Nedim ATİLLA
Kültürpark’ın Romanı
7 Eylül 2018 Cuma

Necati Cumalı’nın Aşk da Gezer adlı romanı, belki de Kültürpark’ı içeren en yoğun tek roman örneği imiş. Bunu üç yıl önce yitirdiğimiz arkeolog dostumuz Şükrü Tül’den öğrenmiştim. Öykü İstanbul’da başlar. Arkeoloji öğrenimi gören Ergun Uğurlu’nun yaşamı yazdığı bir tiyatro oyunu ile değişir. “Türkan’ın Kısmeti” adlı oyunu bir süre İstanbul’da izleyici ilgisi gördükten sonra Ergun, tiyatro yaşamının içinde bulur kendini.

İzmir’e yakın bir çiftlikte oturmaktadır ve Fuar günleri gelince, kente gelecek tiyatrolarla, daha doğrusu sanat çevresinden insanlarla ilgilenmektedir:

“1967 yılında, fuarın açılmasına bir gün kala, akşam üstü, Ergun yeni dostlarından tanınmış aktör Bülent Kardam ile beraberdi. Önlerinde yarıladıkları bira bardakları, Kültürpark’ta Ada Gazinosu’nda, en yukarı setteki masalardan birinde oturuyorlardı. Ergun’un en sevdiği günler başlıyor, sokakları yavaş yavaş doluyordu İzmir’in. Eylül sonlarından Mayıs başlarına kadar, kendi açısından boşalmış saydığı İzmir’e haftada bir inerdi ancak. Mayısta, İstanbul ile Ankara’da mevsimi kapatan tiyatrolar, birer ikişer İzmir’e gelmeye başlarlardı. Tiyatroların gelişleriyle Ergun kış uykusundan uyanır, tiyatro yazarı olarak bir başka yaşama dönerdi. Temmuz girerken, fuarın açılacağı güne kadar koskoca Kültürpark, restoranları, gece kulüpleri, değişik oyun yeriyle onların olurdu artık. Ergun, çoğu içkiyi, arkadaşlığı seven, yaşamayı İzmir’in hesaplı - kitaplı tüccarlarından, dar sınırlı dünyaları içinde tutsak yaşayan, yetişmeleri yarım kalmış aydınlarından, başka türlü anlayan bu hoş çocuklarla, her gün her saat bir arada görünürdü Kültürpark’ta…” (Aşk da Gezer, s:13-14)

Ergun yalnızca tiyatro sanatçısı dostlarıyla değil, Fuarın hazırlığı için gelen ressam ve heykeltıraşlarla da ilgilenmektedir. Fuar açıldıktan sonra da ressamlar ve heykeltıraşlar İstanbul’a çekilmekte o, bu kez tiyatrocular ve müzisyenlerle baş-başa bir yaz sonu yaşamaktadır.

Fuarın pek çok kez açılışına tanıklık eden Necati Cumalı, romanın örgüsü içinde bu ayrıntıları en iyi biçimde betimliyor: 

Fuar bir yarış tabancası patlamış gibi açıldı. Binlerce kişi açılış saatini beklemiş koşuşuyordu. İzmir’e bağlanan bütün karayollarında otobüsler salkım saçak doluydu. Daha sık kalkıyorlardı çıkış yerlerinden, şoförler yollarda daha hızlı sürüyorlardı arabalarını. Uçaklar, vapurlar, trenler dolu geliyorlardı İzmir’e. Büyük küçük bütün taşıtları dolduran yabancılar kalabalığı, bakanın nutkundan sonra açılan kapılardan bir solukta taşırdı adeta Kültürpark’ı. Bir gün önce ancak çalışanlarla, bazı lokallerinin gediklilerinin uğradığı parkta, bu kalabalık, sinema, vapur çıkışlarında olduğu gibi dirsek dirseğe, omuz omuzaydı şimdi.

Kadınlar erkekler enselerinde birbirlerinin soluklarını duyarak, ayaklarını başkalarının basmalarından kollayarak dolanıyorlardı. Her köşe renk, ışık içindeydi. Kırkı aşkın yabancı devletin pavyonlarını uzun bir dünya gezisine çıkmanın tadıyla geziyorlardı.

Lunapark bir bayram yeriydi. Büyük dolabın dönüşü fuarın neresinden bakılırsa görünüyordu. Atış yerlerinde yara aldıkça batan gemilerin, devrilen av hayvanlarının, ölen vahşilerin çıkardığı madensel tıkırdamalar, elektrikli otomobillerin çarpışmaları, eksenleri ucunda havalanan uçakların inip kalkmaları, ölüm kulesinde dönen motosikletlerin cehennemsel gürültüsü, kahkahalar, gülüşler, sevinçli konuşmalarla karışıyordu.

