Tayfun MARO
Türkiye geleceğini konuşuyor
24 Temmuz 2019 Çarşamba

Aslında ülkenin geleceğini etkileme potansiyeli taşıyan meselelerin doğru dürüst konuşulduğu falan yok. Genellikle söyleye geldiklerini tekrarlamak suretiyle konuşuyormuş gibi yapıyorlar. Başlığın öyle yazılması nezaketimdendir.

Sonunda beklenen oldu; Türkiye’nin bölgesinde seksenli yıllardan itibaren tarafı olduğu (BOP Eşbaşkanlığı gibi…) büyük değişim geldi kapıya dayandı.

Yaklaşan ayak seslerini ciddiye almıyorduk; şimdi, S-400’ü, F-35’iyle kapımıza yükleniyor.

Seksenli yılların başında, ASALA’nın varlığına son verilerek PKK’ya katılımının sağlanmasıyla başlayan süreç, Türkiye’nin başına geleceklerin habercisiydi. Böylece uluslararası sisteme bir koridor açıldı.

Eş zamanlı olarak, Cumhuriyet devrimine bağlı Atatürkçü kadrolarının devletten tasfiyesi ve ılımlı islama yol verilmesi; laik ve çağdaş olarak tanımlanan aydınlanmacı Cumhuriyet rejimine son verileceğinin açık işaretiydi.

Bu olan bitene “transformasyon” da dedik. Ve çok geçmeden postmodern müslümanlar zuhur etti…

Seksen darbesinin koşullarında, vasatlar rejimi kurulmuştu. Verilen mesaj çok açıktı; Cumhuriyet devrimi son bulacak, yeni bir devir başlayacaktı… Bu devir, Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılış süreciyle mütecanis olacaktı.

Aradan yaklaşık kırk yıl geçti. Bölgeyi yeniden dizayn eden Batı, bunu göstere göstere yaptı. Ve şu anda, yeni bir aşamaya geçişin bütün belirtileri ortaya çıkmış bulunuyor.

Türkiye’nin kırk yıllık teslimiyetini görünür kılan sonuçlar aynı zamanda elimizdeki verilerdir.

İran, Irak, Suriye ve doğu Akdeniz havzasında yaşana gelen sorunların ve çatışmaların önemli parçası haline gelen Türkiye, daralan çemberin baskısı altında…

Seçenekler ise hayli sıkıntılı;

Batı normlarında demokratik yaşama karşılık, ABD ve AB’nin yeni Ortadoğu planına boyun eğmek, doğu Akdeniz havzasında taviz vermek…

Veya Doğu bloku ülkeleri ile güçlü ittifaklar oluşturarak direnmek…

Tabii ki aklımızda sorular var;

Türkiye, bu saatten sonra toplumun kahir çoğunluğunun desteğini alarak uluslararası arenada sıkı bir pazarlığa oturabilir mi? Zorlu bir diplomatik maratona hazır mı?

Dahası alacağı ulusal yararı önceleyen kararların bedelini ödemeye bu toplum hazır mı?

Hepsini yaşayıp göreceğiz.

Bizi ayrıştıran meselelerimiz üzerinde mutabakat sağlamanın zarureti ortada iken, ne yazık ki bu meseleleri yeterince ciddiye alamadık. Görünen gerçek; Dünya umurumuzda değil.

Gerçek yürüyor; Birinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda kurulan Dünya düzeni ve çizilen sınırlar, küresel düzenin gerektirdiği biçimde yeniden inşa ediliyor.

Ve karşımızda, “Bir haftada on milyon insan öldürmek istemiyorum” diyen bir zihniyet var. Yani karşılıklı müzakereden ziyade çok acımasız bir dayatma söz konusu.

Bu insanlık dışı tavırdan korkmalı mı? Evet, hem de çok korkmalı. Bu zihniyet, iki Dünya savaşında, kayıplarla birlikte yaklaşık 100 milyon insanı öldürdü.

Yönetilen süreç oldukça kritik ve galiba ehil ellerde değiliz.

Tanrı hepimizin yardımcısı olsun…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Sarı Çizmeli Memed'A. 25 Temmuz 2019 Perşembe 14:30

Saptamalarınız yerinde Sn. MARO; "ehil ellerde değiliz" ve "dünya umurumuzda değil" gibi... Bu durumda "uluslararası arenada sıkı pazarlıklar" ve "ulusal yararı önceleyen kararların bedelini ödemeye hazır toplum" beklentileri, hayalden öte gitmiyor/gidemiyor.

Yorumu oyla      4      5  
ali rıza yılancı 24 Temmuz 2019 Çarşamba 21:59

bugünkü yönetim emperyal güçlerin plalanının uygulayıcısı, lozanı uydurdular bugün sıkıntısını biz çekiyoruz diyen 19 adet adanın işkaline ses etmiyor. bu halktan da hala %35-40 gibi destek görüyor.

Yorumu oyla      4      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
47 yıldır karanlıktaki 'katliam!'
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva