Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Bu ülkenin gen kaynaklarına sahip çıkmak
27 Mayıs 2016 Cuma

Küreselleş(tir)me örtük adıyla sürdürülen yeni-liberalizmin  birçok  saptırma ve yalanları vardır. Batı,üstünlüğünü sürdürmek, ancak aslında sömürgeciliğini meşrulaştırmak ve kendi ölçütlerini Doğu’ya kabul ettirmek için her türlü araçtan yararlanmakta, buna yardımcı olmak üzere Doğu’da ya da istilaya yöneldiği ülkelerde işbirlikçileri de kullanmaya devam etmektedir.

Bunların kimileri arasında, Uygarlığın kökeninin Antik Yunan olduğu tezi, Dünya Haritası Saptanması,İstila yerine Keşifler Yalanı, Emperyalizm yerine Demokrasi Getirme Yalanı, Bilgi Çağı Aldatmacası Yalanı,Uygarlık Ölçüsü yerine Batı Kültürünün Egemenliği ve Ölçütlerinin Kabulü, Ekonomik Tetikçilik ile Yönlendirme gibi konular  yanında  Batı Gen Kaynakları Üstünlüğü ve Çevre Ülkelerinin Değerli Gen Kaynaklarına Sahip Çıkmak  konusu sayılabilir.

Batı Gen Kaynakları Üstünlüğü Yalanı

Batı’da Sanayi Devrimi’yle birlikte bitki ve hayvan gen kaynaklarından kapitalist ölçülerde,salt miktarı artırma göz önünde tutularak yeni soylar ve hibrit soylar elde edilmiş ve edilmektedir.Çalışmalar, kamu, kamu+ tekelci şirketler ya da tekelci şirketlerce yürütülmüştür. Şirketlerin kimileri aynı zamanda ilaç üretimi de yapmaktadır.

Elde edilen bitkisel ve hayvansal soylara yeni pazarlar  bulmak için de , gelişmekte olan ülkelerin,Batı’nın istediği doğrultuda yönlendirmesi  de gerekiyordu. Bu amaçla, bir kısmı Batı’da yetiştirilmiş ya da Batı’dan birçok araştırma bursu ve/ ya da destek sağlanarak Doğu bilimcilerinde, “yerli bitkisel soylar (tohumlar) ve hayvansal soyları (damızlıkları)  ile artan besin talebini karşılamak olası olamaz görüşü egemen kılınmış”tır.

Örneğin Türkiye’de ağırlıklı olarak 1950 yıllarından itibaren önce yerli soylar ile dışarıdan ithal edilen kültür soyları arasında bir melezleme çağı başlatılmıştır. Hatta pek çok yerde melezleme ile bile de yetinilmemiştir. Yerli soylar yok edilerek kültür soylar yaygınlaştırılmıştır. Bu durum,bitkisel üretimde en yüksek düzeyde sahneye konulmuştur.

Günümüzde bunlara Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)’lar da eklenmeye çalışılmaktadır.

Sonuçta, yerli gen kaynaklarının saf yetiştirme ve seçilim ile miktar ve kalitesinin iyileştirilmesi çalışmaları büyük ölçüde sekteye uğratılmıştır.

Gelinen noktada, tohumculukta üretimin bir kesimi Türkiye’de de  yapılsa bile yerli tohumlar yerine ilaç ve gübre bağımlısı kültür tohumculuğa dayalı bitkisel üretim egemen olmuştur. Damızlıkçılıkta  da dışa bağımlılık sürdürülmektedir. Bununla birlikte, kimi bilimcilerin yerli bitki ve hayvan gen kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve kullanımı konusunda duyarlılıkları  belki çok geç kalınsa bile umut verici olabilir.Ancak bu umudun yeşermesi,iki konunun gerçekleştirilmesiyle bağlantılıdır. Bunlardan birisi, siyasal erkin bu konudaki tutumu ve uygulamalarıdır. İkincisi ise, bilimcilerin konuya karşı gösterdiği duyarlılıktır. Bunlardan birincisi yeterince güçlü değildir, tam tersine çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle Türkiye Tarımcılığı, Batı’nın denetimine geçmiştir.

 Bununla birlikte,Türkiye’de 2006 yılında çıkan yerli tohum satışının yasaklanmasını öngören yasaya karşı bir avuç yurtsever kimi belediyelerin desteğiyle yerli tohumlara sahip çıkarak Tohum-Takas  Günleri de düzenlemektedir. Etkinliklerde yerli tohumlar ücretsiz dağıtılmaktadır. Bu doğrultuda Prof.Dr.Tayfun Özkaya’nın emekleri dikkate değerdir.

Çevre Ülkelerinin Değerli Gen Kaynaklarına Sahip Çıkmak

Çevre ülkelerinin değerli gen kaynaklarına sahip çıkma ise emperyal Batı’nın başka bir görünümüdür.

Yunanların gen kaynağı Türkiye’de olan “Zağar”” köpeklerini kendi ülkelerinin ırkı olarak göstermesi buna örnek olarak gösterilebilir.Uzun yıllardan beri Anadolu Köpekler üzerine bir hayvan bilimcisi düzeyinde çalışmalar yapan Türk Köpek Irkları Koruma Islah ve tanıtma Federasyonu Kurucu Başkanı Doğan Kartay,27 Mayıs 2016 tarihli gazetelerde şunları söylüyor:

“Zağarların gen kaynağı Anadoludur.İyi koku alırlar,insan dostu,zeki,cesur,çevik,hızlı,dayanıklı ve özgür ruhludurlar.Yunanlar onları İtalya,İspanya,İngiltere ve İskandinavya ülkelerine yüksek fiyatlarla satıyor.Bu bir kültür(gen) hırsızlığı.Devlet önlem almalı.”

Kartay’ın son kitabı ise,”Günümüze Ulaşan Ata Mirası Canlı Kültür Varlığımız Çoban, İz Sürücü, Kovucu Yerli Köpek Irkları'mız Ve Türevlerinin Kökeni ''

Kartay’ın kutluyorum.Yurtseverliğin ne olduğunu bize gösteriyor. Yurtseverliğin bir  ölçütü de kendi ülkesinin gen kaynaklarına sahip çıkan çalışmalar yapmak ve kamuoyunda farkındalık yaratmak  değil mi?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Gözü kara’ lidere veda!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva