Türkiye’de temel sorunlardan biri; “farklı kimlik, nitelik ve özelliklerle nasıl bir arada yaşarız?” konusu.

Son dönemlerde hep yazdığım gibi “siyasetin öfke, tepki ve ötekileştirici” dili nedeniyle daha çok öfke, daha çok şiddet, daha çok çatışma yaşasak da “bir arada mutlu - huzurlu günler geçirme özlemi”ni de kaybetmiyoruz; çok şükür!

Farklı sesler hep bir umudu seslendiriyor; siyaset hep tersinden nemalanmak istese de!

Israrla, bıkıp - usanmadan, hatta biraz arsızca..

Ben dahil “sevgi dilinde uğraş verenlerin” akıbeti de; ya dışlanma, ya iftira ve hakaret, ya da “canım boşver sende” sendromu!

Elime muhteşem bir rapor geçti; 67 il ve 286 ilçe, 2132 kişi kapsamlı; BAYETAV (Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırma Vakfı) imzalı. “Kutuplaşan bir toplumda (yani biz) bir arada yaşama kapasitemizi” irdelemişler.

Çalışmanın başlığı; Türkiye’‘de bir arada yaşarız araştırması.
KONDA ve ŞAM Danışma destekli çalışmayı saygın bilim insanı Ferhat Kentel kaleme almış.

Dedim ya; özenli, kaliteli, değerli bir çalışma.
Sivil toplumdan beklenen niteliklere sahip..
Kutluyorum.
Kadın ve gençlerin “bir arada yaşama kültürüne katkıları”nın altını bir daha çizerken, araştırmanın  bazı özel notlarını paylaşmak isterim:

Yaşam tarzı grupları farklı insanlar saygı bekliyor.

Kimlikler ayrışma değil, tanınma istiyor.

Okul; bireylerin kişiliğinin gelişmesine saygı gösteren bir kurum gibi görünmüyor.

Toplumun yüzde 85’i güçlü bir lidere ihtiyaç olduğunu söylüyor. Ancak bu lider otoriter değil, sorun çözecek pratiklikte olmalı.

“Biz bize yeteriz, diğer ülkelerle ilişkimizi kesmeliyiz” yorumuna yüzde 75 karşı.

Kutuplaşma nedenleri arasında geçmişin yükü önemli yer tutuyor.

İnsanlar siyasal bağlantılarına kutsallık atfedip inanabiliyor.

Hafıza travmalarla dolu. Bugünkü öfke, hınç ve hüsran duyguları bu yüzden. Aşmanın yolu hep beraber yüzleşmek.

Geçmişte herkes acılar yaşadı. Bunları açmanın anlamı yok.

Siyasi kavgaları bir kenara bırakıp, soluduğumuz hava, içtiğimiz su ortak meselemiz olmalı. Doğayı ciddiye alırsak bir arada yaşamak mümkün.

Önce adalet.