Türkiye’miz maşallah gündemini bile takip mümkün olmuyor. Daha dün tam Milli Hakimiyet bayramını kutluyorduk ki, Tayyip Erdoğan Ermenilere taziyet mesajı gönderdi. Hem de soykırım yalanının 99. yılına bir gün kala…
99 yıldır savunduğumuz ‘tez’e tam aykırı bir tutum. On binlerce şehidimizin kemiklerini sızlatan bir tavır. Her halde “Kürt açılımından” sonra kapıda “Ermeni açılımı” var demektir.
Yazıklar olsun…
Esas merak ettiğim husus bütün bunlara yüzde 45 ne diyor acaba?
Gelelim tekrar Cumhurbaşkanlığına…
Belli ki AKP’nin adayı Tayyip Erdoğan’dır.
Bu konuda ileri sürülen varsayımlara ve senaryolara katılmadığımı ifade etmek istiyorum. Aday olamayacağına dair ileri sürülen hususlar gerçekçi değildir. 30 Mart seçimlerinin sonuçları Erdoğan’ın adaylığını adeta kesinleştirmiştir.
Esas mesele AKP’nin dışın da kalanların ne yapacağıdır. Yani muhalefet ne yapacak? Şu ana kadar ne yazık ki hiçbir emare yok ne yapacaklarına dair. Sadece bir takım mücerret laflar var.
“Saygın olacak”
“Herkesi kucaklayacak”
“Pırıl pırıl Vatan evladı” gibi benzer laflar.
Bunlar aslında sadece Cumhurbaşkanın da değil, her Yurttaşta olması gereken vasıflar. Yeni bir şey değil ve çözüme yönelik sözler değil.
Şimdi bazı konuları tekrarlayalım :
2002 den bu yana:
Ünitere yapımız açıkça tehlikededir.
Ulus Devlet yapımız açıkça tehlikededir.
Demokratik rejim parti diktasına dönüşmektedir.
Ülke fiilen bölünme ile karşı karşıyadır…
Bölücü terör örgütü pek çok siyasal mevzi kazanmıştır.
Milli Bayramları bile kutlayamaz olmuşuzdur.
Yazının başında bahsettiğim “Ermenilere taziyet mesajı” dahi işin vahametini apaçık ortaya koymaktadır.
Emperyal taarruz Ülkenin bütün cephelerini sarmıştır.
Aydınlık yoldan ayrılıp her geçen gün karanlığa doğru hızla ilerliyoruz.
Bütün bunlara onlarca daha tehdit ve tehlikeyi ekleyebiliriz.
Şimdi hal böyle olunca:
Öylesine “pırıl pırıl, saygın, kucaklayıcı” diyerek bu konu geçiştirilmez.
Başlıkta da yazdığım gibi bu tehdit ve tehlikelere karşı ancak ‘Milli Cumhurbaşkanı’ ile karış durabiliriz. Atatürk’ün köşküne ancak ‘millilik’ vasfı öne çıkmış biri çıkarsa tehlikeler bertaraf edilebilir.
Nasıl “Milli”?
Taraf olan biri…
Nerden yana taraf?
Ulus Devletten yana.
Üniter Devletten yana.
Laik Cumhuriyetten yana.
Milli birlik ve bütünlükten yana.
Tam bağımsızlıktan yana.
Atatürk’ten yana.
Kumpas, tertip gibi hilelerle Ordumuza karşı kurulan tuzaklara karşı duran.
Bunun için bütünüyle bu görüşleri paylaşanlar hemen hiç vakit kaybetmeden bir araya gelmeli ve bu vasıfları taşıyan yiğit birini aday olarak tespit edip Türk Milletinin huzuruna çıkılmalı ve derhal çalışmalara başlanılmalıdır.
İnanın ki mutlaka sonuç alınacaktır.
Ancak:
Her zaman yapıldığı gibi Erdoğan’ın arkasına takılıp O’nun söylediklerine cevap verme yarışına girilir veya ‘Erdoğan mı Gül mü?’ tartışması ile vakit geçirilirse inanın ki o zaman iş işten çoktan geçmiş olacaktır.
Basra harap olmadan... Hemen, şimdi, derhal…
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri