Kaç yıldır tanıdığımı ben bile unuttum…

Dört kuşaktan İzmirli…

Hani, şu sıralarda bir “soyağacı”dır tutturduk gidiyoruz ya…

CHP İzmir Milletvekili, sanayici Tacettin Bayır’ın…

Soyağacı çıkarmasına gerek yok…

Karaburun Mordoğan Kabristanı’nda…

Dedesinin dedesinin dedesi bile yatıyor…

Hah işte, böyle dört kuşaktan İzmirli…

***

İşte o İzmir’in vekili…

Oturdu bir kitap yazdı…

“Kırmızı kedi Yayınevi”nden çok yakında raflarda…

Peki; bir milletvekili neden kitap yazar?

Politikadaki anılarından çarpıcı örnekler sunmak için mi?

Sanayici kimliği ile genç işadamlarının önünü açmak için mi?

“Yav, şu İzmir ne kadim bir şehir…” demek için mi?

Bence hepsinden biraz…

Bu nedenledir ki…

Kitabın adını bile belirlemiş:

“Neydik, Ne Olduk, Ne Olacağız?”

***

“Neydik?” bölümü tahmin ettiğiniz gibi; “Giriş” bölümü…

İlkokul, ortaokul filan… Geçin bunları…

Çocukken bile gözlemlemiş Mordoğan’da üretici ne konuşur, ne der?

Tütün para ederse kaç evde düğün dernek kurulur?

Kaç aile sünnet yaptırır?

İncir ağacının altında ölümsüz aşklar nasıl filizlenir?

Bir teyp gibi hafızasına almış, yerleştirmiş…

O bölümde sizi gülümsetecek çok şey var…

***

Sonra “Ne Olduk?” bölümü sizi sarıp, sarmalayacak…

Fidan gibi bir İzmirli delikanlının…

Hayat’ın “dikenli yolları”ndaki yürüyüşü…

Eeee, okumak için para gerek… Kolay değil o işler…

Çaycı çıraklığı… Garsonluk… Pazarcılık… Çiçekçilik… Panjur atölyesinde kalfalık… derken…

Liseyi de bitirmek gerek…

Nasıl bitecek o lise?

Gündüz çalışıp, gece okula giderek tabii…

Akşam Ticaret Lisesi ne güne duruyor?

Sonra, “Kendi işimi kendim kurarım” günleri…

Tohum sağlam…

Aynı Tacettin Bayır, dört yıl önce artık sektöründe vergi rekortmenidir…

Okurken unutmayın…

Bunlar hep “azimle çapa yaparak” elde ediliyor…

***

Geldik, “N’olacağız?” bölümüne…

Bu bölüm kitabın en sürekleyici bölümü…

Daha işini büyütmek var, evlenmek var, çoluk çocuğa karışmak var…

Ama…

Hepsinden önemlisi “siyaset” yapmak var…

Yaş daha 23…

Ama, “Erken kalkan yol alır” misali…

Bi’de bakıyoruz ki…

Tacettin Bayır, takvimler 1983’ü gösterirken…

Sosyal Demokrasi Partisi “SODEP”nin kuruluş çalışmalarına katılıyor…

Sonra O’nu Sosyal Demokrat Halkçı Parti “SHP”de görüyoruz…

Hız kesmiyor politikada…

Sonra SHP ve CHP birleşince…

Bir çok kez il ve ilçe kurultay delegeliği, üç dönem İzmir İl Başkanlığı…  Danışma Kurulu üyeliği derken…

1999’da ön seçimle gelip, milletvekilliğini kılpayı kaçırışı…

17 aylık CHP İzmir İl Başkanlığı…

Derken, 2015 milletvekili seçimlerinde…

Yine çapa yapa yapa…

Ön seçimle “geç de olsa” yakalanan milletvekilliği…

***

Olaylar… Egolar… Tartışmalar… Kapı arkası pazarlıklar… “Dün dündür…” misali yan çizmeler… Yüze gülüp, arkadan konuşanlar… Bin türlü entrikaya çalım atmalar… Çomak soktuğu yerlerin, “Bak görürsün sen…” tehditleri… “Karda yürüyüp izini belli etme” prensibi ile politika yapanlarla göze göz dişe diş düellolar…  Basılan gizli toplantılar… “Sen bu işe karışma…” duvarları…

Hepsi, ama hepsi bu son bölümde…

Hele “Tarihi Havagazı Fabrikası”ndaki…

Bir Aziz Kocaoğlu – M. Ali Susam kavgası var ki…

Anlatılmaz, adeta “yaşanır” cinsten…

Ben okudum, eminim siz de bir solukta okuyacaksınız…

Bu kitabın özelliği şu…

Ununu eleyip eleğini duvara asmış bir milletvekilinin…

Yaşadıklarından oluşmuyor,…

Bu kitap…

Hala milletvekilliği görevini sürdüren…

Atatürkçü, sosyal demokrat bir siyasetçinin…

“Bakın ben bunları yaşadım… Siz de siyasete soyunacaksanız eğer, okuyun bakın; başınıza neler gelecek?”

Cinsinden “yol rehberi”dir…

O niyetle okumanızda yarar vardır…