Tayfun MARO
Siyasi aklın sefaleti
31 Mayıs 2019 Cuma

1789 Fransız İhtilali’nden sonra kapitalistler, halkları hesaba katmadan ülkeleri yönetemeyeceklerini gördüler. Çözümü, demokrasi ile yönetmekte buldular.

“Halk için, halkla birlikte yönetmek” fikri bir ölçüde, sloganı ise çok tuttu…

Fakat zamanla halklardan iyice sıkılan kapitalistler, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren, halkları devre dışı bırakmanın yollarını zorlamaya başladı.

Demokrasilerde temsil ve katılımcılık ilkelerini dejenere ederek işe başladılar. Ardından,  halklar, seçmen adı altında bir tür notere dönüştürüldü; Muktedirlerin kotardıkları işleri ve işaret ettikleri adayları onaylayan göstermelik güç…

Bu değişim sürecinde, siyasal partiler, sistemde toplumu etkisizleştirmenin etkin unsuru olarak konumlandırıldılar.

Çok parayla yapılır hale gelen siyaset, halk ile siyaseti birbirinden ayırdı. Böylece halksız demokrasiler zuhur etti. Halkın siyasete katılımı gösteri ve görüntüden ibaret kaldı.

Siyasetin finanse edilen bir olgu olarak insanlık durumuna yaptığı kötü etki, efendiler ve gönüllü köleler demokrasisini mümkün kıldı.

Ne ki bu yönetim biçimi, “mümkün olanın en iyisi” olarak kabul görüyor. Algının sefaleti…

Algı yönetimi, insan aklıyla dalga geçmenin kitabına uydurulmuş halidir. İnsanı budala yerine koyarak söylenenler, günümüzde, siyasal diskurun kendisi oldu.

Ve siyasetçi denen insan cinsi, türünün belki de en kötü örneği olma yolunda hızla ilerliyor. İlerleme ve gelişmenin kötü  ürünleri…

Böyle siyaset, böyle siyasetçi, böyle siyasal partilerle hemhal aşağılığın da aşağılığı iktidar paylaşım mücadelesi, ilerleme ve gelişme ile parlatılıyor.

Sonuç; İnsanlık durumunun perişanlığı…

Siyasal mücadele, iktidar düşkünlerine iktidar alanı üreten mekanizmaları harekete geçiren dürtü işlevi görüyor. Sözüm ona kurtuluş adına sürdürülen bu mücadele sayesinde, muktedirlerin önünde sürgit diz çöküyor insanlık. Uygarlık durumunun sosyal mücadeleler faslı… Veya ezilenlerin hüsranı…

Efendilerinin himayesinde kurtuluş mücadelesi olur mu?

Olmaması gerekir ama oluyor işte! Sağcı, solcu, muhafazakâr, milliyetçi, sosyalist, liberal, otoriter, demokrat, büyüklü küçüklü bir sürü efendi; Düşüyorlar önümüze, “takılın peşime, sizi kurtarayım!” diyorlar. Biz sıradan ölümlüler de safiyetle düşüyoruz peşlerine…

İnsanlığı yönetme arzusuyla yanıp tutuşan efendiler, bu küstah girişimi siyasetle allayıp pullayıp insanı teslim alırken, köleleşmiş toplumlar da kurtulmayı bekliyor. Umut dedikleri…

Ne yazık ki Aydınlanma fikrine hayli yabancı olan siyasi elitimiz ergin olmamakla malul olduğundan, tuttuğunu yönetiyor.

Oysa yönetenlerden beklediğimiz, insanı değil, süreçleri yönetmesidir. Tabii ki kamu kaynaklarına çökmeden…

Siyaset ancak o zaman insanlık durumunu iyi kılacak etki yapabilir.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC misafir 31 Mayıs 2019 Cuma 20:01

Sırtındaki keneleri dostu sanan bir canlı; başında, değnekli bir çobansız yapamayan bir sürü olmuş toplum... Bu derde nasıl deva üretir?

Yorumu oyla      6      6  
Sarı Çizmeli Memed'A. 31 Mayıs 2019 Cuma 13:24

"Siyasetçi denen insan cinsi, türünün belki de en kötü örneği olma yolunda hızla ilerleme" aşamasını geride bırakalı nice oldu Sn.MARO; çoktan "en kötü örneğe" dönüştü. Hele ki ülkemiz siyasetçisi..

Yorumu oyla      5      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva