İşte biz böyle konumlarda...

"Açılım" ve "değerlendirme" toplantıları yapardık!..

Beklenmedik bir "sıkışıklık"; olağan üstü toplantı gerekçesiydi!..

Örgütsel çalışma bizim her şeyimiz; yarınlara güvenle bakışımız; mesleği sahiplenmemizin adıydı...

Birlikte güçlü...

Birlikte varlığımızın adı...

Geleceğe ışık tutan varlığımızdı!..

X

Meslek dayanışmamızdan söz ediyorum...

Gazetecilikten...

Gazeteciliğin meslek örgütlerinden...

X

Mesleğe ve mesleki örgütlenmelere bakış açım...

Başlangıçta ne ise...

Bugün de aynıdır...

Örgütlü, güçlü, haklarını savunan, tavizsiz, savaşımcı...

İşçi haklarından ödün vermeyen; kazanılmış haklarının yılmaz savunucusu olduğu gibi...

Yasal düzenlemelerin takipçisi, asla ödün vermeyen bir mesleki örgütlenme üyesi...

Adı, mesleğe başlangıçta konulmuş işte!..

Daha ne dersiniz, bilemem ki!

X

Yıllar yıllara eklendiğinde...

Koşullar farklı koşulları yarattığında...

Ve her insan kendine göre koşullar belirlediğinde...

Değişmez mücadele!...

İş savaşımı...

Hakların savunumu...

Örgütünü koruma mücadelesi...

Hiç değişmez...

O kavga; o mücadele eğer bir emek örgütünün yaşam mücadelesiyse hiç değişmez ve bitimsizdir!..

Çünkü sınıf mücadelesidir!..

X

Bağışlayın!..

Bu kez bizden bir örgütlenmeye getireceğim sözü...

Türkiye Spor Yazarları Derneği'ne...

"Ne alaka" diyenleriniz de çıkacak kuşkusuz; "hele bir anlat" diyenleriniz de!..

Öyle ağdalı sözler edip, iç sıkıntılarımızı size aktarmak değil derdim...

Ama bir kaç söz edesim var...

Çünkü, geleceğin ufkunu açmak için...

Genç kuşaklara bir şeyler aktarabilmek için mesleki ödevlerimiz var bizim...

Unutulmasın "Gençler" için diyorum!..

Anlayana!..

X

Mesleki örgütler...

Ne kuşaklar arası fark yaratmak...

Ne de kavga yaratmak için vardır....

Meslek örgütler, küskünlük yaratmanın, görüş karşıtlığı ile bölünmenin de asla ve asla odak noktasında olacak kurumlar değildir!..

Bizim örgütlerimiz ancak sınıfsal mücadelesinin peşinde ve üyelerinin hizmetindedir...

Ya Türkiye Spor Yazarları Derneği?

Nasıl oldu da bir kavganın, tartışmanın odağına oturuverdi? Kimler, niçin buna izin verdi ve kimler bu ateşe odun taşıdı?

Bu sorulara yanıt verilemeyecek bir genel olağanüstü genel kurul yaşandı ve tartışmaların odağındaki genel başkan, suçlamaları ve kendisine yöneltilenleri salt tartışma noktasında bırakan isim Oğuz Tongsir, önceleri kendisine karşı çıkan(!) bir grubun olağanüstü desteğiyle yeniden seçildi...

Ne mutlu!..

X 

Ama ortada sorunlar yumağı duruyor...

Yanıtlanmamış sorular duruyor...

Genç kuşağın bir mesleki örgütlenmenin kendisine yarın için neler getireceği sorgulaması bir yana, hiç bir eleştirel bakışa kulak asmadan "bakışı" duruyor!...

Daha doğrusu...

"Meslek elden gitmiş de nereye gitmiş?" sorusu yanıt bekliyor arkadaşlar...

Haberiniz var mı?

X

Daha geçen hafta...

Mesleki kaygılarını getirip, köşe yazarlığına "Paydos" dediğini  ibretle okuduğum Umur Talu'nun sözleri bir rüzgar gibi geçti içimden!..

TSYD Olağan Genel Kurulu'nda gördüğüm tablo...

Yaşadıklarım...

Ve geçmişten birikimim...

Örgüt dağarcığının daraldığının belgesiydi...

Biz ya "amigo" sistemli spor yönetimleri ortamına teslim olacağız...

Ya kendi sistemimizi yaratıp "bilimsel spor yöneticiliği"ni geliştireceğiz...

Kişiye dayalı "propaganda"lara amigoluk spor gazeteciliğinin yarınlarını köreltir!..

Ya etik yöneticiliği savunacak ya da yarınlarınıza "ekonomik bakış" yöneticiliğinin yanında olacaksınız!..

Sizin elinizde!..

Siz neyi seçtiniz farkında mısınız?

Yolunuz açık olsun!..