Yalanla besleniyoruz…

Ve yalanla beslenmeyi mümkün kılan siyaset dört bir tarafımızı kuşattı.

Yürüyen gerçek; Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri, 40 yıldır neo liberal düzenin getirdikleriyle sarsılıyor.

24 Ocak Kararları ile teslim alınan ülkenin sağ cenahında muhafazakârlar AKP’ de temsil edilirken, sol cenahta CHP öne çıkıyor.

12 Eylül darbesiyle başlatılan neo liberal döneme CHP önceleri direnmiş olmakla birlikte, AKP’ninyanı sıra yeni rejimde yerini aldı.

Bu nedenle de sosyal demokratların ne dediği ve ne yapmak istediği toplum indinde elan tam bir muamma…

AKP zaten misyonu gereği din, iman, yerli, milli derken ülkeyi küresel cehenneminin orta yerine getirip bıraktı.

CHP’nin en büyük talihsizliği, kadrosuzluk olmalı…  Örgütler kapitalist sisteme karşı nutuk atmak konusunda hayli becerikli… Fakat kapitalist sistemin ne olup olmadığı konusunda bilgi eksikliği endişe veriyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kapitalist sisteme entegrasyonunu konuşmak adeta parti suçu… Sanki o yıllarda sosyalist Türkiye kuruluyordu da 1950’den sonra kapitalist oldu…

Kapitalist sisteme entegrasyon sürecinde, sermaye yetersizliği nedeniyle öne çıkan devletçi dönemi, karma ekonomiyi sol zannedenlerle elbet de sosyal demokrasi mümkün olamazdı.

Kapitalist sistemin işleyişini ve küresel örgütlenmesini doğru dürüst anlamadan kapitalizme karşı olmak ve CHP’nin de parçası olduğu sistemle kavga eder gibi yapmak tam bir garabet. 

CHP gerçekten tarihi mirasıyla mütecanis bir misyon yüklenmedikçe ülkeye hayrı dokunması çok zor.

CHP’liler, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında kapitalist sisteme göre örgütlenmesini ve CHP’nin işlevini yok saydığı sürece, “deve desen değil, kuş desen değil” siyasete devam edecek.

AKP ise, “yüz yıllık uyanış” hikayesiyle milleti uyutmaya devam edecek.

600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu elbet de dünyada emperyal dönem sonlanırken bütün imparatorluklar gibi tarih sahnesinden çekilecekti. Kurtuluş Savaşı yıllarında, Cumhuriyet’i kuran Atatürk ve arkadaşları “silah yastık altında” bir hayat yaşarken kulağı üstüne yatan İslamcıların, NATO-Pentagon destekli 80 darbesiyle önlerinin açılması sonucu sahneye çıkmaları bir uyanış olmaktan ziyade uyanıklıktır.

Sonuç olarak, Cumhuriyet kurulurken, kapitalist sistemi tercih eden kurucu irade örgütlenmeyi bu tercihe göre yaptı. Ve bu tercih doğruydu. Yüzyıldır, Türkiye’yi günahıyla sevabıyla taşıyor.

Yeni bir Dünya düzeni kuruluyor. Ülkenin ne CHP’nin solcuymuş gibi yapmasına ne AKP’nin yüzyıllık uyanış hikayesine ihtiyacı var.

Sadece ve sadece yeni bir toplumsal mutabakatı yeni dünya düzeniyle buluşturacak akla ihtiyacı var. Atatürk bunu başarmıştı.