Muhittin AKBEL
İzmirliler, acıları da bölüşmeyi iyi bilir
3 Kasım 2020 Salı

 Halen İstanbul'da yaşayan bir kardeşimizin paylaşımıyla başlamak istiyorum yazıma...

***

"İstanbul doğumluyum.
Dededen İstanbullu, İstanbul'un yerlilerinden dedikleri...

Hep gurur duydum bununla, sanki marifetmiş gibi...
Kızardım İzmir aşıklarına.
Abartı bulurdum o İzmir "şakşak"çılığını. Ne alakası var, derdim hep...

"Ne farkı var İzmir'in?" diye düşünürdüm.
Sonra İzmir'i tanımaya başladım.
Derken İzmirlileri...

Çok güzellerdi.
Hala çok güzeller.
Harbi, özgür, açık sözlü, umursamaz.
Sonra bana "söğüş" yedirdi, canım "İzmirli"...
Usta, o nedir ya?
Ben o söğüş için bile yaşarım İzmir'de...
Sonra bir 10 Kasım'da İzmir'e gittim.
Yanımda "has!" bir İzmirli ile...
O neydi?
O nasıl bir saygı, o nasıl bir anma, o nasıl bir düzen!
O nasıl bir sevgiydi?
İzmir sallandı, hem de ne sallanma...
Hayatını kaybedenler, enkaz altında kalanlar, evsiz kalanlar...

Bir yandan yüreğimi burkan acı, bir yandan endişe, bir yandan da "şimdi ne yapacak bu insanlar" sorusu ..
Derken bir paylaşım gördüm; İzmir'deki oteller odalarını depremzedelere tesis etmeye başladı, diye...
"Aferin be" dedim...
Sonra tüm toplu taşıma ücretsiz oldu.
İnsanlar paylaşım yapmaya ettiler,  "wi fi şifremizi kaldırdık, dilediğiniz gibi kullanın" diye...

Gözlerim dolu, titreyerek okuyorum...
Restoranlar, kafeler sesleniyor, "Gelin hadi, sabaha kadar sizinleyiz, sıcak çorba ikramımız, birlikte olalım bu gece, misafirimizsiniz" diyor.
Bir arkadaşım yazmış; "Evim küçük ama olsun, gelin, çay demleriz, birlikte otururuz" diye davet ediyor bir depremzede aileyi...

Çadırlar kuruldu...
Tanrım... O da ne??
Etrafta yaşayan evlerden insanlar sıcak yemekler, çaylar, çorbalar yapıp getiriyor...
Birden İstanbul Atatürk Havaalanı'ndaki patlamada kaçışan insanları taksisine almak için 100 dolar isteyen o taksiciyi hatırladım.

Geçmiş olsun denizi kız, kızı deniz kokan İzmir...
İzmir'in dağlarında çiçek açıyormuş gerçekten."

***

Tüm ülke, İzmir'i, depremde hayatını kaybedenlere üzülürken...

Pürdikkat, enkaz altından çıkarılacak bir canı beklerken...

Bir yandan da İstanbullu kardeşimiz gibi dayanışmamızı böyle hayranlıkla izlerken...

Depremzedelere gönderilen ayranları, mutfak faresi gibi araklayanlar çıktı.

Birkaç zibidi, avukatlık bürolarını, terk edilen evleri soyma girişiminde bulundu.

Sayıları parmakla sayılacak kadar az olan paragöz ev sahipleri, ev kiralarını artırdı.

Tüm bunlara rağmen, İzmir'de, eşi benzeri görülmemiş bir dayanışma örneği gösterildi.

İzmirliler, depremzedelerin dertlerine derman olabilmek için büyük bir samimiyetle, maddi manevi Bayraklı'ya taşındı.

Depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için yarıştı.

Memleketin dört bir köşesinden TIR'larla yardımlar geldi, yardım ekipleri imdada koştu.

***

İzmir Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin çalışmaları o kadar özveriliydi ki, Tunç Başkan onlarla ne kadar övünse azdır.

Hepsi birer cengaver, hepsi birer pırlanta...

Enkazı kaldırmak için elbirliğiyle çalışan onlarca kuruma mensup güzel insanları da yürekten alkışlıyoruz.

Deprem saatinden beri hala orada olan bir arkadaşla konuştum.

Dedi ki, " Çok yorulduk ama tatlı bir yorgunluk bizimki... Bir can kurtarıldığında, bir yüzün güldüğünü gördüğümüzde, bir gönlü aldığımızda, bir acıyı paylaştığımızda tüm yorgunluğumuz geçiyor."

Bir arkadaş da dedi ki, "O kadar çok yardım malzemesi geldi ki, sadece Bayraklı'daki depremzedelere değil, tüm İzmir'e yeter."

Yardım dedik ya...

İzmir Büyükşehir Belediyesi, sosyal medyadan ihtiyaçları duyurdu.

Genel Sekreter Dr. Buğra Gökçe, kısa bir süre sonra siparişi alınan ihtiyaç maddelerinin rakamları sosyal medyasından açıkladı.

Gıda paketi, 17 bin 946...

Elimi tutar mısın yemeği, 56 bin 765...

Uyku tulumu paketi, 6 bin 968..

Hijyen paketi, 29 bin 428...

Her saat artıyor bu rakamlar...

***

Sevinçler paylaşıldıkça büyür.

Acılar, paylaşıldıkça azalır.

Bu dayanışmayla, bu birliktelikte, yüreği kirli, insanlıktan nasibini alamamış olanların yarattığı olumsuzluklara rağmen biz bu kötü günleri de atlatacağız.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Çıkmasaydı Samsun’a neler gelirdi başımıza?
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva