Amacım, "Pazar Keyfi"nizi bozmak değil...

Aranızda "uzun tatil"i deniz kenarında karşılayan da olabilir, evinde kalıp şu sırada pazar alışverişinden dönen de vardır...

Her güzel şeyin sonu olduğu gibi bu tatilin de bi'sonu var tabii...

Ancak...

Sizi, bizi, hepimizi ama özellikle de velileri yakından ilgilendiren bir süreçle karşılaşacağız Bayram sonrası...

18 Eylül Pazartesi okullar açılıyor...

Bu ne demek?

Okul alışverişi telaşı yaşamak için topu topu 10 gün kalıyor demek...

Ders kitapları ücretsiz, tamam ama okulların velilerin önüne koyduğu liste uzayıp giden cinsten...

Kıyafetten tutun ayakkabı, çantaya...

Oyun hamurundan, kuru boyaya kadar...

Her türlü okul malzemesi "yeni etiketleri" ile sizi bekliyor olacak...

Örneğin...

Bir beslenme çantası alacaksınız, en ucuzu 20 liradan başlıyor...

Oyun hamuru dediğiniz, 12 lira... Bir adet kurşun kalem bile 1 lira etiket taşıyor... 2.5 liralık en ucuz kalemtraşla o kurşun kalemin ömrü üç günü geçmiyor zaten...

Sayı Fasulyesi var mesela; fiyatı 2 liraya yakın...

Çocuk bu susayacak, al sana en ucuz Çelik Matara 20 lira...

Daha bunun, kuru boyası var, pastel boya takımı var, elişi kağıdı var... Velhasıl var oğlu var...

Geçen eğitim-öğretim yılına göre yüzde 25 fiyat artışı var... Bunu ben söylemiyorum... Zammın müjdesini veren Tüm Kırtasiyeciler Derneği Başkanı...

Çantası, ayakkabısı, kalemi, cetveli metveli derken, 4 milyar dolarlık sektörden söz ediyorum... Üstelik öyle bir sektör ki, elin mahkum; boğazından keseceksin, yine de okulun burnumuza dayadığı o listelerdeki okul alışverişini yapacaksın, kurtuluşu yok...

Herkesin bu konuda bütçesi denk değil...

Bakın...

Daha 15 gün önce Türk-İş, Yoksulluk Sınırı"nın 4 kişilik aile için 4 bin 913 lira olduğunu açıkladı... Siz O'na beş bin lira deyin kestirmeden...

Hal böyle olunca...

Sadece ilkokuldaki bir yavru için yapılacak eğitim harcaması 500 liradan aşağı değil... Herşeyi, ne malı olduğuna bakmadan(!) işportadan almaya kalksanız o bile 300 lirayı geçiyor... Çocukların ikisi birden ilkokulda ise, evdeki "ekonomik depremi" düşünün...

Benim naçizane önerim şu...

Mümkünse belediyeler, şu kırtasiye işine bi'el atıversinler... Biliyorum, okulların boyasına-badanasına, hatta bahçe duvarına kadar hep gönülden katkı koyuyorlar ama bi'kerecik de mesela defter dağıtsınlar, çanta versinler veya su matarası ile o kuzucukları sevindirsinler... Hiç olmazsa sadece "bir kalem" malzeme ile velilerin yükünü hafifletsinler... Ne güzel olur di'mi?

Sonsöz: Ne demiş atalarımız? "Az veren candan, çok veren maldan..."