Serdar DEĞİRMENCİ
Bir gün tek başına
6 Eylül 2016 Salı

“Bitti,Bitti, Bitmedi” derken gitti…

“ O iyi insan, o güzel ata binip” Yaşar Kemal’in,Rıfat  Ilgaz’ın,Mihri Belli’nin, Nazım Hikmet’in,  yanına gitti...

1 Eylül Dünya Barış Gününde uğurladık büyük ustayı; “Hey sen ne güzelsin kavgamızın şehri dediği İstanbul’dan…”

 Sıkılmış yumruğu ve sırtındaki Nazım’ın gömleğiyle hatırlanacak hep…

Yazdığı şiirler,tiyatro oyunları,senaryo ve romanlarda yaşayacak bundan sonra Vedat  Türkali…

Asıl adı Abdülkadir Pirhasan olan yazar,18 yaşında girdiği Komünist Partide başladığı siyasal mücadelesini, ölümüne dek hiç ödün vermeden sürdürdü.Bütün solcu aydınlar gibi yolu hapishaneden geçti.1951 yılında tutuklanarak 7 yıl hapis yattı.Edebiyat dünyamızın son dönemlerdeki en büyük çınarlarından biriydi.

Şairdi, senaristti, yönetmendi, yazardı ama her şeyden önce muhalif bir aydındı.97 yıllık yaşamında onurlu duruşunu hiçbir zaman bozmadı.Barışın , özgürlüğün,direnişin  yılmaz, yorulmaz savaşçısıydı.Alın terini mürekkep yaptı yazdı…Yazdı…Yazdı…

Edebiyatın her alanında kalem oynattı.senaryosunu yazdığı,Karanlıkta Uyananlar filmiyle, Türk Sinemasının ufkunu açtı.Hayatı barış ve özgürlük için verdiği mücadeleyle geçti.İzlendi, kovuşturmalara uğradı, tutuklandı, ödüller aldı. Hayatı hep dolu dolu yaşadı.Ödüller aldığında da, 2004-2oo5 yılı Vedat Türkali yılı ilan edildiğinde de ayni  mütevazi kişiydi…

Neredeyse bir marş haline gelmiş; Onur Akın’ın besteleyip, Edip Akbayram’ın seslendirdiği İstanbul şiirini unutmak mümkün mü?..

Salkım salkım tan yelleri estiğinde

Mavi patiskaları yırtan gemilerinle

Uzaktan seni düşünürüm İstanbul

Binbir direkli Halicinde akşam

Adalarında bahar

Süleymaniye’nde  güneş

Hey sen ne güzelsin kavgamızın şehri

…………………………………………………………

Boşuna çekilmedi bunca acılar İstanbul

Bekle bizi

Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle bizi

Parklarınla, köprülerinle,kulelerinle, meydanlarınla

Mavi denizlere yaslanmış

Beyaz tahta masalı kahvelerinle bekle

…………………………………………………………..

Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi

Bekle dinamiti tarihin

Bekle yumruklarımız

Haramilerin saltanatını yıksın

Bekle o  günler gelsin İstanbul bekle”

  Sen bize layıksın.” 

*

O;

“Bir Gün Tek Başına’”yla ezberimizi bozdu.Hayata, aşka, kavgaya bakış açımızı değiştirdi.O  yıllarda devrimci gençliğin çok katı kuralları vardı. El ele tutuşmak, aşık olmak,bir zayıflık belirtisi olarak görülür ve tasvip edilmezdi.Aşık olmanın, sevmenin bir zayıflık değil, insan olmanın bir sonucu olduğunu da öğretti bize.Tabuları yıktı,bir kuşağı tümden etkiledi.Biraz okuma merakı olup ta, hala bu  ödüllü romanı okumayanların aklına şaşarım…

Sonra…Sonra…. devam etti romanları…

 Her biri Yakın tarihimizin ayrı bir dönemini  anlattığı ; Mavi Karanlık,Yeşilçam dedikleri Türkiye,Tek Kişilik Ölüm, Güven, Komünist, Kayıp Romanlar,Yalancı Tanıklar Kahvesi, Biti, Bitti, Bitmedi….

*

Uzun yaşamı boyunca kavgasına ve arkadaşlarına hep sahip çıktı.İşkence altında adını vermeyerek, kendisini çok büyük bir tehlikeden kurtaran Ermeni asıllı yoldaşı Haig Açıkgöz’ü her zaman çok sevdi.Doğu Almanya’ya göçtüğünde de ziyaretine gitti. O da Nazım’ın saklaması için kendisine verdiği gömleği sana yakışır diyerek hediye etti. Bu gömleği bir mücevher gibi sakladı.Gömleğin yıpranmasını önlemek için, sadece yeni bir romanı yayınlandığında bir iki gün giymek üzere kural koydu kendi kendine.

 Son röportajlarından birinde, Nazım’ın gömleğini giyip, sağ yumruğunu havaya kaldırarak  “ Öyle bir fotoğraf çek ki, tabutuma assınlar ” diyerek poz vermiş ve tabutuna asılan o fotoğrafla Nazım’ın yanına uğurlanmış bir bilgedir Vedat Türkali…

“ Bitti, Bitti, Bitmedi…”.

Demokrasi, barış, özgürlük  mücadelesi hep devam edecek…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Nermin süalp 6 Eylül 2016 Salı 18:42

Çok eskiden (tek başına)romanını okumuştum çok beğenmiştim. Hala hatırlarım

Yorumu oyla      11      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva