Tayfun MARO
CHP, Burjuvazi, Beykoz Konakları…
9 Nisan 2014 Çarşamba

“CHP sadece Cumhuriyet’i kuran değil fakat aynı zamanda, Türk burjuvazisinin oluşumunu ve yapılanmasını sağlayan siyasal partidir; Bu özelliğiyle Türk burjuvazisinin kadim siyasal örgütüdür.”
Kanımca, CHP’nin neredeyse yok sayılan bu kimliğinin tam da anımsanması gereken zamanlardayız; Eğer ki Cumhuriyet devrimi ve Aydınlanma üstüne doğru bir tartışma yürütmek istiyorsak…
“Merkez sağı, liberalleri ve muhafazakârları temsil eden siyasal partiler ortada dururken bu meseleyi konuşmanın anlamı ne?” diye sormayın; çünkü bu soru sorulmadığı için CHP’de sosyalist devrim peşinde koşan veya 68’i, 78’i sömüren bir sürü şaşkın siyaset yapıyor.
 
CHP’nin Cumhuriyet tarihine mal olan siyasal varlığı, Türk burjuvazisinin sınıf olarak ortaya çıkışının ve yapılanmasının ideolojik temeliyle mütecanistir.
Türk burjuvazisinin ve Cumhuriyet bürokrasisinin banisi olan CHP’nin ortanın solunda siyaset yapması, üretim ilişkilerine ve mülkiyet meselesine dokunmadığı için kapitalist sistemde sorun yaratmamıştır. Fakat üretici güçleri geliştirmek konusundaki yetersizliği, CHP’yi ana muhalefete mahkûm etmiştir.
Yoksa CHP’nin antikapitalist bir programa sahip olmuşluğu yoktur.
 
İşçi sınıfının kendisi için sınıf olmaktan vazgeçtiği koşullarda; dünyadaki tek devrimci sınıf olarak varlığını elan sürdürmekte olan burjuvazi, Türkiye’nin kapitalist dünya sistemindeki varlığının teminatıdır.
Kapitalist değilseniz tabi ki bu teminatı sorgulayabilirsiniz. Ne ki bu teminat en kalıcı ve uzun soluklu siyasal desteğini CHP’de bulmuştur.
Zaman zaman siyasal ve ekonomik nedenlerle yol ayrımları yaşanmış olsa da, -ki yol ayrımı burjuvazinin sosyal demokrasi fikrine soğuk bakmasından kaynaklanmıştır,- bunlar sistem içi tartışmalar olup gerçekte o tarihsel bağ hiç kopmamıştır.
Evet, CHP, Cumhuriyet’i kuran partidir, Ama Türkiye Cumhuriyeti, kapitalist sisteminin bir parçası olarak doğmuştur. Kurtuluş savaşının antiemperyalist karakterini bu gerçeğin ışığında değerlendirmek gerekir.
Kaldı ki Türkiye, kapitalist olmayan yolların arayışına hiçbir zaman girmemiştir; küçük sol grupların cılız taleplerini saymazsak.
Türkiye yeni arayışlara girecekse ki girmiştir, uluslararası sistem, CHP’nin bu arayışlara dâhil olmasını talep edecektir.
Ancak Cumhuriyet ortadan kaldırılmak isteniyorsa, tabi ki CHP yanlış adrestir.
Türk burjuvazisi, AKP ile yaşadığı serüvenden sonra CHP’nin kendisi için ne ifade ettiğini bir kere daha hatırladı:
Cumhuriyet devrimi aynı zamanda bir burjuva devrimidir. O devrimden Türk burjuvazisi doğmuştur. Altı ok, burjuva devriminin de ilkeleri olmuştur.
 
Bu meseleyi anımsatmanın bir anlamı var mıydı?
CHP’ye yeni yeni misyonlar yüklenirken ve Türkiye yapısal sorunlarıyla boğuşurken, hele hele zihinler bu denli bulanıklaşmışken, elbet de hatırlatmak gerekirdi, diye düşünüyorum.
Kürtler ve İslamcı hareket sistem içinde kendi sınıfsal konumunu güçlendirirken, 90 yıllık Türk burjuvazisinin günümüzde siyasal temsilini konuşmamak olmaz.
Türk burjuvazisi, Türkiye’nin içinden geçtiği değişim sürecinde, ayakta kalan tek devrimci sınıf olarak, bu değişimde elbet de rol almaktadır.
Doksan yılın ardından ortaya çıkan değişim ihtiyacının siyasal öncülüğünü yapmak da CHP’nin misyonu olmalıdır.
Kapitalizm, 500 yıldır dünya sistemidir ve burjuvazi bütün değişim ve dönüşüm süreçlerine öncülük etmiş devrimci bir sınıftır. Kapitalist sistemin içinden bakınca durum böyle görünüyor.
Bugün için toplumda bir uzlaşma zemini oluşmuştur; Burjuvazinin dile getirdiği demokrasi, özgürlükler, yaşam tarzlarına saygı, sanata saygı, insan hakları, katılımcılık, çoğulculuk, hukuk devleti ve güçler ayrımı talepleri, gezi eylemcileri tarafından da dile getirilmiştir. CHP’de zaten dile getiriliyor.
 
Ülkenin içinden geçtiği bu süreç, kapitalist dünya sisteminde Türkiye’nin nerede yer alacağını belirleyecektir. Bu gerçeği göz ardı ettiğimiz sürece, o ünlü “dış mihrak” ülke yönetiminde istediği gibi at oynatır.
“24 Ocak Kararları” alınırken toplumsal uzlaşma sağlanmadığı ve ülkenin sistem içindeki konumu tartışılmadığı için, 1980 darbesi ülkeyi bu günlere getirdi.
Bu bağlamda, “Beykoz konakları CHP’den elini çeksin!” yaklaşımı sorunludur.
Çok üstün körü yapılmış bu itiraz, göründüğünden daha karmaşık sorunları barındırdığından, bir başka yazının konusu olacaktır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
'Memleket' küçülüyor!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Neden fakirleştik?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Afyon üstünden Akşehir’e... (Gezi notları)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva