Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Tarımı yeniden canlandırmak/3
20 Ocak 2020 Pazartesi

“Tarımı Yeniden Canlandırmak/1 ve 2” adlı  yazılarımda Tarım ve Ormancılık Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin, 18-21 Kasım 2019 tarihleri arasında Ankara’da “Tarım  Şurası”’ndaÜlkemizde bulunan 3.2 milyon hektar atıl tarım arazisinin üretime kazandırılması” konusunda bir açıklama yaptığını yazmış  ve  buradan yola çıkarak  “Çiftçilerin yeniden topraklarını işlemesine geri dönüşü nasıl sağlanır? konusunda; Desteklemelerde  Hedef Kitle, Aile İşgücü Temelli Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Olmalı, Tarımda Kooperatifleşmeye Destek Verilmeli ve Sanayici Olmaları Sağlanmalı, Tarımsal Kitler Yeniden Kurulmalı, Gıda Egemenliğinin Korunması İçin Finans Örgütlere Karşı  Tavır Geliştirmeli, Dış Ticarette Gümrük Fonları İç Pazarı Koruyacak Şeklinde Düzenlenmeli, Tarımsal ARGE ve Eğitimi Yeniden Düzenlenmeli ve Bölgesel Anlaşmalar Yapılmalı ”şeklinde ön önermelerde bulunmuştum.

Bu yazımda “Tarımsal Üretim Planlaması” üzerinde duracağım.

Çünkü, yukarıda sıralamaya çalıştığım  önermelerin  yanı sıra     3.2 milyon hektar tarım arazisinin atıl duruma düşmesinin  nedenlerinden birinin de , “Tarımsal Üretim Planlaması”nın  eksikliği ya da yokluğu olduğu  gözlemlenmektedir.

Ülkemizde gerektiği gibi ürün planlaması yapılamamakta, üretim kararları genel olarak bir önceki yılda oluşan ürün fiyatlarına ve/ ya da  alışkanlıklara göre verilmektedir. Türkiye’de para eden ürün neyse çiftçiler o ürünü ekmekte  ya da yetiştirmekte ve plansız   üretim çiftçilerin aleyhine  bir durum yaratmaktadır. Sonuçta çiftçi hem toprağını ekmekten uzaklaşmakta, hem de ithalatın kapısı açılmaktadır.

Planlama Nedir?

Planlama,kısaca sınırlı kaynakların, belirli bir amaç doğrultusunda, hangi yönde ve nasıl kullanılacağını sonuçlarıyla  birlikte göstermek demek.

Planlama verimliliği artırdığı gibi, kısıtlı olan üretim  etmenlerin ekonomik kullanımına da olanak sağlar.

Planlama yardımıyla  tarımsal üretimde de çiftçi hangi ürünlerin nasıl ve ne miktarlarda üretileceğine doğru karar verebilir.

Çiftçi üretim planlamasını nasıl yapar?

Bitkisel üretimde; arazi tipini, ekeceği tohumda ne kadar  ürün alacağını,tarımsal girdilerin durumu ya da maliyetini,hava koşullarını, ürün fiyatlarını, gıda talebini, sermaye ve üretim maliyetini,hayvansal üretimde de; yetiştireceği hayvanın türü ve ırkını, alacağı ürün miktarını ve üretimde kullanacağı girdiler gibi birçok  etmene bağlı olarak üretim planlamasını yapmaya çalışır.

Bunların yanısıra  giderek gözlemlenen küresel ısınma, yer altı sularının yanlış kullanımı ve altyapı (baraj, sulama göleti vb.) yetersizliği nedeniyle tarımsal sulamada yaşanan önemli sıkıntılar da  söz konusudur.

Çiftçi bu  etmenlerin kimilerini ölçebilir ve sayısallaştırılabilir, ancak bunların bir kısmının  gerçeğe yakın bir şekilde öngörmesi zordur.

Çiftçinin kendi dışındaki çok sayıda etmen,sağlıklı bir  üretim planlaması yapmasını sınırlar.

Çiftçi Üretim Planlamasını  Nasıl Yapmalı?

Tarımsal üretim planlaması, birbirinin tamamlayan iki süreç içinde yapılabilir.

Birincisi işletme sahibi çiftçinin yapacağı planlamadır. Bu planlamada  tarımsal işletmenin aşağıda belirtilen özellikleri dikkate alınmalı:

-Tarımsal üretimin amacı: En yüksek gelirli  ya da en az masraflı üretim

-Üretimi  etkileyen kısıtlayıcılar: Sahip olunan + kira arazi,  hayvan varlığı,sermaye + kredi olanağı,aile işgücü, geçici işgücü,traktör ve ekipman varlığı, pazarlanabilecek üretim miktarı

-Hangi ürünlere ya da hayvan türleri ve hayvan ırklarına yer verileceği: Yüksek gelirli ürünler, düşük girdi isteyen ürünler,çevredeki çiftçilerin tercih ettiği ürünler, kolay pazarlanabilen ürünler, daha önce ürettiği ürünler

Genel ve Bölge Ölçekli Tarımsal Üretim Planlanmasında Nelere Dikkat Etmeli?