Ayakta yiyecek satan bütün yerlerin önünde kuyruk vardı. Bütün oturulacak yerler, lokantalar, gazinolar, gece kulüpleri, tiyatrolar, sirk doluydu…” (Aşk da Gezer, s:54)

Necati Cumalı romanında Kültürpark’a ilişkin çok özel adresleri de veriyor: “Otelin önünde Sevgi, Nursen’in koluna girdi. Vasıf Çınar Bulvarı’ndan Kültürpark’a doğru yürüdüler. Fuara gidiş saatleri başlamıştı İzmirlilerin. … Görevlilere özgü giriş kartlarını göstererek bilet almadan Kültürpark’a girdiler. Önce saat kulesinin altındaki dondurmacı Ömer Ağa’ya uğradılar. Birer külah dondurma aldılar. Dondurmalarını yalaya yalaya açık pavyonları dolaşmaya başladılar...” (Aşk da Gezer, s:92)

Romandaki kişiliklerin üyesi oldukları İ.S.T., Fuar Açıkhava Tiyatrosu’nda temsiller vermeye gelen bir topluluktur. Romanın sarmalı, bu tiyatronun üyesi oyuncular ve başka tiyatro sanatçıları arasında geçen ilişkiler biçiminde gelişmekte, bir yandan da Necati Cumalı, Kültürpark/Fuar arka planını ustalıkla kullanmaktadır: “Lunapark’ın kalabalığına karışınca unuttular Kemal ile Rengin’i. Atlı karıncaların, elektrikli otomobillerin, dönme dolapların, salıncakların önlerinde dura dura gelişi güzel dolandılar. Açık büfelerin birinde ayranla sandviç yiyerek açlıklarını kırdılar. Tiyatroya geldiklerinde saat yedi buçuk olmamıştı daha..” (Aşk da Gezer, s:94)

Şükrü Tül şöyle yorumlamıştı durumu: Görüldüğü gibi Necati Cumalı’nın gerçekçiliğinin belirmesinde Kültürpark/Fuar betimlemeleri romana katılmaktadır. Bu gerçekçilik, bir İzmir yaşam standardı biçiminde hem Kültürpark/Fuar içinde sürmekte hem de dışında da bildiğimiz ölçülerde ve geleneklerde akıp gitmektedir:

“Tiyatrodan çıkınca acelesiz, Lunapark’ta küçük bir tur attı tek başına. Saat on ikiyi bulunca, Kültürpark’ın Dokuz Eylül kapısından bir faytona bindi. Kordon’a çıktı. Fayton Cumhuriyet Meydanı’ndan Alsancak’a dönünce, daha önceden sözleşmiş gibi ilk lokantada Belkıs’ı bulacağını biliyordu. Lokantaya yaklaşırken, beyaz örtüsü ile kaldırımda uzayan masayı gördü. Lokantanın önünde faytondan indi…” (Aşk da Gezer, s:116)

Necati Cumalı, Romanın Fuar süresinde gelişen öyküsünü, Ergun ve Belkıs arasındaki umutsuzluğa sürüklenen bir aşkın yıkım, ayrılık olarak bitişinde, yine bir İzmir gerçeği sahne ile romanını kapatır. Belkıs’ın uçağı uğuldayarak İzmir’in üstünden geçer. Ergun Göztepe’deki evinden uçağın kuzeyde Yamanlar dağı üstünde kayboluşunu izler.

(Necati Cumalı, Aşk da Gezer, 6. Baskı Çağdaş Yayınları İstanbul1998)

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
muhalif 8 Eylül 2018 Cumartesi 19:24

rumuz yazmayan "12,49" okuyucumuza, Kültürpark projesine izmir 1. nolu koruma kurulu karar veremeyip, Kültür ve Turizm bakanlığına gönderdi. bakanlıkta, kültürparkın tüm alanı için koruma planı yapılmadığı için projeyi reddedip, geri gönderdi..şimdi belediyenin kültürparkın tamamı için koruma planı yapması gerekiyor, koruma planından sonra bazı öngörülen yenileme projeleri koruma planına takılacaktır. o yüzden belediyenin kültürpark için yeni bir proje yapması gerekecek, bu proje "yenileme" değil, "RESTORASYON" Projesi olmalıdır....

Yorumu oyla      9      5  
ibrahim Yüncü 7 Eylül 2018 Cuma 13:57

Öyküyü büyüklerimizden dinlemiştim. Rahmet istedi Dr.Kadri Arslansan Konaktaki Devlet Hastanesi sanırım baş hekimiydi. Akşam saatlerinde Tenis kulübe gelir bir masada buluşurdu, o yaş gurubu. Fuar hatta Kültür Park Tenis kulübüde zemin aldığı bir romandan söz edilirdi, yazarı hatırlayamazlardı, merak ederdim! Teşekkürler Nedim.

Yorumu oyla      10      5  
7 Eylül 2018 Cuma 12:49

Kültürpark projesi ne oldu ?

Yorumu oyla      10      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva