Siyasi yaşamımızın uzunca bir bölümü,

Kemal Karataş’la aynı ortamlarda geçti…

Önce İzmir Belediye Başkanımız rahmetli İhsan Alyanak döneminde… Belediye Meclisinde bir dönem birlikte çalıştık.

Sonra kendisi İzmir İl Başkanı oldu… Dönemlerinde İl Yönetim Kurulu Üyeliklerinde bulundum… Bayraklı İlçe olduğunda, kurucu İlçe Başkanı olmam için üzerimde çok durdu, çok ısrarcı oldu…

Düşünmek için bir süre istedim. O arada da Genel Sekreterimiz Önder Sav’dan görüşünü sordum… Bir süre sonra aradı, kabul etme dedi!

Çünkü Genel Başkan Deniz Baykal’ın, ‘O bizim arkadaşımız ama… Karşıyaka’da oturuyor’ dediğini aktardı. Ben de, Bostanlı’da, ama “Baykal Apartmanı”nda oturuyorum diye espri yaptım ve o iş de öyle kaldı!

Beraberliğimiz daha bitmedi ki…

İl Başkanı ve İl Yönetim Kurulu Üyeleri olarak, 45 günlük süre içinde kongre yapılmadı diye bir Avukat üyemizce C.Savcılığına hakkımızda şikayette bulunuldu. Ama, SPK’da cezai yaptırımı yok diye… takipsizlik kararı verildi.

Üyelerince ; yine İl Başkanlığı ve Yönetimi hakkında kayyım davaları, kimi İlçeler hakkında çeşitli nedenlerle davalar açıldı. Genel Merkez Vekili olarak hep yanımda durdu, her şeye çelik gibi göğüs gerdi.

Cumhurbaşkanı rahmetli Demirel derdi ya…

Fötr şapkamla 6 kere geldim… 7 kere gittim!

Kemal Karataş’ta öyle…

İl Başkanlığına 5 kere geldi… 6 kere gitti.

Ama, o şapka kullanmıyordu!

***

Kemal Karataş’ın Belediye Başkanlığına adaylığı çoktur da… olmuşluğu yoktur. 1999’da Konak Adayı oldu. Tam seçilecekken partili arkadaşları şikayet etti… Adaylıktan da oldu!

Yılmadı, küsmedi, kaderim bu demedi.

2019’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı oldu…

‘100 yıllık’ dediği projeler sundu :

Ulaşımın yer altına alınması, Tansaş’ın yeniden açılması, Yeşildere’ye deniz gelmesi, her ilçede Halkevi açılması, İzmir’in moda merkezi olması… gibi daha neler neler!

Umarız ki, projelerinin de yaşama geçebilmesi için, gün gelir o bitmez tükenmez enerjisiyle,

Tunç Başkanımıza yardım ve destek de olur…

***

Kimi insanlar vardır ki, ayrık otu gibidir. Ayrık otu öyle yayılmacıdır ki, diğer bitkilere de hükmeder. Kökünü kazırsın kazırsın… bitti dersin, gider başka yerden çıkar. Kökleri derindedir. Öyle hayat doludur ki, öyle diridir ki, yok ettikçe o kök salar… Kimi politikacılar da öyledir işte!

Kemal Karataş’ı özgürleştiren ve mücadeleye süren güç doğruluğudur, dizginlenememesidir.

Bu özelliği… kaya içinden yol bile açtırır ona.

Bu yol da açılmalıdır O’na!

İzmir kalesinin bir burcudur o… Burç bir ara deprem görse de… onarmaktadır kendi kendini. Hele de dünkü ve de bir kaç günkü facebook sayfasındaki, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu ve Partisini de sahiplenen yazılarıyla…

Aslında tavsiyelere uyarak tempoyu düşürmek, belki bir kitap hazırlığı da yapabilmek için…Yazmalarımıza bir süre ara verme isteğimiz varken… Bunları yazmayı zorunlu hissetmek. Umarım sevgili Başkanımız Kemal Karataş buna kızmaz!

***

Zaten Atatürk’ü, Partisini ve İzmir’i eşsiz bir sevgi ile seven biri için, başka türlüsü olmazdı…

Eskilerin, hayatın gözünden süzüle süzüle gelen gerçekçi sözleri vardır :

Biri, aslı aslına, nesli nesline döner…

Bir başkası da : armut dibine düşer !

İyi Pazarlar…