Dünyayı etkisi altına alan ve yakamızdan bir türlü düşmeyen korona illetiyle ne zaman vedalaşacağız acaba?

İki yıldır ondan kurtulmak için ne büyük mücadeleler veriyoruz.

Düşme eğilimi gösteren rakamlar, her ne kadar o günün yaklaştığını söylese de…

Biz koronayı pek çoğumuz sevmese de…       

Sanki koronayla yaşamaktan zevk alanların da olduğunu düşünür oldum.

Koronanın da bizi çok sevdiğinden eminim!

Çünkü, bu büyük mücadeleyi ciddiye almayan o kadar çok insan var ki…

***

Bir ara neydi o rakamlar öyle?

Günlük 120 bin vaka, 300’den fazla vefat!

O zaman bile korkmadı insanlarımız…

Bugün pozitif vaka sayısı 13 binlere inmiş, vefat sayısı 60’lara kadar düşmüş.

Ee haliyle, “Bakın, rakamlar düşüyor. Koronadan neden korkalım ki!” diyenler çoğunluğu oluşturuyor.

Yüz bindelik haritada İzmir, 12-18 Mart tarihleri arasında 247’lere kadar gerilemiş!

Bu oran, şu demek:

İzmir’de haftada 11 bin, günde 1500 kişi koronaya yakalanıyor.

Bunlar küçümsenecek rakamlar mı arkadaş?

***

Kendinizi istediğiniz kadar kandırabilirsiniz.

Fakat gerçeklerden kaçamazsınız.

Nedir bu ülkenin korona gerçeği?

Korona salgınının halen devam ettiği!

İkincisi?

Pozitif vaka sayısının da, vefatların da yüksek olduğu!

Hal böyleyken, pandeminin bittiğini düşünüp tedbirlerden uzaklaşmak, çok büyük hata olur.

Aşağıya doğru gidişin devam etmesi için, tedbirlere uymak zorundayız.

“Korona, ya başa dönerse? Ya vakalar yine tavan yaparsa? Bir uçak dolusu insanımız ölmeye devam ederse?” gibi soruları, tereddütleri, kaygıları hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.

***

Hafta sonunda İzmir dışındaydım.

Üzülerek, kaygılanarak gördüm ki…

Nazilli’de, Kuyucak’ta çoktan terk edilmiş maske…

26 bin nüfuslu Kuyucak’ta gördüğüm maskeli insanların sayısı, iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı.

Kapalı pazaryerinde kaldığım 20 dakikalık süreçte gördüğüm maskeli satıcı veya müşteri sayısı, iddia ediyorum, 3’ü geçmez.

İzmir’de durum ne kadar farklı?

Metroya, tramvaya binen, mecburen maskesini takıyor.

İstasyondan çıktığında, maskeler fora!

Sonrasında, korona virüsünü taşıyor mu, taşımıyor mu bilinmeyen insanlarla kaldırımda adeta kol kola, omuz omuza yürünüyor.

Kafelerde sosyal mesafe, hak getire…

İnsanlar, birbirlerine o kadar yakınlar ki…

Bu izlenimlerin ardından…

İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı hocama yerden göğe kadar hak verdim.

Vaka sayıları 13 binlere gerilemiş.

Vaka sayıları 60’lara kadar düşmüş.

Bunlar gerçekten umut verici rakamlar.

Hatırlatıyor, filmi geriye sarıyor, Lütfi Hoca…

“Vaka sayısı 4-5 binlerdeyken devlet baba, çok sıkı tedbirler getirmemiş miydi?” diye soruyor.

O halde…

Tüm tedbirleri hayatımızdan çıkarmak niye?

Kapalı ortamlarda özellikle uyulması gereken kuralları yok saymak niye?

Vaka sayısı sıfırlanıncaya kadar…

Hiçbir vatandaşımızın korona yüzünden hayatını kaybetmediği güne kadar…

Mücadeleye devam edelim.

Devam edelim ki, koronada eski kötü günlere dönüş yapmayalım.

Hayatımızı, daha fazla bu illetle birlikte sürdürmek zorunda kalmayalım.

Lütfi hocamızın dediği gibi…

Rakamlar, bu hastalıktan kurtulma yolunda bizi motive etsin.

Ama rehavete sürüklemesin.