Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Organize gıda perakendeciliğinde yük kimin sırtında?
3 Ekim 2014 Cuma

Organize gıda perakendeciliğinde de üretici kuruluşlar, marketlerin tam denetimine girmiş durumda. Bunlar, marketlerin çeşitli adlar altında kendilerine getirdikleri maliyet yükünü karşılamak zorunda kalıyor. Bu maliyet yükünden dolayı, marketlerini istediği ölçüde yerine getirmeyen büyük sanayiciler bile sıkıntı içine giriyorlar. 
Bilinen bir şey var; marketlerin üretici kuruluşlar üzerinde oluşturduğu ek maliyetlerin bedelini, üreticiler ve tüketiciler ödüyor. Üretici kuruluşlar bunun farkında, ancak tüketiciler sorunun henüz farkında değiller.

Perakende Yükü Nelerden Oluşuyor?
Gıda firmaları, perakende kanalındaki marketlerin raflarına girmek için birçok bedeller ödüyor. Nedir bunlar? Sıralayalım;

Birincisi; Raf bedeli. Perakendecinin büyüklüğü ve mağaza sayısına göre raf bedeli ortalama 50 bin dolar ya da Euro civarında. Raf bedelinin kimi ürünlerde 1 milyar doları bulduğu bildiriliyor.
İkincisi; Bedava ürün. Bir üretici firma ilk kez ürününü market raflarına sokmak durumundaysa, perakendeciye bir miktar bedava ürün vermek zorunda. Bedava ürün bedelinin 500 bin TL’ye kadar çıktığı söyleniyor.

Diğer bedeller arasında; Gondol bedeli (sırt sırta oluşturulmuş ve ortada bir ada gibi konumlandırılmış self servis tezgahı için ödenen bedel), Türkiye’de açılan mağaza bedeli, ürün çeşidinin azaltılması, ürün bedelinin önceden belirlenmemesi, borç faturası, özel markalı ürün bedeli (private label) sayılabilir.

Pazarlamada Perakende Bağımlılığı Kimin Sırtında?
Yinelersek, gıda firmalarının büyük marketlere bağımlılığı, her geçen gün sayısı artan yeni marketlerle artıyor. Maketler de tüketicinin alışveriş davranışını değiştirmiş. Tüketiciler, semt pazarı ve bakkal yerini bütün gereksinmelerini marketlerden karşılamayı tercih eder duruma getirilmiş. Çoğu insan zaman ve kalite-fiyat karşılaştırması olanağı bulduklarını sanarak alışverişlerini buralardan yapıyor. Peki, bu durumda, marketlere mal satmak durumunda kalan gıda firmaları ne yapıyor; karından zarar ediyor mu sanıyorsunuz? Buna inanalım mı?
Elbette, gıda firmaları da bunun bedelini çiftçilerden, üreticilerden çıkarıyorlar. Sebzeyi, meyveyi, sütü, eti, kısaca işledikleri bütün ürünleri en ucuza almanın yollarını buluyorlar. Sözleşmeli tarımdan da yararlanarak ürün alış fiyatlarını kendileri belirliyorlar, kimi zamanlar ürünleri yok pahasına kapatıyorlar.

Bir başka deyişle, kabak, hakiki üreticinin (halk deyişiyle müstahsilin) başında patlıyor. Sonuçta, üretici giderek fakirleşiyor, boğaz tokluğuna çalışıyor.

Tüketici de bu sorundan üreticiler kadar payını alıyor. Örnekleyelim; çiğ sütün fiyatı düştüğünde pastörize ya da dayanıklı sütün raf fiyatlarına ne oldu?

Çözüm var mı?
 Elbette var.

Birincisi; tarımsal amaçlı kooperatiflerin aynı zamanda sanayici olması. İkincisi de; kooperatiflerin ürünlerini kendi kuracakları satış yerleriyle tüketicilere ulaştırmaları.
Bir başka yol da, ürünlerini kuracakları satış ağlarıyla semt pazarları ve bakkallarına ulaştırmaları. 
Bir başka model de Topluluk destekli tarım (TDT) modeli . Bu model çiftçi ve tüketiciler arasında “yerel dayanışma ortaklığı” olarak tanımlanabiliyor.Bu oluşumlar için girişim çiftçiler ya da tüketicilerden başlatılabilir.

Ancak bu modeller henüz emekleme aşamasında.

Temel konu büyük çoğunluğun yönlendirildiği gıda perakendeciliğinde ortaya çıkan tekelleşme ve yabancılaşmanın nasıl kırılabileceği. Kimileri henüz çıkmamış ‘’Marketler Yasası”na umut bağlamış. Bu mümkün olabilir mi?

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen 5 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva