Bu bir “tespit” yazısıdır…

Zaman içinde nasıl bir sonuç doğuracağı anlaşılacaktır.

12 Eylül İhtilalı ile hedeflenen amaçlardan biri de “iki partili” sisteme geçmekti. İstikrarın bu yolla sağlanabileceği düşünülüyordu. Bu sebeple hem seçim yasası ve hem de siyasi partiler yasası bu amaca yönelik hazırlandı. Hatta Anayasa da bu fikir doğrultusun da kaleme alındı.

Ancak:

Seçmen bu görüşü paylaşmadı ve çok partili bir sistem son zamanlara kadar sürdü gitti.

Şimdi:

Son genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte ve 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimleri de kapsayacak bir biçimde “ittifak” adı altında partilerin tek başlarına değil de birlikte seçime girmeleri uygulanır hale geldi.

Artık partiler değil “ittifaklar” seçime giriyor.

Bir tarafta “Cumhur İttifakı”…

Diğer tarafta “Millet İttifakı”…

Yani kısaca:

CİP (Cumhur İttifakı Partisi)

Ve…

MİP (Millet İttifakı Partisi)

Seçimler bittiğinde değerlendirme yapmak için partilerin kazandıkları yerleri veya aldıkları oyları değil, “ittifak”ların kazandığı yerleri veya oyları konuşacağız.

Mesela:

Şu yerleri partiler ve fakat şu yerleri de “ittifak” adayı kazandı denilecek. Ve hatta oy oranları da partilerin oy oranı, ittifakların oy oranı diye değerlendirmeye tabii tutulacak. Böyle bir tablo sonunda 24 Haziran Seçimleri’nde alınan oylarla nasıl bir mukayese yapılacak veya yapılabilecek mi bilemiyorum… Veya partiler bu sisteme göre durumlarını nasıl değerlendirecek?

Bir başka konu da artık partilerin yeterli güce sahip olmadıklarının anlaşılmasıdır. Tek başlarına ister yıllardır iktidarda olan parti veya yine yıllardır ana muhalefet olan partinin gerekli sonucu alamayacağının tespitidir. Kaldı ki; birinin diğeri içinde “minimize” olup olmayacağı da kabili münakaşadır.

Bunun yanısıra:

Mevcut “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” içinde bu “ittifak”ların nasıl yürüyeceği ve değerlendirileceği meselesidir. Eğer Çok partili Parlamenter Sistem yürürlükte olsaydı sonuçlar da farklı olacaktı. Meclis işlevini önemli ölçüde yürütmeye devrettiğine göre, bu “ittifaklar” siyasal olarak nasıl bir sonuç doğuracaktır zaman içinde ortaya çıkacak konulardır.

Önceleri “TBMM’de her fikir temsil edilmeli” deniyordu ve hararetle savunuluyordu. Döndük dolaştık şimdilerde “ikili” sisteme doğru hızlı bir gidiş var.

Aman ha, zaman içinde “ikili sistem” “tekli sisteme” dönüşmesin de…

Görelim bakalım..