isimle yarışmak isterdiniz?”

Cevap etkileyici:

“Önemli değil; kendime tek rakip olarak, yine kendimi görüyorum…”

***

İzmir için “kocaman” bir vaadi var…

Diyor ki; Ümit Özlale:

“İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesinin yaklaşık üçte ikisi personel harcamalarına gidiyor… 34 bin çalışanı var… Ben aynı hizmeti 17 bin, bilediniz 18 bin kişiyle yapabilirim…”

***

Ancaaak…

Biraz tepeden, “geniş açı” baktığınızda…

Şöyle bir “sağlam” sorunun cevabını bulmak gerekiyor…

O soruyu tahmin etmişsinizdir:

“İYİ Parti İzmir Büyükşehir Başkan Adayı Özlale, 31 Mart’ta toplayacağı oylarla CHP’yi sandıkta olumsuz etkiler mi? Ya da başka bir ifade ile AK Parti’nin ekmeğine yağ süren bir tablo ortaya çıkar mı?”

Özgün yorumumuz şudur:

Siyaset’e meraklı olanlar; iyi bilir…

Genel seçim ile yerel seçimlerin dinamikleri farklı olur…

Mesela…

Yerel seçimlerde aday faktörü…

Daima “başrol” oyuncusudur!

Kentimizin yeni Reis’ini seçtiğimiz o sandıkta…

Daima…

Amansız yarış genellikle iki parti arasında geçer…

Bu durumda…

Seçimi kazanma umudu düşük olan parti seçmenlerinin bir bölümü…

Partilerden birini “ikinci tercih” olarak kenara ayırır!

Buna bağlı olarak…

Acaba?

İYİ Parti ve DEM…

Genel seçimlerdeki oy oranlarını koruyabilir mi?

Mesela…

İzmir gibi bir batı metropolünde…

İYİ Parti seçmeninin bir bölümü…

Eski merkez sağ özelliklere sahip olduğu için…

Veya daha anlaşılır haliyle…

Modern muhafazakar özellikleri benimsediği için…

“İkinci Tercih” büyük olasılıkla CHP olur…

Daha açık haliyle…

Bu tercih…

CHP’yi “beğenmekten” değil…

Büyük olasılıkla…

İzmir’deki hissedilir AK Parti karşıtlığından gerçekleşir…

***

Bitiriyoruz…

Dönelim iki saniye başa…

Ne demişti gelmiş geçmiş en büyük fizikçi Einstein?

“Ağzımızdan çıkan her cümle hatta beynimizden çıkan düşünceler bile tekrar bize geri dönüyor; bunu unutmayın!”

Kalpten inanıyorsak eğer…

O zaman…

Özellikle siyasetçilerin dilinden düşmeyen…

“Söz uçar, yazı kalır!”

Özlü sözüne inanmayacağız…

“Yapıyorum” dediniz mi; yüzde 100 yapacaksınız…

İşte…

İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı…

Bilim insanı Prof. Dr. Ümit Özlale…

Albert Einstein’ın sözlerine inandığı için…

Siyaset’in dikenli yollarında…

Daima…

“Sözüm söz…” diyerek yürüyor…

Ve…

Şaşırtmaya devam ediyor…

Nokta…

Hamiş: Hatırlayacaksınız; Ümit Özlale’nin adaylığı ilan edildiğinde, Başkan Tunç Soyer gazetecilere, “İyi bir akademisyen ama kuvvetli bir başkan adayı değil” demişti; Özlale, hiç karşılık vermedi…

Sonsöz: “Ben kazanmaya en yakın aday olduğumu biliyorum… Sokaklarda dolaştığımda, arka mahallelere girdiğimde bunu görüyorum… Kazanma iddiam her gün artarak devam ediyor… / Prof. Dr. Ümit Özlale – İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı…”