Metehan UD/EGEDESONSÖZ - Kamuda yaklaşık 600 bin işçinin ücret artışının belirleneceği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerinde işveren tarafını temsil eden Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS), ilk zam teklifini yaptı. 2025 yılının ilk altı aylık dönemi için ücret zammı teklifi yüzde 16, yılın ikinci altı ayı için yüzde 8 oldu. 2026'da ilk altı ay için yüzde 7, ikinci altı ay için ise yüzde 5 teklif edildi.
Sözleşme görüşmeleri karayolları, demiryolları, askeri tesisiler, enerji santralleri, bakanlıklar, üniversiteler ve hastaneler gibi kamu kurumlarında çalışan on binlerce İzmirli işçiyi de yakından ilgilendiriyor.

TÜRK-İŞ EYLEME ÇIKTI
TİS görüşmelerinin tıkanması ile birlikte TÜRK-İŞ eylem kararları aldı. Eylem kararı kapsamında bugün sabah iş yerlerinin önünde basın açıklamaları yapıldı. Alınan karar doğrultusunda Yol-İş, Demiryol-İş, Tes-İş, Türk Harp-İş, Sağlık-İş ve Tez Koop-İş sendikalarının İzmir şubeleri iş yerlerinin önünde basın açıklamaları yaptı.
Açıklamalarda “Şimşek şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Şimşek elini cebimizden çek!” ve “Zafer direnen emekçinin olacak!” sloganları atıldı.

PERŞEMBE YARIM GÜN İŞ BIRAKMA
İş yerleri önünde yapılacak basın açıklamaları ile başlayan eylemler yarım günlük iş bırakma eylemleri, AK Parti önünde basın açıklamaları ve tam gün iş bırakma eylemi olarak devam edecek.
26 Haziran Perşembe günü ise sabahtan itibaren yarım gün iş bırakma eylemi gerçekleştirilecek.
1 Temmuz Salı günü Türk-İş Ege Bölge Temsilciliği’nin belirleyeceği şehir merkezlerinde mesai bitimi kitlesel eylem yapılacak.

3 TEMMUZ'DA AK PARTİ ÖNÜNDE AÇIKLAMA
3 Temmuz Perşembe günü 81 ilde eş zamanlı olan iş çıkış AK Parti il binaları önünde basın açıklaması yapılacak.
8 Temmuz Perşembe günü mesai bitimi iş yerleri terk edilmeyerek sabaha kadar işyerlerinde kalınacak.
17 TEMMUZ'DA TAM GÜN İŞ BIRAKMA
Bu süreçte bir gelişme olmaz ise son olarak ise 17 Temmuz Perşembe günü tam gün iş bırakma eylemi yapılacak.
TALEPLER NELER?
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in ortak hazırladığı taslakta, günlük en düşük ücretin 1800 TL’ye yükseltilmesi, bu artıştan sonra 2025’in ilk altı ayı için yüzde 50, sonraki iki dönem için ise yüzde 25’er zam yapılması ve ayrıca yüzde 10 refah payı verilmesi talep ediliyor.

İş yerlerinde okunan ortak açıklama şu şekilde:
Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz.
Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır:
Kamu Toplu iş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız.
Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz.
Uyardık: "Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor" dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik.
En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır!
Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz...
Ne siz o teklifi vermiş olun, nede biz duymuş olalım!
Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir.
Zordayız Geçinemiyoruz!

Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş,
bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz:
Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir.
Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir.
Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir.
Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır.
Emekçi üstüne düşen görevini yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir! Alın terini dökerek ülkesine milletine değer katmaktadır
Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir.
Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır.
Bu böyle gitmez!
Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz!
Masa susarsa, meydanlar konuşur!
Bu işin sonu greve kadar gider!
Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz.
Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz.
Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz.
Yarın alanlarda olacağız!
Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz!
Emekten gelen gücümüzü kullanır, gereğini yaparız!
Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Yaşasın emekçinin onurlu direnişi!
Yaşasın TÜRK-İŞ!





