Bu sabah dünya Amerika’dan gelen haberle sarsıldı. ABD Başkanı Trump, kendisi ve eşine yapılan Covid-19 testinin pozitif çıktığını duyurdu. Trump, Twitter mesajında karantina ve iyileşme sürecine derhal başlayacakların söyledi ve “Bunu birlikte aşacağız” dedi.

Daha önce Donald Trump'ın yakın danışmanlarından Hope Hicks'e yapılan koronavirüs testinin pozitif çıktığı bildirilmişti. Hicks, Demokrat Partili rakibi Joe Biden ile canlı televizyon tartışmasının yapıldığı Ohio'ya giderken, Trump ile birlikte Air Force One adlı başkanlık uçağındaymış. 31 yaşındaki Hicks, ABD yönetiminde koronavirüs görülen isimlerin, başkana en yakın olanı. Hicks, Air Force One uçağına maske takmadan binerken görüntülenmişti.

Küresel piyasalar da bu pozitif haberiyle negatife geçti.  

Bu haberi alınca güzel Türkçemizin nadide deyimlerinden “Allah’ın Sopası Yok!” geldi aklıma… Trump’ın en önemli özelliği olan virüsü ciddiye almaması, hatta küçümsemesini nasıl unuturuz.

ABD Dünyada en fazla koronavirüs vakasının ve can kaybının görüldüğü ülke. Vaka-hasta meselesinde bizdeki gibi yapmıyor ABD sağlık otoriteleri.

Ama geçen Mayıs- Haziran ABD Başkanı Donald Trump, Demokrat valilerin yönetiminde olan bazı eyaletlerde koronavirüs ile mücadele için alınan tedbirlerinin kaldırılmasına yönelik çağrıda bulundu. Trump'ın bu desteği üzerine, karantina karşıtı eylemler Demokratların yönettiği birçok eyalete sıçramıştı.

Gazeteci BobWoodward'ın "Öfke (Rage)" isimli kitabında, Trmup ile 19 Mart'ta yaptığı bir röportajda, Başkanın Kovid-19 salgının etkilerinin farkında olduğu ancak buna rağmen halka virüsü önemsiz gibi göstermeye çalıştığını kabul ettiğini yazmasının ardından Washington'da tartışmalar yeniden Trump'ın virüs politikasına odaklanmıştı.

Benzeri bir durum Temmuz ayı ortalarında Brezilya’da yaşanmıştı. Trump kadar enteresan bir kimlik de Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro idi… En başından beri virüsü ciddiye almayan Bolsonaro için Temmuz ortasında yüksek ateş şikayeti olduğu bildirilen devlet başkanının Covid-19 testi yaptırdığı duyurulmuş, aynı günün akşamı Bolsonaro'nın korona virüs kaptığı açıklanmıştı.

Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro da Trump gibi, yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınının başından beri takındığı tavır, virüsü ciddiye almaması ve ülkesinin içine düştüğü durumdan sorumlu olduğu nedeniyle eleştiri yağmuruna tutuluyordu.

Brezilya Devlet Başkanı testin pozitif çıkmasından bir gün sonra kameraların önüne geçerek 'hydroxychloroquine' adı verilen ve korona virüs tedavisinde kullanılsa da etkinliği kanıtlanmamış olan ilacı içerek adeta şov yapmıştı. Bolsonarohydroxychloroquine içerken poz vererek kendisini iyi hissettiğini, ilacın tedavide hemen etkili olmaya başladığını da iddia etmişti…

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İtalya’nın eski Başbakanı Berlusconi de hastalığa yakalanmıştı. Bunların ortak özelliği virüse inanmamalarıdır malum…

Neydi deyim; “Allah’ın Sopası Yok!”

***

Bu siyasilere baktığımda dünya nereden nereye geldi diye düşünmeden edemiyorum.

Hangi ülkenin aklı başında lideri, ülkelerin varlıklarını güçlenerek sürdürebilmelerini bilimsel gelişimin sağlanmasıyla olanaklı olmadığını bilmez ki.

Toplumsal ve ekonomik yapılarını, sanayisini ve eğitim sistemlerini yeni teknolojilere göre uyarlayan ülkeler, ekonomik büyümeyi sürekli kılıyor.

Bu siyasileri kendi vatandaşları seçiyor ama dünya ciddiye almıyor. Çünkü sadece bilime önem veren ülkeler gelişmiş ülkeler arasında anılıyor. Trump, Boris gibi siyasilere rağmen Amerika ve İngiltere bilim ülkesi olarak tanımlanmaya devam ediyor. Çünkü ElonMusk gibi bilime inanmış insanlar var da, bilim ve teknolojiye yön veren ve insanlığın yararına kullanabilen ülkeler kadar şirketler de her alanda belirleyici rol oynayabiliyor.

Bütün bunlar virüsle mücadelede bilimin gereğini bir kez daha ortaya koyuyor.