Boris Johnson hükümeti bugüne kadar Korona pandemisi konusunda aldığı her kararı salt bilimsel bir kurul olan SAGE’in önerileri ile aldığını söylüyordu. SAGE, COBRA isimli pandemiyi yöneten hükümet kuruluna danışmanlık vermekte olan salt bilimsel üyeleri olan bir kurul. Önce Johnson’ın COBRA toplantılarına katılmadığı ifşa oldu. Sonra SAGE kurulunun üyelerinin gizli tutulduğu ve tutanaklarının halka açılmadığı, gizli tutulduğu yani şeffaflık olmadığı ortaya çıktı.

The Guardian gazetesi bu kurulda başbakanın en önde gelen siyasi danışmanı, bilim adamı olmayan Dominic Cummings’in olduğunu ortaya çıkararak kapalı kapılar ardında olanları sorgulamaya başladı. Cummings’in bu kurulun toplantılarına girmesinin ortaya çıkması halkı çok rahatsız etti çünkü Cummings’in bu bilim kurulundaki varlığı bilimin tarafsızlığını bozuyor, Cummings acaba üyelere baskı mı yapıyor veya başbakana hangi bilgileri tarafsız iletiyor gibi sorular gündeme geldi.

Üyeleri neden gizli tutuyorlar sorusuna hükümet bilim adamlarını saldırılardan lobicilerden, etkilenmekten ve baskılardan korumak için olduğunu söyledi ama bu defa onları korumanın başka yolu yok muydu, Cummings’in toplantılara girerek tarafsızlığı bozduğu soruları gündeme geldi. Bilimsel bir tavsiye geldiğinde bilimsel yerine siyasi kimliği olan Dominic Cummings’in bu kurulda olmasının kurulun bilimsel tarafsızlığı olmadığını, siyasetin bilime bulaştığını gösterdi. Bu konu çok kişiyi rahatsız etti. The Guardian gazetesi hükümetin halkın güvenini istiyorsa şeffaflık olması gerektiği dile getirildi.

Boris Johnson gelecek günlerde daha fazla şeffaflık olacağına söz verdi ancak göreve başladığı ilk gün Covid19 la ilgili hükümetin aldığı hiçbir karar konusunda, binlerce kişinin ölmesine karşın özür dilemedi, bir açıklama yapmadı. The Guardian’dan John Crace’nin haberine göre başbakan hastalığı sonrası kilo vermiş, yüzü sararmış ve saçları kesilmesi gereken bir uzunluğa gelmişti.

İkinci skandalı BBC duyurdu

İkinci skandal ise BBC araştırmasıyla geldi. BBC ve The Guardian bu araştırmalarıyla ve yayınlarıyla demokrasinin beşiği olan Birleşik Krallığın basın konusundaki bağımsızlığını bir daha kanıtladı. BBC, Panaroma programında tıbbi malzeme konusunda Boris Johnson hükümetinin bilerek, isteyerek, önemsemeyerek pandemiye hiçbir hazırlık yapmamasını ortaya çıkardı. Panaroma programı, Covid19 Birleşik Krallığa geldiğinde Milli Sağlık Örgütü olan NHS’nin depolarında yedeklenmiş maske, giysi, ceset torbası, göz koruyucu siper, pansuman bezi ve birçok benzer malzemenin olmadığını açıkladı. NHS de çalışan personel yaşamlarının hükümet tarafından tehlikeye atıldığını söyledi.

BBC Panaroma 2009 yılından itibaren depoların boşaldığını, sorumlulara bu konuda bilgi verildiği halde hükümetlerin hiçbir önlem almadığını, çalışanların çöp torbası, alışveriş poşeti giymeye zorunlu bırakıldığını söyledi. Geçen haziran ayında hükümetin bu konuda tekrar uyarıldığı, şu an yaşanan koruyucu giysi zorluğunun zamanında önlem alınmayıp çok gecikildiği ve dünyada salgın olduğu için olduğu son anda verilen siparişlerin yeterli olmadığını ortaya çıkardı. Yaşam kurtaran FFP3 nefes alma maskelerinin 2009 da depoda 33 milyon olduğunu, 12 milyonunun çıkış yapıldığını, kullanıldığını ama gerisinin nereye kaybolduğunun hükümet tarafından hesabı verilmediği, hükümet yetkililerinin açıklamayı reddettikleri açıklandı.

NHS çalışanlarıyla konuşan Panaroma ekibi çalışanların hükümetin şeffaf olmamasından yakındığını, bilgi alamadıklarını ve panik halinde olduklarını duyurdu. Ayrıca test için gereken pansuman bezi gibi malzeme kıtlığı da olduğu belirlendi. Halk sağlığı uzmanı olan Profesör John Ashton hükümetin hazırlıksızlığı nefes kesici dedi. Hükümet Bakanı Victoria Atkins ise BBC sabah programında Panaroma programı konusunda çok çok üzgün olduğunu açıkladı. Panaroma, 2019 yılında sağlık kurullarının eksikleri belirlediği ve bu malzemelerin alınmasını önerdiğini belirledi.

Oysa bu yıl 13 Martta hükümet bu kadar koruyucu giysiye gereksinme olmadığını, maske takmanın yeterli olduğunu belirtti. Panaroma programı aynı gün hükümetin Covid19 u riskli hastalıklar (HCID listesi: sonuçları yüksek olan bulaşıcı hastalıklar listesi) listesinden bu listeye eklenmesini isteyen uzmanlara sormadan çıkardığını, başka uzmanlara 13 Mart günü, gündemin “diğer işler, dilekler” adlı son maddesinde sorduğunu belirledi. Altı gün sonra İngiltere Halk Sağlığı artık Covid19 un HCID listesinde olmadığını duyurdu. Hükümet görevlileri HCID listesinden çıkarılmadan uzmanlara danışıldığı şeklinde bir savunma yaptı. Aşağıda kafasında alışveriş poşeti ile görev yapan bir sağlık personeli…

12 Çocuk Yoğun Bakımda
Bu arada yine BBC haberine göre en az 12 çocuk Covid19 benzeri belirtilerle yoğun bakıma kalktı. Çocuklar toksik şok, kalp ve mide sorunlarıyla yoğun bakımlık oldu. Kawasaki hastalığı denen bir hastalıkla ilgili de olabileceği söylenirken doktorlarda Covid19 un resmi adı olan SarsCov2nin çocukları da etkilemeye başladığı kaygısı arttı. Bazı çocuklarda Covid19 virüsü belirlendi, bazılarında testler negatif çıktı. Doktorlar bunun Covid19 olup olmadığı konusunda kararsız kaldı. Dr Liz Whittaker panik yaşamalıyız diyerek tüm doktorları uyardı.