Tarım işletmesi dışında planlama yapılırken, ekonominin tümü açısından genel bir planlamanın yanısıra, belirli bölgeler, sektörler ya da ürünler açısından da mikro ölçekli planlamalar da dikkate alınmalı.

Bu boyutlu planlama ile geri bölgelerin bölgesel tam istihdamı sağlayacak üretim düzeyine ulaşmaları, gerek ülke içinde gerekse uluslararası piyasalarda, varolan koşullar çerçevesinde rekabet edebilmeleri sağlanmalı.

Bu planlamada bölgelerin bitkisel ve hayvansal üretim konularında ihtiyaçları tespit edilmeli,  alternatif ürünlerin üretilmesi ile ilgili çalışmalar da dikkate alınıp ürün planlanması yapılmalı.

Çiftçi dışında tarımsal üretim planlamasında ;sırasıyla Tarım Bakanlığı, Sanayi ve Ticari Sektörlerin Temsilcileri ,Üniversite  ve /ya da araştırma  kurumları,  kooperatifler gibi kurum ve kuruluşlar görev almalı.

Bu amaçla “Bir Ürün Planlaması Üst Kurulu” kurulmalı.

Ancak bu  üst kurulda da çiftçi örgütleri temel bileşenlerden bir olmalı.

Sonuç olarak Tarımsal  Üretim Planlanması;

-Bitkisel  ve hayvansal üretimde arz noksanı ya da fazlasının önüne geçmek,

-Arazi ve ya da bu arazi varlığı içinde hayvan varlığı ve bu üretimde kullanılan diğer girdilerin israf edilmesini ya da azalan verimlere maruz kalmasını önlemek,

-Tarımsal üretimde, üretim potansiyeli olduğu halde, piyasa bilgisizliği ve üreticilerin yanlış ve tutarsız tercihleri ile yeterli miktarda üretilmeyen ürünlerin kıtlığı ile karşılaşarak  ithalata yönelmemek,

-Temel gelir kaynağı bitkisel ve ya da hayvansal  üretim olan geri bölgelerin hedefledikleri gelir miktarının daha yüksek  düzeyde gerçekleşmesine sağlamak

açısından zorunludur.

Böylelikle;

-Birim tarımsal işletmenin olduğu kadar her bölgenin kendi bilgi birikimi ve içsel özelliklerine göre en  iyi olduğu ürün,  ülkenin talep miktarına göre üretilmeye başlanılır. Dışarıdan ithal edilen ürünlerin içeride üretilmesi de planlanır.

-Tarımsal ürün talebinde bulunan diğer bölgelerin tüketici tercihlerine göre üretim yapılması sağlanır.

Türkiye’de Tarımsal Üretim Planlaması’nın  yetersizliği ya da yok olmasından dolayı  ortaya çıkan olumsuzluğa pamuktan bir örnek verelim.

Pamuk,tekstil sanayimize sağladığı katma değerin yanında, çiğidiyle yağ sanayisi, linteriyle de kağıt sanayisine ham madde sağlayan bir ürün.

Ülkemizde,yaklaşık 5.2 milyon dekar alanda, 2-2.5 milyon ton kütlü pamuk üretiminin  yapıldığı,ancak üretimin tüketimi karşılama oranının yıllara göre yüzde 50-60'larda kaldığı,aradaki farkın ithalatla karşılandığı bildiriliyor. Türkiye Ziraat Odası Başkanı Bayraktar;2008-2018 döneminde 14,8 milyar dolar dövizin pamuk ithalatı için harcandığını  ve  bu paranın ülke çiftçimiz yerine yabancı ülkelerin çiftçilerine  kaynak aktarıldığını söylüyor.

Özetle, tarımsal üretim planlaması ile, diğer önermelerle birlikte fiyat ya da üretim miktarı dengesizliğinin ülke ekonomisine  getireceği olumsuzlukların önlenmesi söz konusu olabilecektir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC misafir 21 Ocak 2020 Salı 22:28

Asıl sorun tarımı yeniden canlandırmak değil, tarımı yeniden canlandırma niyetinde olmaktır bana göre. Nedeni ise çözümün teknik kısmı haricinde ortalama bir akla sahip olan herkes sorunu ve çözümü genel hatlarıyla ifade etmekte ama nedense erk sahipleri bu yönde adım atmamakta (Soruna ve çözüme dair öngörüye vakıf olduklarını düşünerek) olduklarını görüyoruz çünkü bunun öngörüsüzlükle ve bilgisizlikle alakalı olduğunu sanmıyorum. Neden çözüm üretmediklerini merak ediyorum? Bu sorunun çözümünün asıl temel noktası budur, bu sorunun cevabı çözümün de aynı zamanda cevabı olacaktır bana göre. Şunu iddia ediyorum ki; tarımı okuma yazma bilmeyen bir çiftçinin eline tek yetkiyle bıraksanız ülke tarımı şimdiki halinden çok daha iyi durumda olacağına yürekten inanıyorum.

Yorumu oyla      4      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva