Nedim ATİLLA
Hayatı yavaşlat kurtul…
13 Mart 2017 Pazartesi

Henüz İzmir’e gelmeyen bir etkinlik var… Adı TEDx… Geçen hafta sonu Bursa’da düzenlenen ayağına katıldım… BU programın ana teması “Hayatı Yavaşlatmak” olunca Slow Food kurucu liderlerinden biri olarak beni de davet etmişler, gittik derdimizi anlattık… 850 genç insan tık demeden sabah 10.00’dan akşam 19.00’a kadar izlediler etkinlikleri… Son yıllarda en mutlu olduğum konuşmalarımdan birini yaptım…

TED, kendilerini en fazla heyecanlandıran fikirleri paylaşmak üzere dünyanın önde gelen düşünürlerinin katıldığı yıllık bir konferans dizisi

“TED” geleceğimizi şekillendiren üç kapsamlı konunun – Teknoloji, Eğlence, Tasarım’ın (Technology, Entertainment, Design) ilk harflerinden oluşuyor. Etkinliğin kapsamı herhangi bir disiplinle ilişkisi bulunan bütün fikirlerin ortaya konulmasını teşvik ediyor.

Etkinlikte CEO’lardan bilim insanlarına, yaratıcılardan, hayırseverlere çeşitli katılımcılar yer alıyor. ABD’deki TEDx’lere Bill Clinton, Bill Gates, Jane Goodall, Frank Gehry, Paul Simon, Sir Richard Branson, Philippe Starck ve Bono gibi isimlerin konuşmacıların yer aldığı etkinlikte katılıcımlar da bir o kadar sıra dışı...

TEDx  ise “paylaşmaya değer fikirler”in dile getirildiği yerel bir program. TED, “Paylaşmaya Değer Fikirler” anlayışıyla, kişiler ve organizasyonların TED benzeri kendi yerel etkinliklerini yapabilmeleri için TEDx’i yaratmış. TEDx ismindeki “X” bağımsız organize edilen TED etkinlikleri anlamına geliyor..

TEDx lisansi, 25 yıllık konferans düzenleme ve fikir paylaşımı deneyimine sahip olmak demektir. TEDx etkinlikleri 400’ün üzerinde TED video arşivinin de gücüyle, etkinliğin kendi konuşmacıları ve performansları ile beraber yeni fikirler, ilham veren konular ve heyecan verici konuşmalarla zenginleşen bir dünyayı yaşamanızı sağlar. TEDx etkinlikleri sadece yeni fikirler, ilham ve bilgilendirmenin özgür kılındığı ortamlar değil, ilham veren video paylaşımları ile de ünlü… Bizim konuşmalar da bir iki gün içinde yüklenecek izleyebilirsiniz...

Biraz bu etkinlikte beni etkileyen konuşmacılardan söz edeyim size..

TEDx’in en hoş en havalı konuşmacısı İzmir’dendi doğal olarak… Süslü Kadınlar Bisiklet grubunun lideri Sema Gür… Çiçeklerle süslü bisikleti ile çıktı sahneye… Neden Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nu yaptıklarını anlattı.. “Bisiklet aynı zamanda bir ulaşım aracı da olabilsin diye buradayız.  Yaşamın bir parçası olsun istiyoruz. Eğer uygun bisiklet politikaları  olursa, işe veya ulaşacağımız yere bisikletle gidebiliriz. Biz de dünyanın birçok yerindeki hemcinslerimiz gibi günlük kıyafetlerimizle bisiklete binerek ulaşımımızı sağlayabiliriz. Biz kadınlar korkmadan,çekinmeden bisikletlerimizle yollarda olmalıyız. Güvenli bisiklet yolları istiyoruz.” Dedi..

Evet yollar sadece motorlu taşıtlara ait değildir. Yollarda bisikletlilere saygı istiyoruz. Motorlu araçların hiçe saydığı birçok insanı bisiklet kazalarında kaybettik. Kendilerini rahmet ve saygıyla anıyoruz. Devamı da var Sema Gür’ün anlattıklarının “Neden Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nu Yapıyoruz?” sorusuna karşılık olarakÇ “Çünkü kadınız, görünür olmak istiyoruz, görünür olamayan binlerce kadın var ülkemizde… Kadın, toplumda görünür olduğu sürece o toplum nefes alır! Kadın korkmadan dilediği kıyafetle yollarda olmalı, kadın toplumun her alanında görünür olmalı. Bisiklet bireyin özgürlüğünü simgeler. Biz özgür bireyler olarak buradayız. Herkesin bireysel özgürlüklerine saygı istiyoruz.”ünkü bisiklete saygı, kadına saygı, kadın bisikletliye saygı istiyoruz… İşte bu yüzden buradayız!”

