Kemal ARI
“Virüs, Mirüs” derken, günün içinden
15 Mart 2020 Pazar

23 Nisan için Berlin’e gidecektim.
Ulusal egemenlik ve çocuk bayramını anlatacaktım.
Ve Karacaovalı mübadillerin buluşması için de Çeşme Ildır’a…
Orada da konum, Mübadele’de “Açlık ve Ölüm”dü.
Ancak olmadı.
Koronovirüs salgını, her şeyi alt üst etti.
Amaan!
Olsun, ne yapalım!
Hayat böyle bir şey, inişleri de var, çıkışları da.
Allah sağlık sıhhat versin, yine olur; yine gideriz.
Ancak dünya olarak olağanüstü bir dönemden geçiyoruz.
Uluslar, yönetimler ve hatta bireyler sınavdan geçiyorlar. Hepimiz bir sınav içindeyiz aslında.
Öyle ya!
Bu belayı nasıl aşacağız?
Hepimiz biliyoruz: Sorun Çin’in Vuhan kentinde çıktı. 
Ve hızla Çin’i etkisi altına aldı.
Derken oradan sıçradı; bir baktık Kuveyt, İran, İtalya, Almanya, Fransa ve hatta ABD derken… Aa virüs ülkemize gelmiş.
Resmi açıklamalara bakılırsa, şu satırların yazıldığı ana kadar birbirleriyle ilintili beş ayrı vaka bulunuyormuş ülkemizde.
Umarız öyledir ve daha da yayılmaz!
İtalya resmen yere çakıldı; inşallah ölümler azalır ve ülkemize de bu dert hiç zarar vermez!
Tarihte çok salgınlar yaşamış insanoğlu. Örneğin Veba salgınları…
Ama ulus olarak ben önemli bir sınavdan geçtiğimize inanıyorum. Kriz yönetimi nasıl oluyor ülkemizde ve nasıl olmalı?
Toplumun genelinde gördüğüm eğilim; hiçbir siyasi ayırım yapmadan, o görüş, bu görüş sahibi ayırımcılığına gitmeden, Sağlık Bakanlığı’nın iyi çalıştığına ilişkin tam bir kanaat oluşmuş.
Güven çok güzel de, bazı eksiklikleri de görmezden gelemeyiz değil mi?
Örneğin, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı bir listeye bakılırsa, İzmir’de iki ayrı hastanede bu virüsün teşhisi yapılabiliyormuş.
Ya öteki hastaneler? Onların altyapıları ve laboratuvar olanakları ne?
Bunların derhal gözden geçmesi gerekiyor.
Bugün Kemeraltı’ndaydım.
Çoktan gözünden hasta olan ve evimizden çıkamayan babam, çok bunalmıştı; Kemaraltı’na alıp götürdük onu.
Aman ne içimiz açıldı, ne açıldı?
Bilmiyorum, bana mı öyle geldi; pırıl pırıldı her şey.
Belki virüsün etkisiyle olacak, çok kalabalık da değildi. Ancak güneş, Mart ayının büyülü atmosferinde öylesine bir gülümsüyordu ki tepeden; insana bir yaşam sevinci geliyor, umut aşılıyordu.
Hepimiz çok mutlu olduk.
İzmir’in gevreğinden yedik sıcak çaylarımız eşliğinde; yeni restore edilen yapılara yeniden bakındık…
Gezine gezine, Konak Meydanı’na geldik.
Çoktandır içimde bir eksiklik duyuyordum; eve kolonya almalıydım. Ancak bulamıyordum.
Gelmişken Tariş’e uğradım.
Bir kalabalık kuyruk oluşmuş önünde; insanlar kolonya almak için kuyruğa girmişler. Herkes virüsü konuşuyor. El yıkamanın, kolonya ile elleri ovmanın öneminden söz ediyorlar. 
Ancak iç içeyiz gene:
Hani en az aramızda bir metre mesafe olmalıydı?
Neyse; inşallah bunlar da yerleşecek kısa zamanda belleğimize.
Bir şeye seviniyorum:
İnsanımız genelde sabah uyanınca, akşam yatarken elini yüzünü sabunlayıp yıkar. Namaz kılanlarımız beş vakit abdest alır; ancak bunu sabun kullanımına da dönüştürmeliyiz. 
Üstelik kültürümüzde kolonya kullanmak çok yaygın; içinde alkol olup olmadığına bakmaz en dindar vatandaşımız bile; kolonya kullanmak geleneksel bir değere dönüşmüştür.
İnşallah bu derdi de aşacağız:
Elbette birlik ve bütünlük içinde…
Ancak bir şey ki beni çok rahatsız ediyor; televizyonları izliyorum, kadrolu tartışmacı arkadaşlar, yurttaşlar arasında görülen bu olumlu yaklaşımları görmüyorlar da takmışlar bir köşe yazarına, onun üzerinden ayırımcılık dilini kullanıp duruyorlar!
Geçin yahu!
Her şeyden siz anlayamazsınız, bunu artık çakın kafanıza.
Dış politika konuşuluyor, siz; gıda konusu konuşuluyor, siz; uzay sorunları konuşuluyor, siz…
Ve salgın konusu konuşuluyor, yine siz…
Ah, ah!
Bir de bu tür konularda normalleşebilsek; her şey çok iyi olacak da…
Ama arkadaşlar;
Yine de her şeye umutla bakmalıyız.
Çünkü bu ülke bizim ve ülkemizi çok seviyoruz.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva