Öylesine yaşanan rastlantılardan geçiyor yeryüzü. Toprağın kokusu. Renkler. Kuşların cıvıltıları. Herşey, canlı ya da cansız. Sonsuz bir döngü içerisinde devinip duruyor. Usulca bir banka oturup izleyebiliyorsunız. Işığın her bir atom zerreciğindeki dönüşümünü. Ruhlarınızın derinliklerine dokunabiliyorsunuz,anlamlar ötesindeki evrende. Sonrası derin bir suskunluk. Koca bir boşluk. Hani daha önce hiç ağlamamışsınız gibi. Gözyaşlarınız yanaklarınızdan ılık ılık süzülmemiş. Belki de henüz doğmamışsınızdır. Sahi nereden biliyorsunuz doğduğunuzu? Varlığınızı kanıtlayan bir belge var mı? Adınızın önemi yok. Adınızın çevrenizdekilere, sizi tanıyan ya da tanımayanlara anlattığı, adınızdan bağımsız, sizi tam olarak açıklayan bir kanıt var mı? Ya da adınızın ne olup olmadığının varoluşunuzla direkt bir bağlantısı var mı?  Örneğin siz gerçekten Ahmet ya da Zeynep misiniz? Siz Ahmet ya da Zeynep olduğunuzu iddia ediyorsanız, diğer Ahmet ve Zeynepler kim? Onlar sahte mi? Yoksa, diğer Ahmet ve Zeynepler aslında yok, bir tek siz mi varsınız? Eğer öyleyse, siz kimsiniz? Sizi, diğer Ahmet ve Zeynepler’den farklı kılan ne? Farklı alışkanlıklarınız, farklı aidiyetleriniz, farklı görünüşleriniz mi? O kadar keskin mi bu ayrılıklar? Benzeştiğiniz ortak paydalar yok mu?

Evrene meraklı gözlerle bakan bir çocuğu düşünün. Onun ne hissettiğini nereden bilebiliriz! Bunu hesaplamadan, çocuğu kucağımıza alıp, etrafında gördüklerini, tek tek yorumlarsak, ona kendi dilimizin betimleyebildiklerini öğretmiş oluruz; “Bak düt düt geçiyor. Bunun adı düt, düt”. Düt düt, bir zaman sonra araba adını alır. Çocuğa “düt düt’ün” asıl adının bir araba olduğunu öğretiriz. Çocuk biraz daha büyüyünce, arabanın motorlu bir araç ya da taşıt olduğunu öğrenir. Daha sonra, arabanın tek bir motorlu taşıtı ifade etmekte yetersiz kaldığını anlayacaktır. Birden fazla araba türü ve her arabanın farklı bir adı olduğunu kavramaya başlar. Ford, Reno vs. ama çocuğun araba hakkında öğrendikleri bununla sınırlı kalmayacaktır. Ford marka arabaların da Reno markalı olanların da farklı modelleri ve renkleri vardır. Her farklı modelin ise farklı özellikleri. Tüm bunları bilmek bile kafi olmayacaktır... Her farklı araba modelinin üreticisi de farklıdır. Ford Amerika’da, Reno Fransa’da üretilir. Arabaların üretildiği farklı ülkelerin farklı yönetim biçimleri vardır. Tıpkı farklı coğrafi ve iklim yapıları olduğu gibi. Bu farklı coğrafi ve iklim yapılarında, bin yıllarca yaşamanın koşullandardığı farklı etnik yapılar, keza...

Sonunda herşey ya da bütün anlamlar nasıl da dönüp dolanıp toprakla özdeşleşiyor! Toprağın kokusu değişebiliyorsa, insanların benliklerine ve çevrelerine yükledikleri anlamlar da pekala değişebilir. Bir rüzgar, tozu kaldırarak, yerdeki çalı çırpıyı sürüklüyor ve havalandırıp atabiliyorsa, insanın da geçmişinden taşıdığı yükleri kaldırıp atabilmesi mümkündür. Tabiatın fiziki koşulları değiştiği sürece, algılarımızı da değiştirebiliriz. Bunu duyumsamamız yeter. Size acı veren olayları unutmayı tercih ederseniz, unutursunuz. Bir nesneye ya da anıya yüklediğiniz anlamı, başka bir anlamla yer değiştirirseniz, yeni anlama bağlı kalıp, eski anlamın verdiği duygudan kurtulabilirsiniz. İşte bunun için yola çıkmalı! Bugüne kadar öğrendiğimiz bütün anlamları yok edeceğimiz... Bizi yeniden var edecek anlamlar bulacağımız... Başka dünyalar ve evrenler yaratmak adına.Bunu denemeliyiz.