Bundan güzel hayatı yavaşlatma işi olur mu?

Karşıyakalı arkadaşım Bülent Köstem ise “citta slow” deneyiminden “kişisel tavrına” kadar hayatı nasıl yavaşlattığını anlattı… Bülent ve arkadaşları 2001 yılından beri Yavaş Yaşamı Destekleme Derneği çatısı altında çalışıyorlar.

Bülent Köstem şöyle anlattı hedeflerini…

Yaşamlarımız gittikçe hızlanıyor. Otobanlarımız, cep telefonlarımız, metrolarımız, uçaklarımız, tabletlerimiz, elektrikli ev aletlerimiz, e-kitaplarımız kısaca hayatımızı kolaylaştıracak her şeyimiz var ancak olmuyor. İşe yetişmek için daha erken kalkıyoruz, işten daha geç dönüyoruz. Ödememiz gereken borçlarımız, kredilerimiz bitmiyor, bitse de bir şekilde yine borçlanıyoruz. Kendimize, sevdiklerimize daha az zaman ayırabiliyoruz. Kahveyi yürürken içiyoruz, yemekleri ayaküstü hızlıca yiyoruz. Hep yetişmemiz gereken bir yer, hep kaçırdığımız bir şeyler var hayatta.

Aslında farklı bir hayat mümkün. Sadece varmanın değil yolculuğun önemli olduğu, sevdiklerimizle sosyal medyadada değil yüz yüze paylaşımda bulunabileceğimiz, ne kadar tükettiğimizin değil ne kadar ürettiğimizin önemli olduğu bir hayat mümkün. Yaşam tarzımızla dünyayı yok etmediğimiz, geleneklerimizi, yerel yemeklerimizi, doğayı koruduğumuz bir yaşam mümkün.

Biz buna inandığımız için 2011 yılında Yavaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni kurduk. Daha iyi bir dünyanın, daha bir yavaş dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.

Hız ve tüketim üzerine kurulu olmayan, insana ve diğer canlılara zarar vermeyen, geleneklerin, tarihin, doğanın, yerel üretimin korunduğu ve desteklendiği bir yaşamın mümkün olduğunu

Derneğimizin hedefleri arasında doğal, kültürel ve tarihi çevrenin korunması, geliştirilmesi, kırsal ve kentsel sürdürülebilir kalkınma, kültür, sanat, turizm, çevre, kentsel doku kalitesinin artırılması, yerel tarihi dokunun, sanat eserlerinin ve yapıların bakımı korunması gelişimi ve yeniden kullanımının desteklenmesi yer almaktadır. Demokrasinin güçlendirilmesi, dezavantajlı kesimlerin desteklenmesi ve insan haklarının hakim kılınması diğer hedeflerimiz arasındadır.

Dedim ya İzmirliler damga vurdu TEDx’e… En çok alkışlanan konuşmacı Germiyan Köyü’nün yüksek okul mezunu çobanı, ressamı Nuran Erden’di… Nuran Hanımın fırça darbeleri ile bu eşsiz köyün duvarları bir süre önce muhteşem renklere büründü…



Nuran Erden şöyle konuştu özetle: Slow Food logosuna sadık kaldım. Onun dışında çizdiğim bütün desenler, o anda çizerken kendiliğinden oluşan desenler. Çocukluğumdan beri resim ve desen çizmeyi çok seviyorum. Köyde önceleri duvar desenlerimi yadırgadılar. Ama sonradan Germiyan’a güzellik kattığını görerek kabullendiler. Şimdi de ‘Benim duvarıma da yap’ diyerek sıraya giriyorlar. Ben de duvarlarını beyaza boyamalarını istiyorum ve o anda içimden ne geldiyse duvara onu çiziyorum.”

Benim konuşmamı merak ediyorsanız youtube’dan bulacaksınız artık…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva