Engin ÖNEN
Depremin sosyolojisi
26 Şubat 2023 Pazar

Bu defa yıkım çok büyük oldu. Daha önce bir şekilde unutturulanlar gibi değil. Şehirler yıkıldı neredeyse. Can kayıpları da tarihi rekor kırdı sanırım.

6 Şubat’tan beri depremle kalktık depremle yattık. TV kanalları karşısında yer bilimcileri izledik saatlerce. Ellerinde sopalarla uzmanlar fay kırıklarını ezberlettiler bizlere.

Daha önce defalarca söylediklerini, uyardıklarını vurguladılar. Biz de biliyorduk aslında. Bilgi eksiğimiz yok denebilir. Özellikle 99 Depreminden sonra ciddi akademik çalışmalar yapıldı.

Fay hatlarını ve hatta karakterlerini biliyorsak neden bunca acı ve yıkım o halde? Bu sorunun yanıtı yer altı ve yer kabuğu uzmanlarının değil, yer kabuğu üstünde yaşayan insanların yapıp ettikleri ile ilgili çünkü.

Bazı yer bilimciler, vatandaş eğitilirse bu sorun çözülür diyor. Ben aynı görüşte değilim ne yazık ki. Eğitim önemli tabii. Yurttaşı bilinçlendirmek değerli ama konu o kadar basit değil. Yani bilen her zaman gerçeğe uygun davranmaz maalesef.

“Barbar şehirleşme”, “Denetçileri kim denetleyecek”, “Siyasetin müteahhitleşmesi”, “Kırsalda gecekondulaşma” vb gibi onlarca köşe yazısı yazdım. Bunlar meselenin sosyolojik boyutuna dikkat çekmek içindi.

Ellili yıllarda başlayan ve çeşitli evrelerden geçen kentleşme serüvenimiz ve nüfus politikalarını anlayarak bu işe başlamalı. Nüfus artışı ve kentlere kitlesel göçlerin başladığı dönem, aynı zamanda ithal ikameye dayalı sanayileşme ve popülist modernleşme politikalarının kurumsallaştığı dönemdir.

Kırsal yoksul göçmenlerin kent çeperlerine yerleştikleri ve özel mülk veya hazine arazilerine gecekondularını yaptıkları dönem, toplumsal mutabakat dönemiydi. Bu mutabakat hem devlet ile göçmenler arasında hem de ucuz işgücü kitleleri ile sanayiciler arasında söz konusuydu.

Kaçak yapı değil de gecekondu tanımı tercih ediliyordu. Bu kavram ve tarif ettiği gerçeklik bize özgüydü.

Gecekondunun kaçak yapı olarak tarif edilmemesi ve adeta meşru görülmesinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bir defa devlet böyle bir yükün altına girmiyor, yoksullar kendi konut sorununu kendileri çözüyordu. Bu sayede yeni yeni gelişen sanayi için gecekondular ucuz işgücü deposuna dönüşüyordu.

Gecekonduya meşruiyet kazandıran diğer bir etken yoksul insanların başını sokacak konut algısına dayanıyordu ki, öyleydi. Başka bir faktör giderek genişleyen kitleleri içermesiydi. Yani kitleselliği de haklılığını destekleyen bir faktöre dönüşüyordu.

Sağ politika ucuz işgücü yaklaşımı ile sol ise yoksulların barınma ihtiyacı anlayışı ile gecekonduya sempati ile bakıyordu.

İlk dönem kaçak yapılaşma ya da gecekondulaşma hareketinin en önemli özelliği barınma ihtiyacına yönelik olması ile birlikte yapıcısı ve kullanıcı özdeşliği idi. Henüz ne rant vardı ne müteahhitlik.

Bu evre depremle ilgili olarak sadece yer seçimi bakımından ilişkilendirilebilecek evredir. Dere yatağı veya alüvyon zemin o dönemin akla gelen konuları arasında değildi çünkü.

Ancak göç ve kentleşmenin bu göreli masum ilişkileri ve kurumsallaşması daha sonra çok farklı karakterler kazandı. Sınıfsal yapıyı, genel ve yerel siyaseti dönüştürecek önemli dinamikler üretti.

99’da ve bugün büyük acı ve yıkıma neden olan dinamiklerdi bunlar.

Gelecek yazıda bunları özetlemeye çalışacağız.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva